Merhabalar arkadaşlar... Bu gün müzik adına sizlerle söyleşeceğiz. Ancak ilk sözü yeni kurulan derneğiniz “KOCAELİ MÜZİSYENLERİ, SAHNE ve SET ÇALIŞANLARI DERNEĞİ” Başkanı Yetgin Kunter’le başlatmak istiyorum. Evet sevgili Yetgin, bize kendini kısacık anlatır mısın?

Merhaba Sevcan abla, ben 1956 Eskişehir doğumluyum. Çocukluğumdan beri müziğe olan ilgim hiç eksilmeden sürdü. Evimizde sadece ben değil ağabeyim de müzik yapardı. Çok iyi bir bağlama ustasıydı. Bağlama çalar, halk türküleri icra ederdi. Bizim büyüdüğümüz yıllarda ben rock müziğe merak sardım. O yıllarda hatırlarsanız Beyaz Kelebekler vardı. Biz de o moda girmeye başladık. Ağabeyim bağlama çalıyordu, bense gitar çalıyordum. Diğer arkadaşlarla da birleşerek grup oluşturduk. Yaşlar henüz 15 - 16... İşte böylece müziğe başlamış olduk. Uzun yıllardır da içindeyim. Şimdiyse bu değerli arkadaşlarımla beraberim. İlk önce onları size tanıtmak isterim; Ben, Yetgin Kunter: Maestro. Nurgül Gezer: Solist. Doğan Aktaş: Bağlama ve Solist. Tahsin Keskin: Solist. İsmail Koray Kaptanoğlu: Gitar. Nazmi Aslan: Flüt ve Zurna. Gökhan Saat: Klarnet ve Saksafon. Mertcan Doğu: Bas Gitar. Orhan Meriç: Solist. Zafer Güneş: Solist. Fatih Horoz: Klavye. Yaşar Baytumur: Bateri. İşte benim ekibim. Hepsiyle çalışmaktan gurur duyuyor, onları çok seviyorum.

Şimdi gelelim son projenize.. Biraz ondan bahsedelim. Yani yolun başından başlayalım. 

Evet... İki yıl önce Büyükşehir Belediyesi’nden bir rock grubu kurma teklifi geldi. Birkaç kez daha arandım. Sonuçta tamam dedim. Ama önce arkadaşları bir toplamaya çalışayım, arayayım diyerek ilk aklıma gelen bu arkadaşları aradım. Hepsi geldi. Hele de Mertcan vasıtasıyla gelen Doğan da işin içine girince bu iş iyice rock grubuna dönüştü. Öyle bir şey oldu ki grubumuzda batı sazları da, Türk halk müziği sazları da vardı. Amacımızsa bizden sonraki nesle bu ölümsüz eserleri unutturmamaktı. Bir de aramıza piyasadan çok ama çok sevdiğim bir şarkıcı arkadaş Nurgül de gelince, ben çok mutlu oldum. Bu iş olacak dedik. Çalışmalara giriştik. Yaklaşık yedi - sekiz ay sürdü çalışmalarımız... İşini seven tüm ehil sanatçılar yanımdaydı artık. Ve, bu müthiş grup kurulmuş oldu. İlk konserimiz Yaşlılar Haftası’nda 24 Mart’ta olacaktı. Ama Cumhurbaşkanımızın ilimizi ziyaret etmesi dolayısıyla o gün olmadı. Bu defa 24 Temmuz olsun dediler, yine olmadı. En nihayet Eylül ayında konserimiz gerçekleşti. Konserde Barış Manço, Cem Karaca, Selda Bağcan, Edip Akbayram, Erkin Koray gibi yeri doldurulamaz sanatçılarımızın parçalarını seslendirdik. O yılların şarkıları hem eğlendiriyor, hem de mesaj veriyordu biliyorsunuz. Sanat ve mesajlarla dolu coşkulu bir akşamı geride bıraktık. Bütün salon bizimle birlikte söyledi. Coştu ve ayakta alkışlandık. Dostane, tarafsız ve sevecen... Müziğin evrensel havası içinde... Herkes memnundu.

Evet, ben de o salonda olan ve sizi yüzlerce kez kutlayanlardan ve yenisini heyecanla bekleyenlerdenim. Şimdi bana biraz da derneğinizden söz edin. Kuruluş nedeninden...

Biliyorsun ablacığım, pandemi döneminde en çok darbe yiyen grup bu grup. Koronavirüs nedeniyle birçok arkadaşımız işsiz kaldı. Aç kaldı. Oturup düşündük. Bütünlük içinde olursak bu sanatkâr arkadaşlarımızın sesini daha rahat duyurabiliriz, dedik. Müzisyenler çok hassastır aslında. Sahneye çıkar ama fakiri de görür, zengini de görür. Bu profesyonel arkadaşlarımızı kimse görmedi maalesef. Kimseden yardım alamadılar. Biz de topyekûn sanat camiası olarak buluştuk ve bu toparlayıcı derneği kurduk. Müzisyeni, solisti, dansçısı, tiyatrocusu, ışıkçısı, sesçisi, sahne düzencisi... vs. bu derneğin üye ordusu içindedir. STK olmanın faydalarından yararlanmalı ve onlara kötü gün dostu olmalıydık. Öyle yapmaya da çalışıyoruz. Devlet büyüklerimiz sesimizi duyacaklar buna inanıyoruz. Biz çok güçlü bir derneğiz. Sayımız çok çok fazla. Şimdi dernek hakkındaki bilgileri ve çalışmalarımızı size Doğan kardeşim anlatacaktır.

Tamam o zaman, dernekle ilgili sizi dinliyoruz Doğan Aktaş... Plan ve projeleriniz neler?

Derneğimiz çok genç Sevcan hanım... Daha üç aylık. Henüz 7 Eylül’de açıldı. Bildiğiniz gibi salgın süreci sahnede olan insanların bir statü sahibi olmamasından kaynaklanan sıkıntıları ortaya çıkardı. Ne yazık ki insanlar bizi görmedi. Hem de hiç birimizi. En büyük zararı sahnedekiler çekti. O nedenle bir sosyal statü sahibi olalım dedik. Ne SGK, ne de başka bir güvenceleri var. O amaçla güçlü ses olmak istedik. İlk sessiz eylemi biz yaptık. Katılım müthiş oldu. Şimdi devlet büyüklerimizden şöyle bir talebimiz var. Ne kadar dikkate alırlar bilmiyorum ama önemli. “Sanatçı Destek Paketi” oluşturulması. Mağdur olan bütün sahne sanatçılarını bu süreç bitene kadar biraz rahatlatabiliriz. Birlik ve beraberliği sağlamak, tek ses olmak en büyük amacımız. Devletimiz yedi yıldır Suriyeli kardeşlerimize bakıyor, sahip çıkıyor, en azından bizlere de belli bir süre destek olsun. Biz bu ülkenin gerçek sahipleriyiz, vergisini veren, tüm sorumluluklarımızı yerine getiren vatandaşlarız. Lütfen bizim de sesimizi duysunlar. Derneğimiz dahilinde güzel bir dergi çıkarttık. Dergimiz tüm üyelerimize açıktır. Yazmak isteyen amatör yazarlarımız yazıyor zaten. Kültür ve sanat dergisi oluşmuş oldu.

Çok teşekkürler Doğan bey... Sayın Kunter, ben inancınızı görüp, sorunlarınızı dinledikçe çok başarılı olacağınıza inanıyorum. Ve, derneğinize başarılar diliyorum. Röportajımızı son sözlerinizi alarak bitirmek istiyorum. Buyurun lütfen...

Sesimizi duyurduğunuz için çok teşekkür ederim. Şimdi bizim arkadaşlarla beraber farklı projelerimiz var. Diğer STK’lar ve destekçilerimizle birleşerek üç, dört günlük sanat festivali yapmayı planlıyoruz. Birçok kuruma, belediyeye gittik ama destek bulamadık. Bundan sonra kendi sorunlarımızı kendimiz çözeceğiz. Kimsenin bizi amatör ruhla kullanmasına müsaade etmeyeceğiz. 65 yaş grubunu çok önemsiyoruz. Onları projelerimizle hayata bağlamak, gençlik yıllarına götürmek istiyoruz. Festivalimizi “Bir Fidan da Sen Dik” ağaç dikme etkinliğinle bitireceğiz inşallah. Diğer derneklerin de bize destek vereceğine eminiz. Hiçbir siyasi yanımız yok. Müzik taraf götürmez. Dedik ya, özgür ve evrenseldir. Bizler bu bakış açısıyla dopdolu, işinin ehli kocaman bir aileyiz. Ve herkese kapımız açıktır. O nedenle müziğe ilgi duyan ve sanatın diğer dallarının içinde olan veya sempati duyan herkesi üye olmaya bekliyoruz. Tüm sanatseverler adına teşekkürler Sevcan Tamer, teşekkürler Time Kocaeli...