HAZIRLAYAN: DR. ASLI TAMER

Merhaba sevgili Time Kocaeli Sağlık & Estetik okurları, ben Dr. Aslı Tamer. Eşim Tolga’yla bir bebeğimiz olacağı haberini aldığımızda Yeditepe Üniversitesi’nden hocam olan, çok sevip saydığım Prof. Dr. Gazi Yıldırım benim gözü kapalı güvendiğim bir isimdi. Öncelikle kızımı sağlıkla kucağıma almama vesile olan ve bu süreçte sonsuz sabrıyla tüm sorularımı yanıtlayan Gazi hocama çok teşekkür ederim.

Gazi hocam alanında tüm güncel gelişmeleri takip eden, çok geniş vaka tecrübesine sahip ve kendisini tanıyan herkes tarafından çok sevilip sayılan biri... Ve ben şunu söyleyebilirim ki şu ana kadar yaptığı işi böylesine severek, isteyerek ve mütevazilikle yapan birini daha görmedim.

Prof. Dr. Gazi Yıldırım, artık Yeditepe Üniversitesi Üremeye Yardımcı Tedaviler Merkezi’nde görev yapıyor.

Her geçen gün yeni gelişmeler olan tıp dünyasında tüp bebek konusunda en güncel yöntemler nelerdir, Prof. Dr. Gazi Yıldırım, tüp bebek konusunda merak edilenleri anlattı.

Kısırlık (infertilite) ne demektir?

Çiftlerin çocuk sahibi olma arzularına ve düzenli cinsel ilişkide bulunmalarına rağmen, bir yıl içerisinde gebelik elde edilememesine infertilite (kısırlık) adı verilmektedir. Düzenli ilişkiye rağmen her ay gebe kalma şansı ancak %25 civarındadır. Korunmayan çiftlerin %85'inde bir yıl içerisinde gebelik oluşması beklenir. Toplumda kısırlık problemi ile karşılaşma oranı %15 civarındadır.

İnfertilite nedenleri nelerdir?

Kadına ait nedenler % 40-50 oranında, erkeğe ait nedenler % 30-40 oranında, her iki çifte ait nedenler % 20-25 oranında ve açıklanamayan infertilite % 10-15 arasındadır Kadına ait nedenle arasında; yumurtlama bozuklukları, tüp (kanal) tıkanıklığı ve/veya hasarı, endometriozis ve endometrioma (çikolata kistleri) ve anatomik nedenler yer almaktadır. Erkeğe ait nedenler arasında ise; çocukluk ve gelişme dönemlerine ait kriptorşidizm (testislerin kasık kanalı içinde kalması, zamanında torbaya inmemesi) ve düzeltilmesi için yapılan orşiopeksi ameliyatı, fıtık ameliyatları, mesane ameliyatları, testis tümörü nedeni ile testisin alınması, penise, idrar kanalına veya testislere ait geçirilmiş ameliyatlar, diyabet (şeker hastalığı), sinir sistemine ait hastalıklar ve bunlara ait geçmişte yapılmış ve halen yapılan tedaviler, ateşli hastalıklar, ergenlik döneminde geçirilen kabakulağa bağlı oluşan testis iltihaplanması (orşit), cinsel ilişki ile bulaşan hastalıklar, tüberküloz gibi enfeksiyonlar erkek kısırlığına yol açabilir.Ayrıca işyerinde veya çevrede bulunan kimyasal maddeler, zehirli gazlar, ilaçlar, sık alınan sıcak banyolar veya sıcak çalışma ortamları, radyasyon, alkol ve sigara kullanımı da yer almaktadır. 

Kısırlık tedavilerinin başarısı nedir?

İnfertilite tedavisi ekibin ve çiftin katılımını gerektiren uzun ve yorucu bir süreçtir. Bu alanda yaşanan anlamlı gelişmelere rağmen maalesef tedaviye başlayan her çiftte hamilelik olması olanaksızdır. Tedavinin başarısı direkt olarak kadının yaşına ve yumurtalık rezervi ile ilgilidir. Yeterli sayıda yumurta üreten ve 39 yaşından küçük kadınlarda 3 tedavi siklusu sonrası kümülatif gebelik beklentisi %80 civarındadır. Bir başka deyişle tedaviye başlayan 100 çiftten yaklaşık 80 tanesinin 3 deneme sonrası çocuk sahibi olmaları beklenir.  Buna karşılık 39 yaşından büyük kadınlarda özellikle yumurtalık rezervinin azaldığı durumlarda sonuçlar can sıkıcı olabilir ve kümülatif gebelik oranları %10-30 arasında değişmektedir.

İntrauterin inseminasyon (aşılama tedavisi) nedir?

Bu tedavide amaç yumurta ve spermin karşılaşma olasılığının ve yumurta sayısı ve sperm kalitesinin artırılarak döllenme şansının yükseltilmesidir. Aşılama, laboratuvarda özel aşamalardan geçirilip hazırlanmış spermlerin, özel kateter aracılığı ile intrauterin kaviteye enjekte edilmesi işlemidir. Genel olarak başarı %10-15 arasında değişmektedir. 3 defadan fazla yapılması genel toplam başarıyı fazla arttırmadığından pek önerilmemektedir. Bunun için iki gerek koşul tüplerin açık olması ve sperm sayı ve hareketlerinin uygun olmasıdır.

Tüp bebek yöntemi nasıl uygulanır? Biraz anlatır mısınız?

5 aşamada tüp bebek tedavisi:

1. AŞAMA: Çiftin tıbbi muayenesi ve tedavi şekli ve zamanlamasının belirlenmesi: Tedavinin başında genel sağlık kontrolü ve jinekolojik muayene yapılarak ve tüm sonuçlar değerlendirilerek kişiye özel tedavi seçenekleri tartışılır ve en uygun olan tedavi planlanır.

 2. AŞAMA: Yumurtalıkların hormonal olarak kontrollü şekilde uyarılması: Yumurta uyarıcı tedavilerde değişik protokoller uygulanır.

3.AŞAMA: Yumurta toplama işlemi: hCG uygulamasından yaklaşık olarak 36 saat sonra yumurta toplama işlemi yapılır. Yumurta toplama işlemi genel anestezi altında yapılmaktadır. Yumurta toplama işlemi vaginal ultrasonografi altında yumurtalıklara iğne ile girilerek yapılmaktadır. İşlem yaklaşık 15-20 dakika sürer. Yumurtalıklar içerisindeki folliküller tek tek dikkatle boşaltılır ve eş zamanlı olarak laboratuvarda incelenerek yumurta sayı ve kapasitesi saptanır.

Eşten Sperm Alınması: Yumurta toplama işlemi öncesi, erkeklerin 3–5 günü geçmeyecek şekilde cinsel perhizini ayarlaması gerekmektedir. Yumurta toplama günü erkek, sabah sperm örneğini laboratuara teslim eder. Sperm örneği teslim edildikten sonra erkek bir saat kadar hastanede beklemelidir; nadiren, gerek olur ise aynı gün ikinci sperm örneği istenebilir. Hiç sperm hücresi olmayan erkeklerde en güncel yaklaşım, micro-TESE’dir. Burda Testis biyopsisi yapılırken haritalama yöntemi dediğimiz testisin çok iyi değerlendirilerek, çok sayıda biyopsiler mikroskop altında mikrocerrahi yöntem ile alınmaktadır (micro-TESE).

4.AŞAMA: Laboratuvar koşullarında döllenme işlemi: Tüp Bebek tedavisinde; yumurta toplama işlemi sonrası hazırlanan yumurta ile sperm; laboratuvar koşullarında döllenme işlemine bırakılır. Klasik tüp bebek tekniğinde (IVF) yumurta ve sperm özel şartlar altında bir araya getirilir. Laboratuarda kullanılan kültür sıvıları ve inkübatörler ile vücut ortamına en uygun doğal koşullar, hassas olarak ayarlanmaya çalışılır. Diğer bir Tüp Bebek tekniği olan ICSI [miroenjeksiyon] de ise sperm direkt olarak yumurta içine enjekte edilmektedir. Ortalama olarak yumurta toplama işleminden 2–3 gün sonra (bazen 5. gün) en kaliteli embriyolar (2 veya 3 embryo) seçilerek anne rahmine transfer edilir.

5.AŞAMA: Embriyo transferi : Embriyo transferi kısa bir işlemdir. Ağrısız ve risksiz bir işlemdir. Embriyo transferi sonrasında yaklaşık olarak 1,5 veya 2 saat dinlendikten sonra eve dönülebilir.

Gebeliğin Kontrolü: Embriyo transferi sonrası gebelik testi alınana dek geçen süre çiftler için oldukça zor ve heyecanlı bir dönemdir. Transfer sonrası 12. günde kanda gebelik testi (β-hCG) istenir.

İleri Yaş Anne Adayları ve Tüp Bebek Tedavisi

İdeal gebelik dönemi hem fiziksel hem de psikolojik olgunluğa erişilen 20 – 30 yaşları arasındadır. Ancak, günümüzde giderek daha fazla kadın birçok nedenden dolayı gebeliği 30 yaşının sonrasına ertelemektedir. Bu kararda rol oynayan birçok sosyal faktör vardır: Önce kariyer sahibi olmak, sağlıklı bir ilişkiyi beklemek, ekonomik olarak hayatlarını güvenceye almak, ya da evliliğin istenildiğinden emin olmamak gibi.

30 yaşın altındaki kadınlarda her ay gebe kalabilme olasılığı %20 dolayında iken, 40 yaşın üzerinde bu oran sadece %5'tir. 35 yaşın üzerindeki evli çiftler düzenli ilişki kurmalarına rağmen gebe kalamadıkları taktirde hekime başvurmak için altı aydan fazla beklememelidirler.

25 yaşındaki bir kadın genellikle 2-3 ay içinde gebe kalabilirken 35 yaşın üzerindeki normal kadınlarda bu süre 6 aydan daha uzun sürebilir. Düşük yapma riski ise 30 yaşına kadar %10, otuzlu yaşlarda %13, kırklı yaşlarda %34'e yükselir ve elde edilen bir gebeliğin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi zorlaşır.

35 yaşından sonra gebelik kapasitesi dramatik olarak düşmektedir. Ek olarak üretilen yumurtaların genetik kalitesi bozulduğundan olası gebeliklerin düşükle veya kromozom anomalili bebekle sonuçlanma olasılığı artmaktadır.

Yaşla birlikte hem yumurta sayısı azalır, hem de bu yumurtaların kalitesi düştüğünden sperm tarafından döllenebilme (fertilizasyon) yetenekleri azalır. Ayrıca döllenme olsa bile, oluşan embriyolarda genetik hastalık riski artmaktadır. Örneğin ileri yaşlarda doğum yapan kadınların çocuklarında kromozomal bir hastalık olan "Down sendromu" riski artmaktadır. Kromozomal problemi olan bir yumurta döllense bile yaşama ve gelişme şansı azalmaktadır. Bu yüzden 40 yaşın üzerinde düşük olasılığı artmaktadır.

Yaş ilerledikçe gebelik elde edilmesini zorlaştıran nedenler nelerdir?

  • Yumurtaların yaşlanması; kız çocuklar doğduklarında yumurtalıklarında belli sayıda yumurta bulunur. Doğumdan sonra yumurta üretimi olmaz ve kadının yaşı ilerledikçe yumurtalar da azalır ve yaşlanır.
  • Döllenme oranında azalma; yaş ilerledikçe yumurtanın sperm ile döllenebilme ve döllendikten sonra iyi kalitede bir embryo oluşturma şansı azalır. Elde edilen gebeliklerin düşükle sonlanma ihtimali artar.
  • Yumurtaların sayısında azalma; ergenlikten itibaren yumurtaların sayısında azalma olur.
  • Yaş ilerledikçe yumurtalıkların yaşlanması, yumurtaların spermler tarafından döllenme oranında azalma, rahim iç zarının döllenen yumurtayı tutma yeteneğinin azalması gibi sorunların oluştuğu bilinmektedir.
  • Endometriumun döllenen yumurtayı tutma yeteneğinin azalması; ilerleyen yaş ile endometriumun (rahmin iç tabakasının) döllenen yumurtayı tutma yeteneğini azalır.
  • Endometriozis ve myomların artması; yaş ilerledikçe karın içine kanamalar yaparak infertiliteye neden olan endometriozis hastalığı ve rahim içinde yer kaplayan myomlar daha sık görülür.
  • Ayrıca kırk yaşına gelene kadar bir çok kadının başından doğurganlığını etkileyebilecek, kadınlık organları ile ilgili tüpleri tıkayabilen iltahaplar, dış gebelik, appendisit ya da değişik nedenlere bağlı cerrahi müdahaleler geçebilmektedir.

Kliniğinizde uyguladığımız yenilikler nelerdir?

  1. IVF Laboratuvarında son güncel teknolojileri kullanıyoruz.
  2. Oosit Dondurma
  3. PRP (Yumurta Gençleştirme)
  4. PRP (Endometriyum yatağın iyileştirilmesi)
  5. PLA (Lenfosit Aşısı)

OOSİT dondurma nedir? Kimlere önerilir?

Daha önceden özellikle kanser tedavisi görenlere kemoterapi veya cerrahi tedaviler öncesi önerilen yumurta hücresi dondurma artık ileri yaşlara ragmen evlenemeyen ve ufukta evlilik görünmeyen kadınlar için de yapılabilmektedir. 

PRP nedir?

Trombositten zenginleştirilmiş plazma (platelet rich plasma - PRP), kişinin kendi kanından elde edilen ve başka bir katkı maddesi içermeyen bir kan ürünüdür. Son zamanlarda tıbbın her alanında kullanılmaya başlanan PRP, enjekte edildiği dokuda yenilenme ve iyileşme sağlamaktadır. Kısırlık tedavisinde kullanımı ise diğer alanlara göre yenidir ve umut vaadedici çalışmalar bulunmaktadır.

Kısırlık tedavisinde nasıl kullanılır?

  1. Rahim içine PRP enjeksiyonu:

Rahim içine PRP enjeksiyonu polikinik şartlarında yapılabilen, anestezi gerektirmeyen, genellikle ağrısız ve kolay bir işlemdir. Vajene spekulum uygulanır ve oldukça ince bir kanül ile rahim içerisine infüzyon yapılır. Kullanıldığı bazı durumlar: İnce endometrium olması,  rahim içinde yapışıklık olması, tekrarlayan implantasyon başarısızlığı.

  1. Yumurtalıklara PRP Enjeksiyonu / Yumurtalık gençleştirme / Over rejuvenasyonu

Kadınlarda maalesef yaş arttıkça yumurtalık rezervi azalmaktadır. Özellikle 38 yaşından itibaren yumurtalık rezervindeki düşüş hızlanmakta, ve ortalama 46 yaşından itibaren menopoza geçiş dönemine girilmektedir. Bazı hastalarda ise bu durum çok daha erken yaşanmakta ve ileri yaş olmamasına rağmen yumurtalık rezervi düşük bulunmakta hatta erken yaşta menopoza girmektedir.

Yumurtalığa yapılan PRP’nin buradaki uyuyan kök hücreleri harekete geçirip yumurtalıkta yenilenme ve fonksiyonunda artış sağlanması beklenmektedir. Bu işlem ultrason eşliğinde vajenden ince bir iğne ile geçilip yumurtalık içerisine PRP enjekte edilmesi şeklinde yapılmaktadır. Ağrılı olabileceğinden dolayı hastalar genellikle anestezi altında yapılmasını tercih etmektedir. Bu tedaviden tabii ki mucize beklenmemelidir ancak bazı hastalarda oldukça olumlu sonuçlar elde edilebilmektedir.

Paternal Lenfosit İmmünizasyonu (LENFOSİT AŞISI) nedir?

   
 

Paternal Lenfosit İmmünizasyonu (Lenfosit Aşısı); 1970-1979 yılları arasında deneysel çalışmaları tamamlanan bu yöntem 1978 yılından beri tekrarlayan düşüklerin tedavisinde kullanılmaktadır. Günümüzde nedeni izah edilemeyen infertilite ve yardımcı üreme teknikleri ile ısrarla gebelik elde edilemeyen vakaların tedavisinde de kullanılmaktadır.

LENFOSİT AŞISI nasıl hazırlanır ve uygulanır?

Erkek eşten alınan kan örneğindeki lenfositler ayrıştırılır. Lenfositlerin ayrıştırılabilmesi için özel solüsyonlar kullanılarak santrifügasyon yapılır, ayrıştırılan lenfositler anne adayının ön koluna 4 ayrı noktadan cilt altı enjeksiyonu ile verilir. Enjeksiyon sırasında hafif ağrı ve yanma hissedilebilir. Gebelikten önce veya tüp bebek tedavisinden önce işlem 3 kez tekrarlanır.

Aşı hazırlanmadan önce baba adayı mutlaka Hepatit ve HIV açısından incelenir. Hepatit taşıyıcısı olan kişilerden alınan kan aşı hazırlanmasında kullanılmaz. Anne adayının Rh negatif baba adayının Rh pozitif olduğu durumlarda ileride kan uyuşmazlığına bağlı problemlerin oluşmaması için aşı ile beraber Rhogam (uyuşmazlık iğnesi) verilir.

  • Lenfosit aşısının anne adayına ve gelişmekte olan bebeğe herhangi bir zararı yoktur.
  • Lenfosit aşısı ile tedavi gören anne adaylarının bebeklerinde doğumsal anomali artışı veya gelişme geriliği saptanmamıştır.
  • Lenfosit aşısı ile tedavi gören kadınlarda otoimmün hastalıkların görülme ihtimali artmaz, bu kadınların kan vermesinde veya almasında, organ transplantasyonu (organ nakli) yapılmasında veya transplantasyon için organ vermelerinde herhangi bir sakınca yoktur.
  • Lenfosit aşısı yapılan kadınların bağışıklık sisteminde de herhangi bir bozukluk meydana gelmez.

Biz kliniğimizde tekrarlayan düşüğü olan veya mükerrer tüp Bebek denemelerine rağmen gebe kalamayan hastalarımıza bu yöntemi başarı ile uyguluyor ve memnuniyet verici neticeler alıyoruz.

Prof. Dr. Gazi YILDIRIM

Yeditepe Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

Yeditepe Üniversitesi Üremeye Yardımcı Tedaviler Merkezi