42 SENELİK EĞİTİM

Eğitim hakkındaki sohbetimize başlamadan önce sizi kısaca tanımak isteriz…
1955 Eskişehir doğumluyum. İlk orta ve lise öğrenimimi Eskişehir’de tamamladım. Ankara Gazi Üniversitesi’nde matematik öğretmenliği üzerine lisans yaptım. Sonrasında belli bir süre devlette görev aldım. Dershane öğretmenliğine başladım, ilerleyen zamanlarda kendi dershanemi kurdum. 6 sene önce Mutlu Özel Kurs’u açtım. Evliyim ve 2 çocuğum var. Öğretmenliğim ve dershaneciliğimin yanında da birçok sivil toplum örgütünde çalışmalar yapmaktayım.

BEŞİKTEN MEZARA EĞİTİM

Siz önemli bir eğitim aşığısınız… Ancak sormak isterim, eğitim nedir, nasıl olmalıdır?
Eğitim, bir çocuğun doğumundan gençliğine ve yaşlı haline kadar her zaman gerekli olan bir araçtır. Dönemsel olarak eğitimin yalnızca şekli değişir. Eğitim daima insanın içinde olması gereken, yalnızca kendi için değil etrafına da ışık saçtığı bir sistem olması lazım. Her yaşta öğreneceğimiz ve etrafımıza da öğreteceğimiz çok şey var, esas eğitim budur. Beşikten mezara diyelim buna. 

EĞİTİM YALNIZCA OKULDA VERİLMEZ

Bilgiyi yerinde ve zamanında almanın önemi nedir ve bu nasıl mümkün olur?
Bir bebeği düşünün, belli zaman içerisinde yürümeyi ve konuşmayı öğreniyor. Eğer evde iyi bir iletişim hâkimse, bebek gelişerek büyüyor. İlkokula başladığında sadece okuldaki eğitimle yetinmekle değil; evde de ona kitap okumak, düzenli olmak, sorumluluk vermek üzerine gidilirse bilinçli ve topluma yararlı bir genç haline gelir. İşe girdiğinde bunun üzerine koyarak devam edecek ve evlendiğinde gördüğü o toplumsal duyarlılıkla, saygı ve sevgiye dayalı bir eğitim almışsa öyle bir çocuk yetiştirecek.

SONUÇLARA DEĞİL, SEBEPLERE ODAKLANILMALI

Çocuklara eğitim yolunu çizmeye nasıl başlıyor, nasıl bir çizgide ilerliyorsunuz?

Biz, öğrencileri aldığımız zaman çocuğun geçmişinde neler yaptığını konuşuyoruz, sorguluyoruz. Ailesiyle görüşüyoruz. Bu görüşmelerden sonra bizim çocuğa neler katabileceğimizin planını çıkartıyoruz sonrasında çalışmaya başlıyoruz. Biz butik çalışıyoruz 8 kişilik sınıflarımız var. Öğrenciyi bilinçlendirmeye yönelik bir eğitimimiz var. Sosyal hayatımızda da hep sonuçlara takılıp kalıyoruz. Hâlbuki sebepleri bulup ortadan kaldırdığımız zaman, her şey belli bir düzene giriyor. 

HER SINIFIN BİR MENTORU VAR

Öğrenciye koçluk çalışması nedir?
Aslında ben profesyonel olarak koçluk eğitimlerinde üst düzeye geldim, diplomalı yaşam ve eğitim öğrenci koçluğu eğitimleri aldım. Buradaki arkadaşları da bu sistemin içine dâhil ettim. Mentorluk sistemini de güzel kullanıyoruz, her sınıfın bir mentoru var. Her hafta öğretmenlerimizle toplantılar yapıyoruz, tüm öğrencilerin bilgisi önümüze geliyor. Böylelikle öğrenciyle ilgili tüm öğretmenlerin fikri oluyor.

EVDEKİ ÖĞRENCİYİ BİZ DENETLEYEMEYİZ

Aile faktörü de önemli. Veli ile nasıl iletişim kuruyorsunuz?

Sene başında danışman rehberler ve psikologlardan oluşan bir ekiple çalışıyorum, genel toplantı yapıyoruz. Toplantımız sınav odaklı değil, öğrencilere davranış biçimi nasıl olmalı ve genel psikolojik yaklaşımlar adına neler yapabiliriz üzerine oluyor.
“ÖĞRENCİNİN OMZUNA ELİNİZİ NE KADAR DOKUNDURDUĞUNUZ ÇOK ÖNEMLİ”

SOSYAL FAALİYETLERDE BULUNULMALI



Başarıyı elde etmek için farklı yöntemleriniz de var. Öğrencinin sosyal hayatını da düşünüyorsunuz…

Sosyal hayatı belli bir şekilde olması lazım. Cep telefonu ya da bilgisayarın yasaklanmasından yana değilim. Öğrencinin; nerede neyi ne yapacağını bilmesi, sosyal faaliyetlerde bulunması lazım. Artık iyi bir diplomanın yanında, sosyal iletişim becerileri gelişmiş olan insanlar iş buluyor. Bunun için birebir iletişimde oluyoruz. Ortaklaşa sinema tiyatro gezi gibi faaliyetlerle onların daima yanlarında oluyoruz. 

AİLELER ÇOCUKLARINI TANIMALI

Sizlerden çok şey öğrenecek gençlere ve ailelere neler söylemek istersiniz?
Gençlerin devamlı algıları açık olsun, sosyalleşsinler. Öncelikle kitap okumalılar. Sosyal sorumluluk projelerinde çalışsınlar. Ailelerde de; biz görmedik onlar görsün diye bir algı var. Sınırlama olması lazım… Çocuğun her istediği olmamalı, her şeyi yasaklamak ne kadar sakıncalıysa, serbest bırakmak da o kadar sakıncalı. Bunun sonucunda; sorumluluğunu bilmeyen, yarınına hazırlanmamış, doyumsuz hiçbir şeyden mutlu olmayan bir toplum doğuyor. Muhakkak gençlerin bir spor ve sanat dalıyla uğraşmaları sağlanmalı. Ailelerin çocuklarını tanımaları ve onların gücü üzerinde performans beklememeleri lazım. 

İLETİŞİM: Kadıköy Mahallesi Atatürk Bulvarı No: 87
Telefon: 0262 322 14 60 - 0552 322 14 60
Mail: iletisim@mutluozelkurs.com