Analar günü yazarız da, babalar günü sessiz mi kalırız yani… Yok öyle ayrımcılık…
Babanın hakkı aynen ananınki gibi ödenmez.. Ve yeri asla doldurulamaz… Sadece babalar, analar gibi duygularını dışa vuramazlar ve daha katı görünmek zorunda hissederler kendilerini…
Katı, sert ve acımasız… Tabi iki genlik dönemlerinde ki evlatların gözünde…
Peki ama, yürekleri de öyle midir acaba babaların?
İşte bu konu üzerine kafa yorarken, internette çok hoşuma giden bir baba nasihati çıktı karşıma…
Babanın oğluna içtenlikle ve yakararak anlattıkları… Bakın yazıyorum…

Oğlum sana öğretmediğim duygulardan dolayı borçluyum, hem de çok…
Ne çare, bize de böyle öğretmişlerdi, doğru kabul ettik…
Evet anlıyorduk, bir şeyler değişiyor ama tam olarak kavrayamıyorduk…
Bilinenleri değiştirirsek başımıza bir sürü dert gelir diye korkutmuşlardı…
Ne kadar eğitimli olursak olalım, bildiklerimizin sınırlarının ötesine geçemiyorduk…
Artık neyse, şimdi sana duygu öğütleri… Bunları bil ve hayatına rehber yapmaya çalış…
Oğlum, kalbini dinle… Yüreğindeki duyguları… Her ne arıyorsan orada var…
En sıkıştığın zamanlarda, en bilinmezlik anlarında ihtiyacın olduğu gücü ve cevapları orada bulacaksın… Oraya giden yolsa çok basit… Çocukluğunun en gerisine git…
İşte orada masumiyetin.
Hayat çok miktarda sıkıntı, çok miktarda gayret, bol yenilgi, ama en çok da, mutluluk ve sevinç demektir…
Bunların hepsini doya doya yaşayacaksın…
Unutma her hücrene kadar hiç eksilmeyen bir kaynaktan besleniyorsun…
Onun adı sevgi.. Sevgi vermenin zayıflık olduğunu sanma…
En büyük gücün sevmektir… Tutkuyla sev…
Öyle tutkuyla sev ki, sevdiğinin yüreğini elinde tut…
Bir kadını seviyorsan, böyle sev… O bunun değerini illaki bilecektir…
Sevdiğin kadına sarıldığında, şöyle kollarını kocaman aç ve sımsıkı sarıl…
Sevgiyle, aşkla, dostlukla sarıl… Yürekleriniz bir çarpsın…
Sevdiğin kadını öptüğünde, onu adeta kendin gibi hisset…
Bütün hücreleriniz bir olsun… Sevdiğin kadının yolların güller dök…
O yollarda misler gibi yürüsün…
Sevdiğin kadının ellerinden ellerini, gözlerinden gözlerini ayırma…
Ona bütün varlığını vermekten çekinme…
Onu böyle sevdiğinde, seninle bir, seninle bütün olacağından şüphen olmasın…
Unutma oğlum… Bizim bütün bildiklerimizden çok daha farklı bu sözlerim… Unutma..  Sevdiklerin ve kadının için dağ gibi ol…
Şöyle heybetli, yalçın dağlar vardır ya, onlar gibi ol…
Sana dağ gibi güçlü ol demiyorum… Dağ gibi ayakta dur…
Hiçbir badire seni yıkamasın… Dostların ve sevdiklerin sana güvensin…
Kalbinde fesat olanlar bile sana saygı duysun ve hakkını teslim etsin…
Ne yapıyorsan dolu dolu yap…
Yapmayı istemediğin ama yapmak zorunda kaldıklarını bile sıkıntını belli etmeden yerine getir…
Bazen çok yalnız hissedeceğin zamanlar olabilir, tutunacak bir dalı olmadığını  düşünebilir, çok üzülebilirsin…
Unutma oğlum… Başvuracağın tek ve esas kaynak yüreğindir…
Oraya gittiğinde her şey hafifleyecek, gerçek yerini bulacaktır…
Oğlum, ağlamak istediğinde hüngür hüngür ağla…
Sakın boğazın düğümlenmesin… Ağlamak cesarettir… Bazen hayat seni çok sıkıştıracak.. Ummadığın  taş başını yaracak… Çaresiz hissedeceksin… Bu durumun, hayatın sana fısıldamak istediği yeni bir seçenek olduğunu düşün…
Böyle bir durumu asla eza kabul etme… Aman dileme… Kimseden lütuf isteme.
İhtiyacın olan tek gerçek güç, kalbindeki sevgi ve sonsuz ışıktır… Oraya sığın…
Hiç kimsenin kaderine ve hayatına müdahale etme…
Kendisine yeni bir yol çizmek isteyen, bunu hak ettiğini düşündüğü için yapıyordur…
Yanından ayrılmasını istemediklerin gittiğinde, onlara mani olma…
Unutma, giden gitmek istediğinde, senden götüreceği tek şey sevgin olur…
Ki tekrar sana dönmek istediğinde, görmek istediğin gibi olsun…
Yani senin kadar önemli ve değerli olsun…
Yapamadıkların için dövünme, hırçınlık yapma… Öğrenmeye çalış…
Başkalarının sahip olduğu iyi ve güzel şeyleri kıskanma…
Bil ki onlar, hak ettikleri için bu zenginliklere sahiplerdir…
Sen hak etmediklerini düşünme ve yılma…
Bu senin hayatı daha iyi tanımadığını ve bilmediğin anlamına gelir…
Derhal toparlan ve at yılgınlığı üzerinden…
Dediğim gibi yüreğine git, oradan bak ve kararlı ol…
Sevgili yoldaşlarını sakın ha yanından ayırma… İnanç, kararlılık ve dürüstlük…
Oğlum, kibirli olma… Senin diğer insanlardan hiçbir farkın yok…
Hatta eğer kibir sahibiysen çok geridesin…
Bak, sana en önemli nasihatlerimde biri de bu… Sakın ola yalan söyleme…
Gerçek bir erkek yalan söylemez… Yalan taşıması çok ağır kirli bir yüktür…
Kendin, yakınların ve tüm kainat için iyilik yap... İyilik iste...
Verdikçe daha çok alacağını unutma…
Ananı, babanı ve aileni, hiç ama hiçbir şeye değişme.
Bütün bunları yapmaya çalıştığında oğlum;
Sen gittiğinde seni tanıyan ve sevgiyle anan pek çok kişi var olacaktır…
Sana söylemek istediğim daha çok şey var…
Ama inanıyorum ki, sen onları bu söylediklerimin üzerine koyacaksın zaten…
Oğlum… Beni ve sözlerimi daima hatırlamanı isterim.
Sevgili, biricik oğlum…