Lezzet içeren bu röportaja hoş geldiniz... 

Carbone’un enfes lezzetlerini şehirde bilmeyen kalmadı. Kentin gastronomi durağı unvanına sahipbu çok özel restoran bir süredir tadilat çalışmaları sebebiyle kapalıydı. Lezzetli ve kaliteli yemekseverlerin özlemle açılmasını beklediği çok özel bir mutfağa ve farklı lezzetlere sahip restorantekrar kapılarını açtı. Şehrin tam merkezinde, Yahya Kaptan’da kahvaltıdan, akşam yemeğine tümlezzetleri ve sunumlarıyla size çok farklı hissettirecek Carbone’u bu röportajımızla sayfalarımızataşıyoruz. 

CARBONE – “Gastronomi yolculuğu kaldığı yerden devam ediyor.” 

 

Sizleri eşsiz bir gastronomi yolculuğuna çıkaracak olan Carbone'un

kurucusu Doğukan Asım Kurt ve işletmecisi Yasin Ahmet Güngör ile buluştuk. 

Bu serüven nasıl başlamış ve şu an neler oluyor hepsi bu röportajda..

Merhaba. Okurlarımıza kendinizden bahseder misiniz ?

Doğukan: 

2000 yılında İzmit’te doğdum. Aslen Trabzon - Ofluyum.18 yaşıma kadar akademik kariyerimedevam ettim. Bu süreçte, 16 yaşımda yardımcı eleman olarak Derince Sanayi Sitesi’nde Selpololarak bilinen kimyasal üretim tesisinde çalışmaya başladım. Aynı zamanda futbol oynadım,yüzücülük yaptım ve halk oyunlarında bulundum. Bu sporlar sayesinde tüm Avrupa’yı gezme ve keşfetme şansına sahip oldum. Sonrasında okulu bırakıp kendi işimi kurmak için yola koyuldum.19 yaşımda ilk e-ticaret şirketimi kurdum. Henüz 6  ay sürmemişti ki, maalesef bırakmak zorundakaldım. Devamında gezdiğim ülkelerde yediğim yemeklerle alakalı kafamda bazı şeyler canladı. Her zaman, yemek yemeyi ve yeni lezzetler keşfetmeyi çok seven bir insan oldum. İlk baştakendime Avrupa şehirlerindeki gibi bir makarnacı açmak istedim. Sonrasında hayaller hayalleridoğurdu ve 01.09.2020’de yanımda bir ortak ile Carbone adlı sevilen restoranımızı kurdum. Şuanda tek başıma devam etmekteyim. Bu şekilde bir serüvene katıldık, güzel bir ilerleme kaydettik. Yardımcı eleman olarak ilk iş hayatına atıldığım polyester ve plastik üzerine üretim yapan Selpol’ü(şimdiki ismiyle DoğuPlast) devir aldım.

Yasin : 

1991 İstanbul doğumluyum. İlk ve ortaokulu Maltepe’ de liseyi Şişli lisesinde okudum. O zamanlarailelerimiz yaz tatillerinde para kazanmanın zorluklarını erken yaşta anlamamız ve bir meslek “altınbilezik” edinmemiz için bizleri berber, sanayi, fırın, eczane gibi yerlere çırak olarak gönderirdi. İşhayatı ile ilk tanışmam o zamanlarda oldu. Çünkü o zamanlar, gittiğimiz restoran ve kafelerdekiservis eden insanları hayranlıkla izlerdim. Özellikle annem çalışmak istiyor olmamı çok desteklerdi. Bunların geçici olduğunu, bir gün kendi paramı kazanmam gerektiğine hazırlardı beni. Yaz tatilindeevde canımın sıkıldığı bir gün dolaşmaya çıktım ve Mecidiyeköy Mado’da “komi” aradıklarıylaalakalı bir ilan gördüm. Gidip ilk iş başvurumu yaptım ve sektöre ilk adımımı attım. Dahasonrasında bu sektör macerası beni İstanbul’un lüks restoran ve gece klüplerine, sonrasındagüney sahillerindeki oteller ve pub işletmeciliklerine kadar sürükledi. 

Ve; finalde Carbone restoranın işletmecisi olarak buradayım.

Carbone’un kuruluş hikâyesini anlatır mısınız ? 

Doğukan:

Çok ani ve hızlı gelişen bir girişimcilik oldu. Restoranımızı açtıktan 13 gün sonra tüm dünyayısarsan korona virüs sebebiyle kapatmak zorunda kaldık. Kendimizi tanıtmaya bile fırsatımızolmadı. Fakat çok uğraştık, ayakta tuttuk. Çok zorlandık ama pes etmedik. Carbone, farklı ve özelbir restoran. İçerideki tüm üretim doğal ve ev yapımı ürünlerden oluşuyor. Sadece hammadde gelirve onu işleriz. Ürünlerimizin hepsi coğrafi işaretli ürünlerden oluşuyor. Her ürünü mevsimindekullanmaya özen gösteririz. Kısacası, Akdeniz - İtalyan konspetli bir gastronomi noktasıyız. Tümmutfak ekibimiz hem alaylı hem de bu işin bilimsel kısmında kariyer yapmış profesyonel kişiler . Burada yiyeceğiniz her bir farklı lezzeti, anne eli değmişcesine gönül rahatlığıyla yiyebilirsiniz.

 

Carbone çok sevildi, sonrasında çok özlendi. Ve şimdi yeniden sevenleriyle buluştu. Bu süreçte neler değişti ? 

Doğukan : 

Aslında bizim için çok fazla bir şey değişmedi. İç mekân olarak biraz değişikliğe gittik. Daha ferah,daha konforlu bir alan yaratmak istedik. Elektriksel olarak çok büyük sorunlar yaşadık vemutfağımızı komple değiştirmek zorunda kaldık. Bu kadar uzun bir süre olarak tadillatta olmamızaslında bu yüzdendi. İnsanlar burayı tekrar açıldığında farklı görmesi için iç mekanda da değişikliğe gittik. Mutfak ekibimiz ve konsept olarak hiçbir şey değişmedi. Hatta bir tık dahamenüyü zenginleştirdik. Şu anda mutluyuz. Kentte böylesine sevilen ve özel bir restoran ile hizmetvermek ve bunun karşılığında övgüler almak bizi çok motive ediyor.

Carbone’un özel menüleri var. Bize bu özel lezzetlerinizden bahseder misiniz ? 

Yasin : 

Restoranımız ağırlıklı olarak İtalyan mutfağıdır.  %95 ürünü kendimiz imâl ediyoruz. Sadecehammadde alışı yapıyoruz. Makarnalardan pizzalara, hamburger ekmeklerinden başlangıç olarakverdiğimiz foccacio ekmeğine hatta ketçapa kadar el yapımı doğal ürünler üretiyoruz. İnovasyonçeşitlerimizde ise Fransız ve Meksika yemek ve atıştırmalıkları bulunuyor. Orijinal Fransıztatlılarımız bu bölgede oldukça meşhurdur.

Misafirleriniz tarafından en sevilen ve sık tercih edilen ürünleriniz hangileri?

 

Yasin :

Kremalı mantarlı ve tavuklu, parmesan tekerinde tagliatelle. Taze İtalyan makarnasını, masanızagelen 45 kiloluk parmesan tekerinin içinde alevler eşliğinde yavaşça pişiriyoruz. Parmesanınerimesini izlerken ilave edilen makarna peynirle buluşuyor. İzleyeceğiniz bu harika görsel şov,  enfes bir tada sahip. Kırmızı et seçeneklerimizi ve özellikle klasik İtalyan tipi fırından pizzalarımızıdenemek için şehir dışından dahi gelen çok sayıda misafirlerimiz oluyor. 

İmza lezzetleriniz neler ? 

Yasin :

Carbone menüsü benim için başlı başına bir imza aslında. Ana yemeklerde yöresel bir İtalyanyemeği olan, 8 saat ağır ateşte pişmiş ossobuco, uzun saatler odun ateşinde 18 çeşit kök sebzeile pişen dana yanağı ve deniz mahsülü seven misafirlerimiz için paella gerçekten bu sene içinCarbone yorumu ile hazırlanmış özel imza yemeklerimizden. 

Tatlılar olarak; krema dolgulu çıtır profiterol ve mus plus sadece bizim değil, yedikten sonramisafirlerimizin de kendi damaklarına atacakları kalıcı imza tatlarımız.

 

Sizin için iyi bir şef olmak ne anlama geliyor ? 

Yasin : 

Benim için; gerçekten isteyen, emek veren herkes şef olabilir. İyi bir şef olmak, yetenekle ve içgüdüyle başlar. Yetenek ve içgüdü demişken, doğduğumuzdan itibaren asla nasıl bu kadarlezzetli yaptıklarına aklımızın almadığı ve ilk tanıdığımız en iyi şefler olan annelerimizi hatırlatmakisterim. Çünkü, onlardan aldığımız ve keşfettiğimiz bu yetenek gerçek anlamda bizi “iyi” yapmayolunda tetikliyor. Gerçekten iyi bir şef, benim için elma gibidir. Her elma gibi, iyi bir şef olma yolunda ilk zamanlar herkes “ekşi”dir. İyi bir emek, iyi bir çalışma, düzenli sulama ve bakımdansonra tadından yiyemezsiniz.

Doğukan : 

Carbone ailesi olarak 3 yıldır bu sektörde varız. Pandemiden dolayı 1,5 sene kadar müşteriağırlayabildik. Bu sebepten ötürü hâlâ bu sektöre tutunabilmemiz bence çok kıymetli. Bunukarşılığını aldığımız için çok mutlu ve gururluyum. Bizim gibi nice güzel emsal gösterilecekrestoranlar vardır. Fakat, biz bu restoranın çok özel olduğuna inanıyoruz. Bu sektörde hep varolmak ve müşterilerimize gastronomik deneyimler yaşatmaya uzun yıllar devam etmek istiyoruz. Burası sürekli gelişen, kendini yenileyen çok özel bir mutfağa ve ekibe sahip. Gelen misafirlerimiziher daim şaşırtacak ve her geldiklerinde “vayyy be.. ne yemekti..!” dedirtecek içeriklerihazırlamaya devam edeceğiz.