Nurali Çifci Bey, ilk önce sizinle tanıştığımıza çok memnun olduk diyerek, kısaca sizi tanıyabilir miyiz, Nurali Çifci kimdir?

1990 yılında Kars’ın Serhat Boyu ilçesi olan Akyaka’da doğdum. Çiftçi bir ailenin çocuğuyum, dört kardeşiz, evli ve iki çocuk babasıyım. Eğitimime doğduğum ilçede başladım, liseyi ise dışarıdan bitirdim. Dediğim gibi Kars’ta çiftçilikle uğraşan bir aileydik, ayrıca hayvanlarımız da vardı. Dolayısıyla 15 yaşına kadar tarlalarda çok yoğun bir şekilde çalıştım, hatta çocukluğuma dair, güneşin tepemizden vururken, toprağın da yüzümüze verdiği sıcaklıkla terimizin şakır şakır aktığı anları hatırlarım. Tarlalarda az sürünmedik diyebilirim, ama çalışmayı da çocukluğumdan beri çok seviyorum. O yaşlarda bile titizlikle hep çalıştım, işimin zamanında ve temiz bir şekilde bitmesine özen gösterdim ve yaptığım işi de hep başarılı bir şekilde tamamlama vizyonuyla hareket ettim.

Peki, çiftçi bir ailenin çocuğuydunuz, inşaat sektörüyle nasıl yollarınız kesişti?

15 yaşımda çiftçilikten çok fazla edinim elde edemeyeceğimi anladım ve gurbetçiliğe çıkıp neler yapabileceğimi görmek istedim. Tabii vasıfsız olduğum için gideceğim tek sektör inşaattı ve ben de öyle yaptım. Askerlik dönemime kadar İzmir, İstanbul, Kocaeli ve Antalya’da çeşitli inşaatlarda çalıştım. Çıraklıktan, ustalığa kadar her aşamasında yer aldım, yani çekirdekten yetiştim. Hatta Sabiha Gökçen Havalimanı’nın 2008 sonu 2009 başı ek bina yapımında dört beş ay çalışmışlığım da oldu. Askerliğe kadar olan bu süreçte, ciddi tecrübeler edindim. Tabii bu süreçte, memlekete de gidip geldim. Memlekette olduğum dönemlerde de rahmetli dedemin bakkalında çalıştım, aslında ticareti ve esnaflığı orada öğrendim diyebilirim, benim için ciddi bir kazanımdı.

O zaman, askerlikten sonra inşaat sektöründe mi devam ettiniz?

Hayır, Sivas’ta iki tane eczaneleri olan karı-koca eczacı kuzenim ve eşi vardı, onların yanına gittim. Yaklaşık 6 aylık bir süreçte başardığım eczane işletmeciliğiyle, hayatıma yeni bir sayfa açarak, 2 yıl bu mesleğe devam ettim. Yani bakkallık döneminde öğrendiğim esnaflık, işletmeciliğe döndü. Eczacılık farklı bir sektör, farklı bir ildesiniz, Kars’a göre daha büyük bir şehirdesiniz, eczaneye gelen insanların profilleri de çok farklı, orada esnaflık tecrübesini daha da pekiştirdim. Sonuçta esnaf olamadığınız zaman, maalesef eczane işletmeciliği çok verimsiz olabilmekte. Başarılı bir şekilde işletmeciliğini yaptığım eczane, hayatımın 1 yılı ilçede 1 yılı da Sivas merkezde olmak üzere toplam iki yıl sürdü. Sivas tecrübesi ciddi bir kazanım sağladı, bu sektör sayesinde çok kitap okudum, araştırdım, kendimi geliştirdim hatta bu dalda üniversite okumaya karar verip, sağlık kurumları işletmeciliğini kazandım. Şu an bile eczaneye gittiğimde, ilaçlara özlemle bakıyorum çünkü eczacılığı seviyordum. Bir de sağlık sektörü olduğu için, söyledikleriniz merhem oluyor hastalara, insanlara şifa dağıtmak gibi bir şey, eczaneye gelen insanlar dua ederek çıkıyorlardı, o da ruhen beni çok mutlu ediyordu.

Eczacılığı bu kadar severken hatta sırf bu yüzden ilgili dalda üniversite bile okumuşken, inşaat sektörüne dair hikâyeniz nasıl döndü?

 Aslında hikâyemiz, aile büyüğümüz olan amcam Aydın Çifci’nin 1967 yılında, Kocaeli ’ye gelmesiyle başlıyor. PETKİM Petrokimya ’da, elektrik oksijen kaynakçısı olarak işe başlamış, birkaç yıl çalıştıktan sonra, o dönem var olan mesleğinin değerli olmasından dolayı, yurtdışına yapmış olduğu başvurusu kabul olup, Hollanda’ya gitmiş.  Akabinde, Türkiye’deki aile nüfusumuzdan yüzde 80’nini Hollanda’ya götürüp, o zamanın şartlarında, ne iş bulursalar çalışmışlar ve bu şekilde de Hollanda’nın Rotterdam şehrinde bir yerleşim oluşmuş. Tabii yıllar geçiyor, aile büyüyor, nesil çoğalıyor… Amcam, işçi vasfında gittiği için bir iki yıldan sonra bu işin böyle gitmeyeceğini, bir yerlere gelemeyeceği düşüncesiyle ticarete atılmış.

Gerçekten amcam ticari zekâsı ve vizyonu çok yüksek birisidir. Otel işletmeciliği, fırıncılık derken; ticaretini geliştiren amcam, bütün birikimlerini Körfez’de arsa ve arazi alarak yatırıma çevirdi. Amcam Kocaeli’nde inşaat sektöründe firma kurup, faaliyet göstermeyi, gösterirsek bunu beraber yapma gibi bir düşüncesi olduğunu paylaştı benimle. Ben zaten inşaat sektörüne çekirdekten girmiştim, biliyordum, sadece işin resmiyet bölümünü araştırmam gerekiyordu. Amcam ile Körfez’de bir araya geldik. Birkaç hafta gezdim, dolaştım, yapabileceğime inandım ve harekete geçmeye karar verdik.  Amcam, bu şirketin kuruluşunda öncüdür, varlığı da her daim bize kuvvet vermiştir ve verecektir, gelecekte tecrübelerimize ciddi kazançlar sağlayacaktır. Kısacası, kararımızı verdikten sonra ben Sivas’taki ilişiğimi üzülerek kestim ve 2014 yılında Paşaoğlu İnşaat’ı Körfez’de kurduk ve elimizde var olan arazilerin birinden ‘Bismillah’ diyerek başladık.

Paşaoğlu ismi nereden geliyor?

Dedemin babasının ismi Paşa idi, kendisi Osmanlı-Rus savaşında ciddi mazisi olan biridir. Paşa dedem, gümüşten yapılmış atının eyeri, dizine kadar çizmesi, belinde silahı ile o zamanın ileri gelenlerindenmiş. Ciddi bir araziye, hayvana ve mülkiyete sahipmiş. Öyle bir insanın torunu olmak insana güven veriyor, onun ismi de hep aklımdaydı ve nasip oldu, 2014’te şirketi kurarken, Paşaoğlu inşaat ismini vererek emin adımlarla, yola koyulmuş olduk.

Paşaoğlu İnşaat’ı anlatır mısınız, kurulduğunuzdan itibaren isminiz nerelerde geçti?

Temelimiz, Körfez’de atıldı ve buradan da Paşaoğlu yükseldi. Kurucumuz olan amcam da ben de kaliteye, hakkaniyete çok önem veririz ve bu güne kadar yaptığımız işten, zarar da etsek kaliteden hiç taviz vermedik. Şirket vizyonumuz kalite, hakkaniyet ve müşteri memnuniyetidir. Zaten bunlar oldu mu güven de doğuyor ortaya ve insanlar sizden vazgeçmiyor. Çevrede ne kadar, sizden uygun yerler olsa da müşteri yine gelip daireyi sizden almaya çalışıyor. Bir inşaatı yaptıktan sonra, mutlaka bir sonraki inşaatı nerede yapacağımızı sormak için, insanlar bizlere telefonlarla ulaşıyorlar. Dediğim gibi, Paşaoğlu İnşaat Körfez’de temellerini attı ve Körfez’de çiçeklerini açtı diyebiliriz. Şükürler olsun, hala devam ediyor. Kriz dönemlerinde bile, ikilemeden devam ettik. Çünkü müşterilerimiz, bizi bırakmadı. Biri aldı akrabasına aldırdı, biri aldı çalıştığı yerdeki arkadaşlarına tavsiye etti. Çünkü piyasada bir güven oluşturduk ve şuan insanlar, bize itimat ederek hareket etmek istiyorlar. Daire olayında küçük rakamlar dönmüyor. İnsanlar, geleceğini yatırıyor ve yılların birikimini getirip size veriyor. Şimdi bu insanlara malzemesinden çalınmış bir daire değil de gerçekten oturduğunda size “Allah razı olsun” diyebileceği bir daire verdiğinizde, onların dualarıyla buradan ayrılışlarına şahit oluyorsunuz. Yıllar geçiyor adam arayıp ‘teşekkür’ ediyor. Aslında, bu konu ile ilgili unutamadığım bir anım var. 2014 yılında ilk binamızı bitirdik, tanımadığım bir emlakçı binamızı geziyor, böyle kaliteli bina yaptığımız için sekreterim aracılığıyla bana teşekkür yolluyor. Sonra bir gün, bir müşteri geldi ama fiyatta anlaşamadık. Bu olay emlakçıya intikal ediyor, o emlakçı da “Git hemen anlaş, gerekirse fazla para ver, al o daireyi, ben biliyorum oranın nasıl olduğunu!” diyor. O gün o kadın geldi ve aldı evi bizden. O emlakçıyla da tanıştık, yıllardır dostluğumuz devam ediyor. Bu süreçte, Zümrüt Evleri, Paşa Konakları, Çağdaş, Turkuaz, Yaşam apartmanlarını ve ismini sayamayacağım birçok projeyi bitirdik. Şu an bitmek üzere olan, binalarımızın yanı sıra başlamak üzere olduğumuz, projelerin de hazırlıkları sona yaklaşmış vaziyette.

Kısa süreçteki hedeflerinizden bahseder misiniz?

Körfez’de Hacıosman Mahallesi’nde başlamak üzere olduğumuz bir projemiz var. Bu proje de bize güvene dayalı geldi. Orayı tamamladıktan sonra yine güvene dayalı bir taahhüt işi sırada. Aslında, hiç yapmadığımız bir iş ama yapmamız için ısrar edildi. Hiç tanımadığımız bir aile, kendilerine aile apartmanı yaptırma düşüncesine girmişler ve anahtar teslim firmalardan teklifler almışlar. Bu arada Zümrüt Evleri’ni ve Paşa Konakları’nı görüyorlar, hatta yapılan işçiliği görüp şaşırıyorlar. Ayrıca çevre esnafların referansıyla da gelip bizden de teklif aldılar. Yine fiyat araştırması yapıp, bize geldiler. Bizle çalışmak istediklerini ama fiyatımızın yüksek olduğunu, söylediler. Ben de “Kaliteyi hiçbir zaman ucuza alamazsınız, ben kaliteden hiçbir zaman ödün veremeyeceğim için, bu fiyattan da aşağı inemem.” dedim. Toplam rakamın yüzde 20 fiyat farkıyla, işi bize verdiler. Hatta “Yapılacak binamızda Paşaoğlu İnşaat yazmasını istediğimiz için buradayız” dediler. Tabii bu benim için duygulandırıcı ve bir o kadar da gurur verici bir durumdu.

Paşaoğlu İnşaat’ı nerede görmek istiyorsunuz?

Hacıosman Mahallesi’ndeki projede dâhil olmak üzere, şuan 7 tane projemiz var yine hepsi Körfez bölgesinde, benim hedefim tek binalardan çıkarak, site bazında büyük projelerde yer almak, bunun için de yer arayışı içindeyim. Elimdeki 7 projeyi yok olarak sayıyorum, ileride büyük projeyi nasıl, nerede yapabilirim, bunun arayışı içindeyim. Hatta yer olayını halledebilirsek, uzun vadedeki bu hedefim kısa vadede gerçekleşebilir. Çalışma arkadaşlarımız, şirketimiz kurulduğundan beri yanımda olan arkadaşlar. Bu arkadaşlar bizim gözümüz, kulağımız ve kendisine itimat ettiğimiz kişiler. Yıllardır aynı ekiple çalışıyorum, belki bir kaç tanesini değiştirmişimdir. Kaliteli ve ahlaklı insanlarla çalıştığınızda, o kadar rahat ediyorsunuz ki; gözünüz arkada kalmıyor, başka bir yerdeyken biliyorum ki; iş düzenli yürüyor. Yabancı bir usta geldiğinde ve yanlış bir iş yaptığında kalfam benim adıma, müdahale edebiliyor. Beni, bu zamana kadar hiç şaşırtmadılar ve hiç üzmediler. Bu arkadaşları, bende çalışmadıkları dönem olsa bile maddi anlamda mağdur etmedim. Onlar da bizi bırakmadılar, bu ahde vefadır. Bu çalışma arkadaşlarımla, daha nice başarılı projelere imza atacağız.

Biraz da siyasete dönelim, önemli bir göreve getirildiniz, ilk önce tebrik ederiz, hayırlı olsun, nedir bu görevlendirme? Siyasete dair cümlelerinizi alabilir miyiz?

Siyasetin içinde aslında vardım ama gözükmüyordum, artık gözükmemi istediler. Körfez AK Parti İlçe Başkanı’nın daveti üzerine, yeni yönetimde bulunmaya karar verdim. Zaten zaman da gelmişti, hatta geçiyordu, çevremden de ‘Artık olman lazım’ telkinleri vardı. Şuan İlçe Yönetim Kurulu Üyesiyim, aynı zamanda bana Sanayi Komisyon Başkanlığı ve Sosyal Politikalar Başkan Yardımcılığı görevini verdiler. Böyle bir yola çıktım ki; her geçen gün aslında geç kaldığımı fark ettim. Siyasete girerken, bir maddi kazanç, gelir ve fırsat gibi bir hedefim olmadığı için, gönlüm rahat girdim çünkü kimseden bir beklentim yok. Tek amacım; insanlığa hakkıyla hizmet edebilmek ve gelecek nesillere daha müreffeh bir hayat hazırlama çabası içerisinde olmak. Ticarette, para için kimseyi üzmedim. İnanın bizden gitti, ama karşıdaki mutlu olsun istedik. O yüzden, ticari olarak siyasetten bir beklentim yok. Siyasete tamamen hizmet odaklı başladım ve inşallah bu anlayışla da devam edeceğim hususunda kendime olan güvenim tamdır.

Son olarak Time Kocaeli Dergisi okuyucularına ne söylemek istersiniz?

Paşaoğlu İnşaat olarak, nasıl başladıysak öyle, hiçbir düşüncemizden, ilkemizden vazgeçmeden devam ediyoruz. Ve bunları yaptığımız her geçen gün de yoğun taleple karşılaşıyoruz. Bırakın yaptığımız işi, çalıştığımız arkadaşlar, firmalar, üretim firmaları bizi bırakmıyorlar, bizimle çalışmak için peşimizden geliyorlar. Ara versek dahi, hiç irtibatı kesmiyorlar, bunun da temelini kesinlikle hakkaniyet oluşturuyor. Bunun da farkındayız, o yüzden bundan ödün vermeden devam ediyoruz ve devam edeceğiz de inşallah. Paşaoğlu’nu ilerleyen dönemlerde, başka sektörlerde de görebiliriz, hakkıyla yapabileceğimiz işlerin değerlendirmesi içindeyiz. Kısacası, farklı sektörlerde de ismimiz çıkacaktır. Siyasi olarak da inşallah ilime, ilçeme, mahalleme ve çevreme faydalı bir hizmet vermeyi, Allah bana nasip eder. İnsanların hayır duasına ihtiyacımız var, o yüzden hakkıyla iş yapmamız lazım. Size de başarılar dilerim, inşallah sizin de yaptığınız çalışmanın, hayırlara vesile olmasını Allah’tan diliyorum.


Adres: Yavuz Sultan Selim Mahallesi, Şeyda Caddesi, No:3 Körfez/KOCAELİ

Telefon: 0539 842 08 88 - 0262 500 0088

Instagram: pasaogluinsaatt

 www.pasaogluinsaat.com.tr