Peki neden uyku alışkanlığı kazandırma süreci diyorum? 

Çünkü uyku eğitimi denilen yöntemler genellikle sert kalıplardan oluşuyor. Bana göre uyku alışkanlığı kazandırmak sevgiyle ve şefkatle yapılan bir süreç işte bu yüzden motomot uyku eğitimi yerine her çocuğun bireysel özelliklerine uygun ve ‘sevgi’  ile verilmesi gereken uyku alışkanlığı kazandırma sürecini tavsiye ediyorum.

Ama günümüzde çok tercih edilen uyku eğitimden de bahsedeceğim. Uyku eğitiminde uygulanan yanlışlar, olması gerekenler ve karşılaşılan sorunlar üzerinde duracağım fakat konumuz çok geniş olduğu için mümkün olduğunca açıklamaya çalışsam da aklınıza takılan sorular için iletişim kanallarından bana ulaşarak sorularınızı sorabilirsiniz.

Gelelim ele alacağım konularımıza, ilk olarak uyku eğitiminde uygulanan yanlışlıklardan hatta en korktuğum yanlış yöntemden bahsedeceğim.

Cry it out nedir? 

Ağlamaya bırakma yöntemidir. 6 aydan küçük bebekler için uygulamak kesinlikle önerilmez. Bu yöntemin en büyük savunucusu ise Amerikalı çocuk doktoru Dr. Weissbluth'tur. Zaten buradan da anlaşılacağı gibi Amerikalı ebeveynlerin çok sık tercih ettiği bu "uyku eğitimi" yöntemi bizler için çok katı ve vicdanen zorlayıcı bir eğitimdir.

Konumuzu daha da açalım… Bu eğitimde uyku zamanı belirliyorsunuz ve bu zaman geldiğinde bebeğinizi yatağına yatırıyorsunuz ve ağlasa bile yanına gitmiyorsunuz. Hatta bazı bebekler ilk zamanlarında ağlamaktan kaynaklı kasılmalardan kusma yaşayabiliyor, bu aşamada ise tamamen ifadesiz bir şekilde gidip "kucağınıza almadan" temizliyor ve tekrar aynı şekilde eğitime devam ediyorsunuz. Burada beklenen ise bebeğin kendi kendini sakinleştirip duygularını düzenlemeyi öğrenerek uyku eğitimini kazanmasıdır. Teorik olarak böyle görünse de yapılan araştırmalar sonucunda bebekler kendilerini sakinleştirip duygularını düzenledikleri için sakinleşip uykuya geçmiyorlar. Tam tersi çaresizlikten dolayı susup ağlamaktan vazgeçiyorlar. Ayrıca bu bebekler ağlamasalar bile kanlarındaki stres seviyeleri ağlayan bebekler kadar olduğunu göstermiştir ki bu da bize tüm bunların "öğrenilmiş çaresizlik" olduğunu kanıtlar.

Üstelik bebekler duygularını düzenleme davranışını sergileyecek olgunlukta değillerdir. 4 yaşından sonra yavaş yavaş kazanmaktadırlar.

 

Bebekler güvenli bağ kurarken de ve bu bağı korurken de aslında sevgi ve ilginin zamanı çok önemlidir. Yersiz ve abartılmış ilgi nasıl olmaması gerekiyorsa, ağlayan ve ebeveynine ihtiyaç duyan bir bebeği "eğitim" adı altında sevgiyle kucaklamamakta bir o kadar zararlıdır. Bebeği ağlamaya bırakmak aranızdaki güvenli bağa da zarar verebilir. Düşünün bebeğiniz sizden destek bekliyor ve siz eğitimin koşullarından kaynaklı destek vermiyor bekliyorsunuz.

Bu duruma hadi bebek açısından bakalım, ihtiyacınızın karşılanmadığı ve uyku eğitimi için yalnız bırakıldığınız bir süreçte dünya sizin için ne kadar güvenli olabilir? Ebeveyni ne kadar güvenilir olabilir? İşte bu tip duygular arasında bebek git-gel yaşayacak ve ileride de güvenli bağlanma soru ile karşı karşıya kalacaktır.

Kontrollü ağlatma yöntemi

Bu yöntem ise ilk yönteme çok benzemekte olup yine 6 aydan büyük bebeklere uygulanır. Doğru saat belirlenir, rutinler yapılır, bebek yatağına yatırılır ve odadan çıkılır. Farkı ise ebeveyn kontrolü vardır. Yani ebeveyn belirli aralıklarla 5dk - 10dk - 15dk gibi periyodik zamanlarla kontrole gider fakat kucağına almaz, kucak temasında bulunmaz sadece sözel olarak veya sırtını sıvazlayarak onu sakinleştirmeye çalışır ve odadan çıkar. Zamanla da periyodik süreler arası açılır ve bebekten kendini kendisini sakinleştirip, duygularını düzenlemesi beklenir. 

Boş Sandalye yöntemi

Bu yöntem; yine 6 ay üzeri bebekleri kapsar ve bebeğin yatağının yanında bir sandalyede oturarak başlar. Her gece biraz daha kapıya yaklaştırarak odadan kontrollü bir şekilde çıkarak eğitmeye yöneliktir. Bebek ağladığında konuşarak veya sırtını sıvazlayarak yatıştırılır. Bazen ise kucağa almayı da kabul eden bir yöntemdir. Bu yöntem diğerlerine göre daha yumuşaktır. Önemli bir nokta ise bebeğiniz her ağladığında onu kucağınıza aldığınızı anladığında sürekli sizinle olabilmek belki de temas edebilmek için bunu kullanmaya başlayacak ve bu durumda sürecinizde sabır devreye girecektir. Ayrıca ayrılık kaygısını yoğun yaşayan bebekler için bu yöntem kademeli olmasıyla uygun gibi görünse de odadan tamamen çıktığınızda hayal kırıklığına sebebiyet verebileceğinden ayrılık kaygısı durumları yaratabilir.

 

Bunlara ayrıca dikkat edin!

  • Bebeğinizle birlikte uyumayın, yatağınızın yanında beşiğinde uyutun. Birlikte uyumak bebeğin zarar görme ihtimalini arttırabilir.
  • Bebeğinizin yatağını yumuşak seçmeyin! Mümkünse orta sert bir yatak tercih edin ve kesinlikle yastık kullanmayın çünkü yumuşak yatak ve yastık ani bebek ölüm sendromu denilen bir durum yaratabilmektedir. Yastık kullanımı mümkünse 2 yaş sonrasında olmalıdır.
  • Bebeğinize battaniye tarzı örtüleri kullanmayın. Gece hareketleri ile nefes almasını zorlaştırabilecek durumlar yaratabilir. Bu yüzden uyku tulumlarını tercih edin.
  • Bebeğinizi besledikten hemen sonra uyutmak reflü riskini arttıracağından besleme işleminizden sonra bir süre bekleyip sırt üzeri pozisyonunda uyumasını sağlayın.

Şimdi ise tavsiye ettiğim "uyku alışkanlığını kazanma sürecine" bir bakalım;

 

Öncelikle bebeğiniz ilk zamanlarda sizi bir uzvu gibi görür yani sizi kendisiyle bütünleşmiş bir birey gibi görür. Böyle görmesi aslında size olan bağımlılığını açıklar. Böylesine bir bağımlılıkta onun kucaklanmak isteğine şu an uyku eğitimindeyiz diye kesinlikle olumsuz yaklaşmayın. Ne zaman isterse kucaklayın, ilginizi ve kokunuzu hissettirin. Çünkü ileride bağımsız ve özgüveni yüksek bir çocuk olabilmesi için ebeveyne bağımlılık süreçlerini olumlu deneyimler ile geçirmesi çok önemli.

Kucaklama kısmında hemfikirsek rutinlere gelebiliriz. Her bebeğin rutin ihtiyacı farklılık gösterir. Kimi bebek masajdan, kimi bebek ninniden, kimi bebek ise masaldan hoşlanır.

Mesela şöyle bir rutin size göre nasıl? 

Bebeğinize banyo yaptırdınız, sonra bebek masajı arkasından kitap okudunuz ve sıra ninni de.

Aslında ne kadar tamam bir rutin değil mi? Ama her gün bu rutini uygulayabilmek ne kadar gerçekçi? Her gün banyo yaptırmak mümkün olmayabilir ya da bebeğiniz her gün masaj istemeyebilir. İşte bu rutinleri bebeğinizin daimi isteğine bağlı olarak belirlemelisiniz. Rutinlerinize tabii ki masaj ve banyo ekleyip çıkarabilirsiniz ama bir rutininiz hep olsun. Mesela bu kitap okumak diyelim, burada da uyumamak için birçok tekrar isteyebilir. İşte en büyük yardımcımız sakinlik bize burada da lazım. Tutarlılık ve sakinlikle kitabın bittiğini ve uyuması gerektiğini söyleyip iyi geceler öpücüğümüzü verip yatağına yatırıyoruz. Şu an bu kadar kolay değil diyorsunuz değil mi :) asıl nokta bebekler rutinlere üç beş günde alışamıyorlar maalesef, tutarlılık ve sabır ile bebeklerin rutinlere alışma süreci en az üç hafta... İlk başlarda yatağa yatırdığınızda ağlayacak, uyumak istemeyecek, tam yatıracaksınız gözler yeni uyanmış gibi apaçık olacak ya da fazla uyku ile kızarmış gözlerle ağlayacak. Ama siz rutininizde tutarlı olduktan sonra başarı sizinle olacaktır. Bu süreçte yatağında hafif temasta bulunarak desteğinizi hissettirebilirsiniz. Çok yoğun ağlama durumlarında mutlaka kucağınıza alıp sakinleşmesine yardımcı olun. Önemli bir not, boş sandalye yönteminden farkı; bebeğiniz sizin varlığınızı hep hissediyor olacak ve odanın farklı bir noktasından kalkıp gelmeniz için ağlaması gerekmeyecek. Burada uyku günlüğü tarzında bir paylaşımım olmayacak maalesef çünkü her bebeğin uyku günlüğü bebeğin gelişimsel özelliklerini bilmekle mümkün olabilir.

Gelelim gündüz uykularına, burada da rutinimizi koruyor ve devam ettiriyoruz. Geceden farklı olarak oda çok karanlık olmamalı ve beyaz gürültü de denilen günlük yaşamdaki seslerin olması gerekir ki bebek ilerleyen zamanlarda gece gündüz kavramını kazanabilsin.

Önemli bir nokta, hafta sonu ya da tatil gibi farklı zamanlarda da rutinleriniz ve uyku tutumlarınızda değişiklik kesinlikle olmamalıdır. Yani bu seferde böyle olsun geç uyuyuversin tarzı yaklaşımlar tutarsızlık yaratacağından sürecimize zarar verir.

 

Son olarak uyku sorunu yaratabilen dikkat etmemiz gereken diğer noktalardan bahsedeceğim,

  • Yatmadan önce fazla ekrana maruz kalmak uyku sorunlarının en başında yer almaya başladı. Uyumadan en az iki saat önce ekranlarla olan iletişim kesinlikle kesilmelidir. Bu süreci birlikte hareketsiz/sakin oyunlar oynayarak ve rutinlerinizle geçirmenizi tavsiye ederim.
  • Bebeğiniz diş çıkarma sürecinde ise fazlaca ağrı hissedeceğinden huzursuz olabilir. Bu durum sürecimizi biraz daha zorluyor fakat geçici olduğunu unutmadan sabırlı olmak gerekiyor.
  • Bebeğiniz sizlerle daha fazla zaman geçirmek isteyebilir. Gün içerisinde belki çalıştığınız için belki de aynı evde farklı alanlarda olmaktan kaynaklı ebeveynini az gören bebek daha fazla zaman geçirmek için uyumak istemeyebilir.
  • Daha büyük yaş grupları için, çok enerji veren yiyecekler tüketmek veya gün içerisindeki fazla enerjisini atamamaktan kaynaklı enerji birikimi yaşamak. Böyle bir durumda açık hava, park veya bahçe gibi doğan alanlarda zaman geçirmeniz olumlu etki yaratacaktır.
  • Bazen izlediği bir çizgi film karakterinden korkması veya canavarlar geliyor şeklinde tanımlamalarda bulunması gibi onu streste sokan durumların olması uyku sorunları yaratabilir. Böyle durumlarda yatağınıza alabilirsiniz ama her gece rutininize devam edin, eğer durum ciddi boyutlarda ise uzman yardımı almanızda fayda olacaktır.

 

Şimdiden bebeklerimize mışıl mışıl uyuyacakları sevgi dolu, tatlı uykular diliyorum…