RETRO MU? METRO MU?
Bizlere biraz kendinizden ve Retrobüs’ün oluşum hikâyesinden bahseder misiniz?

Elbette! Ama bunun için öncelikle Retro kelimesiyle tanışmama, 2008 yılına inmek isterim. Ben bu derse hiç önem vermezdim fakat bir gün hocam bana “Fırat; artık bu derse özen göster yoksa seni bırakacağım” diye uyarıda bulundu. Ben de düşünüyorum ne giysem, nasıl bir şey planlasam diye. O sıralarda rahmetli eniştem çok hastaydı teyzem ise onun yanında hastanede kalıyordu. Annem ise eniştemin kıyafetlerini getirip bizde yıkardı, o sıra kıyafetlerin içinde bir gömlek gözüme çarptı çiçekli ve geniş yakalı çok hoşuma gitti. Gömleği giydim altına da eski bir bol paça pantolonum vardı onu giydim. Değişik eski büyük bir gözlük taktım ve tarzımın adını bilmeden o derse öyle katılma kararı aldım. Derse girerken yeşilçamdan bir seslendirme yaptım ve o sıra hocam “ahhhh inanamıyorum işte bu Retro” dedi. Evet dedim hocam “Metro...” Retro kelimesini metro olarak anlamıştım çünkü Retro’nun ne olduğunu bilmiyordum. Bu benim en çok hoşuma giden anımdır, dersi geçmek için kendimde oluşturduğum bu tarz bana Retro’nun ne olduğunu öğretti ve hep aklımın bir köşesinde kaldı. Gelecekte ise bir organizasyon şirketi kurdum ve AVM’lerde etkinlikler düzenlemeye başladım. Bir gün AVM müdürü ile yaptığımız toplantıda; buraya Retro konsepti yapmam kararlaştırıldı. Aklıma Retro konseptine sahip bir müzik grubu oluşturmak geldi. Kime söylediysem çok ilgi göremedim çünkü kostüm giyip sahneye çıkmak kolay bir iş değil. Kendi arkadaşlarımızla ara ara çaldığımız bir grubumuz vardı zaten ve biz de burada sahne almaya karar verdik. Adımızı oluşturmamız gerekiyordu; Konseptimiz Retro ve biz şarkılarla geçmişe, yeşilçama yolculuk yapıyoruz. O zaman bizim adımız Retrobüs olsun dedik ve 2011 yılında ilk sahnemizi almış olduk.

İNSANLARI İLK ÇEKEN KOSTÜMLERİMİZ OLDU
Grubunuzu ilk oluşturduğunuzda bu kadar büyüyeceğinizi tahmin ettiniz mi?

AVM’de ilk sahnemizi aldığımızda inanılmaz bir kalabalık oluştu. İnsanların algısında “bunlar çok ünlülermiş ben yeni görüyorum” gibi düşünceler oluştu çünkü o kadar kalabalığı sadece ünlü insanlar oluşturabilirdi. Fakat insanları çeken bizim kostümlerimizdi, sahne enerjimizdi ve değişik metodlar kullanarak yaptığımız müzikti. İlk sahnemiz böyle olunca tabiki sürekli teklif almaya başladık. İlk zamanlar AVM etkinliklerinde yer alıyorduk sonrasında ise eğlence mekânlarına da yöneldik. Böylelikle biz de daha çok tanınmaya ve büyümeye başladık.

YILDA EN AZ 140 KONSER VERİYORUZ
Peki, bu durum sizi olumlu olumsuz nasıl etkiliyor?

Sahneye çıkmak, şarkı söylemek ve insanlarla beraber eğlenmek oldukça keyifli bir durum. Bizler zaten sahneye kostümlerimizle çıkıyoruz bu yüzden dışarıda tanınma durumumuz minimuma inebiliyor. Bununla ilgili denk geldiğimiz komik anılarımız oldukça fazla. Ben grubun hem menajerliğini hem de solistliğini üstleniyorum, oldukça yoğun bir çalışma stilimiz var. Grubumuzdaki diğer arkadaşlarınsa ayrı ayrı meslekleri ve işleri bulunmakta.
Yıl içerisinde minimum 140 konser veriyoruz ve bu 3 günde bir demek. Ben işleri doğru planlamaya çalışırken diğer arkadaşlarım hem kendi işlerini yürütmeye hem de Retrobüs olarak sahneye çıkmaya devam ediyorlar. Bazen zorlayıcı olsa da, aldığımız keyif paha biçilemez.
“Zamanda şarkılarla yolculuk yapmak isteyenlere”

7’DEN 70’E HER YAŞ GRUBUNA HİTAP ETMEYİ BAŞARIYORUZ
Sahneniz klasik bir sahne değil, değişik metotlarla ilerliyorsunuz ve bu insanlar tarafından oldukça seviliyor değil mi?

Retrobüs’ü dinleyen 7’den 70’e bir kitle var ve bizim de amacımız bu; her yaş grubuna hitap edebiliyor olmak. Yaşlı bir birey bizi dinlediğinde duygusal olarak geçmişe gidiyor, belki bir anısını düşünürken buluyor kendini, gençler arasında da oldukça ilgi görüyoruz çünkü biz geçmiş ile gelecek arasındaki o köprüyü oluşturuyoruz. Bazen Yeşilçam’dan saygıdeğer isimlerinrepliklerine yer veriyoruz, bazen bir anı anlatıyoruz. Bu güzel atmosferi hep beraber yaşayarak, Retrobüs aracılığıyla şarkılarla zamana yolculuk yapıyoruz.

DİNLEYİCİLERİMİZ İSE SAHNE DIŞINDA TANIMIYOR
Sahnedeki kostümlerinizden dolayı normal hayatta tanınmadığınızı söylemiştiniz. Bunla ilgili bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?

Evet, bu durum bizim için bazen hüsran bazen ise çok komik olabiliyor. Birkaç anımı paylaşayım ama içlerinde en çok sevdiğim ile başlayayım... Beykoz’da bir şenlik esnasında kırk bin insan var. Büyük bir kalabalık, sahnedeyiz çaldık ve çok mutluyuz, seyirci bizi çok sevdi. Şarkılar herkesin bildiği, özlediği şarkılar olduğu için seyirciyi direkt içine alıyor. Bizden sonra da Mustafa Ceceli sahne aldı. Bizim çıkışı kapatmış, araçla girmesi gerekmiş. Bizim girdiğimiz alan kapalı, bir şekilde seyircinin arasından çıkmamız gerekiyor veya konserin bitmesini beklemeliyiz. Yorulmuşuz ve konserin bitmesini beklemek istemiyoruz, herkes eve gitmek istiyor. Dedik ki; şuradan girelim elli metre falan yürüyeceğiz. Bizim insanların arasına girdiğimiz gibi kostümlerle bizim üzerimize atladılar. Sevgi gösterisi, fotoğraf çekmek isteyenler, mümkün değil ilerleyemiyoruz... Geri dönelim enstrümanlar kırılacak dedik. Geri döndük ve sahnenin arkasında üstümüzü değiştirmeyi akıl ettik. Normal kıyafetlerimizi giyip öyle geçtik. Az önce bize sarılmak fotoğraf çektirmek isteyenlerden az kalsın dayak yiyecektik... Bu şekilde geçmemiz çok kolay oldu. Trajikomik bir hikâyeydi bizim için.

İZMİT HALKINA VE KOCAELİSPOR’A KARŞI AYRI BİR SEVGİMİZ VAR
İzmit halkı tarafından çok sevilen ve özel günlerde sahnede görülmek istenen bir grup haline geldiniz. Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?
Retrobüs olarak bizler de İzmit halkına kuvvetli bir sevgi duyuyoruz. İzmit’te sahne almayı çok seviyoruz ve çok eğleniyoruz. Geçmiş dönemlerde de İzmit’te birçok mekânda sahne almıştık şimdilerde ise Geleneksel Pişmaniye Festivali ve Yılbaşı Etkinliğinde de İzmit halkı ile beraberdik. Buranın atmosferi bizlere çok iyi geliyor, hala daha bozulmamış bir birlik beraberlik duygusu mevcut. Değerler asla anlamını yitirmemiş. İhtiyacımız olan şey tam olarak da bu. Biz zamanda şarkılarla yolculuk yaparken aynı zamanda duygularda da yapıyoruz. Eski kültürlerimizi, geleneklerimizi yitirmemek için çabaladığımız bu dönemde İzmit’teki bu birlik beraberlik duygusu bizlere de çok iyi geliyor. Ayrıca Kocaelispor’u da oldukça seviyoruz. Hatta Kocaelispor için oluşturduğumuz sloganlarımız bile var, sahne sonunda mutlaka hep beraber söyleriz.