Merhaba Mert Bey, kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
1984 yılında, Kayseri’de doğdum. Üniversiteye kadar ki eğitimimi orada tamamladım. Üniversite eğitimi için İzmir’e gittim ve 9 Eylül Üniversite’sine başladım. Daha sonrasında Ankara Dışkapı Eğitim Araştırma Hastanesi’nde 6 yıla yakın uzmanlık eğitimimi aldım. Birkaç ay Şanlıurfa’da görev yaptıktan sonra, 2016 yılında Kocaeli’ye geldim. Yaklaşık 3.5 yıl Kocaeli Devlet Hastanesi’nde hizmet verdim. Özel Marmara Hastanesi ve Cihan Hastanesi’nde toplam 1 buçuk yıl kadar çalıştıktan sonra, kendi muayenehanemi açtım. 

Kendi muayenehanenizi açma kararını nasıl aldınız?
Bu karar aslında hep vardı. Rahat çalışacağımız, hem kendimizin hem de hastalarımızın huzurlu bir şekilde iletişim kurabileceği, daha iyi hizmet verebileceğimiz bir çalışma alanı planlıyorduk; hayalimiz hep buydu. Koşullar imkân verince de açtık. Zaten mottomuz “Hayallerini yaşa” da aslında bizden geliyor. Hastalarımıza da ilham vereceğini düşünerek böyle bir motto belirledik. 

Peki, neden estetik cerrahi branşını tercih ettiniz?
Aslında başka hiçbir uzmanlık alanı düşünmedim, hayalim hep buydu. Tam olarak nedenini gerçekten de hatırlamıyorum. Estetik cerrahi genelde eğitimimizde ikinci planda kalır. Hocalarımız her zaman, “İyi bir estetik cerrah olmak için önce iyi bir rekonstrüktif cerrah olmak lazım.” derlerdi. Rekonstrüksiyon, anatomiyi iyi bilmek, dokuları iyi tanımak yani her şeyin temeli budur. Biz de eğitimimizin ilk zamanında mikrocerrahi, el yaralanmaları, yüz travmaları ve yara onarımı ile ilgilendik ve böyle yoğrulduk. Daha sonrasında estetik cerrahi alanına yöneldik.

Estetik cerrahinin sanatsal bir yanı da yok mu, heykeltıraşlık gibi? Siz nasıl yorumluyorsunuz?
Öyle yorumlayanlar var fakat ben estetik cerrahiye hiçbir zaman bu gözle bakmıyorum. Bence estetik cerrahide asıl hedef; kişinin ruhuna, karakterine uygun çalışmalar yapabilmek. Heykeltıraşlıkta da bir vücut formu oluşturabiliyor ve belli oranlarla çalışıyorsunuz, tıpkı bizim gibi. Ama estetik cerrahinin farkı, bizler yaşayan ve değişen bir yapıyı şekillendiriyoruz. Bu nedenle yaptığımız eserin, kişinin ruhu ve karakteriyle uyum içerisinde olması gereklidir. Ben estetik cerrahiyi böyle yorumluyorum.

Peki, biraz da estetik cerrah olarak yaptığınız işlemlerden bahsedelim… 
Uzmanlığımız estetik plastik ve rekonstrüktif cerrahi. İşlemlerimizi ameliyatlı ve ameliyatsız işlemler olarak ikiye ayırabiliriz. Ameliyatsız işlemler olarak botoks, dolgu, yüz gençleştirme, mezoterapi, saç mezoterapisi ve PRP işlemlerini uyguluyoruz. Ameliyatlı işlemler olarak baktığımız zaman burun estetiği, göz kapağı estetiği, kaş estetiği, kepçe kulak onarımı, bişektomi, yağ enjeksiyonu, meme büyütme-küçültme-dikleştirme işlemleri, liposuction, karın germe, jinekomasti onarımı, kilo verme sonrası oluşan deri sarkmaların giderilmesi gibi işlemler uyguluyoruz. Son yıllarda revaçta olan annelik estetiği de uygulamalarımız arasında. Annelik estetiği, kadınlarda doğumla beraber gözlenen bazı deformasyonların giderilmesi işlemine deniyor. Göğüs ve karın bölgelerindeki deformasyonlar gideriliyor, meme estetiği ve karın bölgesi estetiği uygulanıyor. Meme dikleştirme ve küçültme-büyültme işlemleri ile karın germe ve liposuction işlemlerini uyguluyoruz. Bu arada tüm ameliyatlı işlemlerimizi, anlaşmalı olduğumuz özel hastanelerde gerçekleştiriyoruz.

Son zamanlarda daha çok tercih edilen trend işlemler nelerdir? 
Son yıllarda sosyal medyanın kullanım sıklığının giderek artması ile estetik işlemlere olan talepler de arttı. Trend, ameliyatsız daha güzel görünebilmek. Ameliyat korkusu, kısa zamanda sosyal hayata dönebilme isteği insanları ameliyatsız işlemlere yönlendiriyor. Bu nedenle botoks ve dolgu uygulamalarının sıklığı giderek artmaktadır. Botoksun basit ve risksiz oluşu, sonucu hemen görebiliyor oluşumuz, aldığımız etki ve verilen ücretin birbirini dengeliyor oluşu; üst yüz bölgesinde botoksu vazgeçilmez kılıyor. Dolgu uygulamaları ile yaşla birlikte yüzümüzde oluşan volüm kayıplarının giderilmesi bizi daha canlı ve dinamik gösteriyor. Cerrahi uygulamalarda ise burun estetiği ve meme estetiği her zaman trend fakat bununla birlikte vücut şekillendirme işlemlerinin sıklığı giderek artmaktadır. Şöyle ki; çağımızın en önemli hastalıklarından olan obezite ile mücadelede verilen kilolar sonrasında oluşan deri sarkmaları tedavi ediliyor. Bu işlemleri karın germe, uyluk germe, sırt germe ve kol germe olarak söyleyebiliriz. Bunlar dışında liposuction işlemi sıklığı da eskisine göre artmaktadır. 

Hastaların her tercihleri veya istekleri uygulanıyor mu, yoksa belirli bir noktadan sonra kendi inisiyatifinize göre bazı istekleri karşılamadığınız oluyor mu?
Hastalar bize geldiğinde kafasında belirli bir şikâyet ve istek oluyor. Hastanın şikayetini temel anlamda tabii ki baz alıyoruz ama hastanın isteğiyle beraber istenen işlemin hastayla karakteristik açıdan uygunluğuna bakıyoruz. Hasta için en doğru, en kolay ve en uygun işlemi uygulamak için önerilerde bulunuyoruz. Bütünselliği yakalayabilmek için bazen, hastanın isteğinin yanında ek işlemler önerebiliyoruz. Ek işlemler ile daha iyi sonuçlar elde edebiliyoruz. Örneğin; burun estetiği için gelen hastalarda daha güzel bir profil görünümü için alın ve çene müdahaleleri veya göz kapağı estetiği için gelen hastalarda kaş estetiği ve yağ enjeksiyonu gibi.

Estetik alanına kadınların daha fazla düşkün olduğunu biliyoruz. Sizce bunun sebebi nedir?
Kadınlarda beğenilme kaygısı maalesef ki var. Geçmiş yıllarda bu eşine karşı olan bir duyguyken şimdilerde topluma karşı olan bir duygu haline geldi. Bunu doğru bulmuyorum ama durumun bu olduğu da aşikâr. Güzellik ile ilgili kalıplaşmış tanımlar var kadınlar için. Bu kalıplar maalesef ki toplum tarafından kadınlarımıza dayatılıyor. Bu sebepler dolayısıyla da estetiğe daha çok ilgi duyuyorlar diyebiliriz. Bunun yanında en önemli sebeplerden biri de kadınlar güzel görünmeyi seviyorlar. Saçlarıyla, tırnaklarıyla, yüzleriyle uğraşmayı seviyorlar. Değişime açıklar, bu yüzden de estetik cerrahiye daha yatkın oluyorlar. Erkekler ise daha basit düşünüyor ve değişime o kadar da açık değiller. Erkeklerin çoğu kendi rahatsız oldukları konularla ilgili estetik cerraha geliyorlar, toplumsal bir kaygıdan bağımsız hareket ediyorlar. Bu arada her iki cinsiyette de fonksiyonel şikâyetler de oldukça etkili, bunu da atlamamak lazım. 

Peki Mert Bey, erkekler en çok ne gibi işlemler tercih ediyor?
En çok burun estetiği yaptırılıyor,  bundan sonra da jinekomasti estetiği erkekler tarafından çok tercih ediliyor. Burun estetiği daha çok kişisel konforla alakalı iken jinekomasti estetiğinde yine kadınlarda gözlemlediğimiz beğenilme kaygısı ön plana çıkıyor. O yüzden bu işlemi, erkek hastalarıma uyguladığım diğer işlemlerden hep ayrı tutarım. Tabii saç ekimini de unutmamak lazım. Ameliyatsız işlem olarak erkekler de artık, botoks ve dolgu işlemlerine eskisi kadar mesafeli değiller.

Yanlış yapılan estetik işlemlerde geri dönüş nasıl sağlanır?
Burada tanımlamayı iyi yapmamız gerekir. Estetik işlemler aslında bir sağlık hizmetidir ve işinin uzmanı tarafından yani hekimler tarafından uygulanmalıdır. Hekim olmayanların yaptığı işlemleri yanlış uygulama olarak nitelendirebiliriz çünkü onlar bu işin eğitimini almamış kişilerdir. Hekimlerin yaptığı işlemler sonrası oluşan olumsuzluklar ise komplikasyondur. Hiçbir hekim hastasında komplikasyon yaşamak istemez. Ama maalesef bu işin doğasında bu mevcuttur. Her türlü işlemin bir komplikasyon ihtimali vardır. Burada yapılan asıl hata, estetik cerrahi işlemlerinin çok basit ve risksiz gösterilmesidir. Halbuki hekimler işlemin genel akışını ve risklerini güzel bir şekilde anlatırsa; hastalar da onlara yanlış bir işlem yapılmadığını, bir komplikasyon geliştiğini anlarlar. Bu işlemlere nasıl revizyon yapıldığına gelirsek… Revizyon işlemleri aslında en sıkıntılı kısım; bu ameliyatlarda risk, primer ameliyatlara göre fazladır. Ama ehil bir elde, tecrübeyle yapıldığı zaman; düzeltilemez diye bir şey yoktur. Revizyonlarda kişiye özel, ekstra işlemler yapılması gerekebiliyor. Başarı oranları biraz risklidir çünkü bizim işimizde başarı, hastanın mutluluğudur. O mutluluğu sağlayabilme ihtimali bazen böyle işlemlerde zor olabiliyor. Bazen hastanın beğendiği bir işi benim beğenmediğim oluyor bazen de ben çok beğeniyorum fakat hasta beğenmeyebiliyor. Bazen de her iki taraf beğendiği halde beğenmeyen bir hasta yakını, hastayı etkileyip yeniden işlem görmeye itebiliyor. Yine konu toplum baskısına geliyor anlayacağınız. 

Peki, son olarak hastalarınıza, okuyucularımıza nasıl bir mesaj vermek istersiniz? 
Benim hastalarıma vermek istediğim tek mesaj, bu işi ciddiye almaları. Estetik müdahaleler tıbbi müdahaledir. Tıbbi müdahalelerin her zaman bazı riskleri mevcuttur. Bunu iyi araştırmaları ve yaptıracakları işlemlerin risklerini ve ne gibi komplikasyon yaşanabileceğini doktorlarına sormalıdır. Hasta-doktor iletişiminin oldukça güçlü kurulması gerektiğine inanıyorum. Hekim seçiminde karar verirken; sosyal medyadaki takipçi sayısına göre karar vermemeleridir. İyi bir hekim Instagram’daki takipçi sayısı ile değerlendirilmemeli. Daha az takipçisi olan ama çok iyi hekimler yetiştirmiş hocalarımız mı daha değerli yoksa 100 bin takipçisi olan fakat öyle başarıları olmayan kişiler mi? Bu noktaya oldukça dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bir diğer önemli nokta ise, estetik işlemleri, bu işin uzmanlığını almış kişilere yaptırmalarıdır. 



Estetik ve Plastik Cerrahı
Op. Dr. Mert Sandıkcı

Yahya Kaptan Mah. Şehit Ergün Köncü Sok. No:22-A Kat:3 İzmit/Kocaeli
05321731745 @drmertsandikci