Adam bir ağacın gölgesinde oturmuş felsefe kitabı okuyordu. Sorular üstüne sorular adamın kafasını karıştırmıştı. Başını kaldırıp ağaca baktı ve “Keşke ağaç olsaydım, hiç düşünmeden yaşasaydım” dedi. Ağaç birden dile geldi “Hey arkadaş. Ben düşünmüyorum belki ama düşünen insanlara o kadar çok ders verebilirim ki” dedi…  Adam şaşkın ve heyecanlı bir halde; “Seni dinlemek isterim” yanıtını verdi...

Ağaç, ”peki o zaman” dedi ve konuşmaya başladı... 

– At o felsefe kitabını elinden, şimdi bana bak ve beni dinle. Sana on tana hayat dersi vereceğim… Adam yerinden fırlayarak “Tamam” dedi... Ağaç “Dinle ve bu hayat dersini asla unutma”  diye cevap verdi...

 1-Ağaç yaş iken eğilir ya da doğrulur. Her şeyin bir zamanı vardır. Hayat öğrenme sürecidir ama zamanlaması çok önemlidir. Siz de bilirsiniz ki “Yaşlı köpeğe yeni oyunlar öğretilmez. “Yaşlı kurdaysa yol öğretilmez”…

2-Düşen ağaca balta vuran çok olur. Onun için hayatta asla düşmeyeceksin. Güçlüyken gölgene sığınanlar, düşerken baltayı alıp sana koşarlar...

 3-Bizi yok etmeye çalışan baltanın sapı bizdendir. Her zaman dış düşman değil, iç düşman daha tehlikelidir. Sizin gibi görünüp de size hainlik eden insanlara dikkat edin. Dişi kıran, pirince en çok benzeyen beyaz taştır...

4- “Ulu çınar fırtınalı diyarlarda yetişir” İnsanı geliştirip mükemmelleştiren zorluklardır. Büyük adamlar büyük engellerle karşılaşıp onu aştıkları için büyük olurlar. Büyük devletlerse büyük badireleri atlatarak büyük devlet olurlar. Uçurtma rüzgâra karşı durduğu için yükselir. Anlayacağın engelleri fırsat bilmelisin…

5- Bir ağacın kökü ne kadar derinse boyu o kadar yükseğe çıkar. Kökleri zayıf olan büyüklüğü taşıyamaz. Onun için köküne sahip çıkmalısın. Kökünü unutan veya yok sayan bir ağaç ayakta kalabilir mi? Çünkü gücünü kökünden alır. Sizin de geleceğiniz olması için tarihinize sahip çıkmalısınız. Tarihinizi yok sayar, ya da unutursanız nasıl geleceği inşa edebilirsiniz?...        

6- Ağaç yapraklarıyla güler, şarkı söyler. Bir insan da ailesiyle ve sosyal çevresiyle mutlu olur. Onlarla tamamlanır. Onlarla varlığını hissettirir. O nedenle sosyal ilişkiler de çok önemlidir…        

7-Hiç bir ağaç acaba bahar gelecek mi, çiçek açacak mıyım diye düşünmez. Kök, gövde ve dallar görevini sessizce ve sabırla yaparlar. Siz de bahar coşkusunu bekliyorsanız görevinizi sessizce, hakkıyla ve sabırla yapmalısınız…

8-Meyveli ağacı taşlarlar. Bilgili, becerikli, başarılı insanlara haset eden çok olur. Onun için başarılı insanlar atılacak taşlara mukavemet edemezlerse başarılarını sürdüremezler…

9- Her ağaç kendi toprağında büyür. Ağaç ancak uygun toprağı bulması halinde gelişimini sürdürür. İnsan yetenekleri de böyledir, yani ağaç tohumu gibidir. Uygun zemin bulursa gelişir, yoksa çürür gider…

10- Beşikten mezara kadar ağaca muhtaçsınız. Çocukken beşikte, ölünce tabutta bizimle berabersiniz. Bize hep odun gözüyle bakmayın. Ormanları yakmayın. Tam aksine ibret gözüyle bakın. Sözü şöyle bitireyim, kulağına küpe olsun. “Her şey bir ağacı sevmekle başlar. Yemyeşil ormanların sesini duymakla başlar.” Bundan sonra bir ağacın yanından geçerken durun ve şarkımızı dinleyin.

Adam şaşkın şaşkın ağaca baktı. Ağaç ona hiçbir yerden alamayacağı ders vermişti. Ağacın, yeşilin ve ormanın farkına vardı adeta. Ve bambaşka gözle baktı. İçinden  “Vay be! Aslında odun olan bu ağaç değil benmişim. Ağaca yaklaşımı odun gibi olanlarmış meğerse” diye iç geçirdi.                                                                      

İşte sizlere ağaçların melodisi. Bundan böyle farklı bir hassasiyetle dinlersiniz umarım…