“Prostattan Kaçmayın, Onu Tanıyın. Çünkü o her erkekte var...”

Merhaba sevgili Time Kocaeli okurları...

Doç. Dr. Önder Kara ile günümüzün en yaygın kanser türlerinden biri olan ve birçok erkekte sıklıkla rastlanan prostat kanseri üzerine çok önemli bilgiler içeren bir röportaj gerçekleştirdik.

Doç. Dr. Önder Kara’nın önerilerini not edip birebir uygulamanızı öneririz.

Keyifli okumalar...

Önder Kara Kimdir?

2005 yılında Kocaeli Üniversitesi Tip Fakültesi’nden mezun oldum ve aynı yıl Hacettepe Üniversitesi Üroloji Anabilim Dalı’nda üroloji asistanlığına başladım. 2009 yılında Amerika Birleşik Devletleri - Cleveland Klinik’te Dr. Kenneth Angermeier’in kliniğinde 1 ay gözlemci olarak bulundum. Uzmanlık eğitimimi 2011’de tamamladım ve sonrasında 2011-2014 yılları arasında mecburi hizmet görevimi yerine getirdim. 2015-2017 arasında TÜBİTAK 2219 no’lu doktora sonrası araştırma bursu desteğiyle Cleveland Klinik Robotik Üroloji merkezinde çalıştım. 2018 yılında Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi olarak göreve başladım ve aynı yıl doçentlik unvanımı kazandım. Avrupa Üroloji Birliği Genç Akademik Ürologlar Birliği’nde (EAU-YAU) böbrek kanseri çalışma grubunda 4 yıl süre ile çalıştım. Klinik ve akademik çalışmalarımı minimal invaziv üroloji ve ürolojik kanserler alanında yapmaktayım. Yapmış olduğum 90’ın üzerinde uluslararası yayınıma 1000’in üzerinde atıf almış bulunmaktayım. İleri düzeyde İngilizce bilmekteyim. Evliyim ve 2 çocuk babasıyım.

Prostat nedir?

Prostat makatın önünde,  idrar kesesinin altında bulunan, yaklaşık golf topu büyüklüğünde olan ve normal boyutu 20-25 gram olan bir organdır. Meninin bir parçasını yapar ve spermin dölleme kapasitesini arttırarak üremeye yardımcı olur. Her erkekte bulunur. Yani hastaların bazen belirttiği gibi “Ben prostat olmuşum” veya “Bende prostat varmış” doğru bir tanımlama değildir çünkü prostat her erkekte bulunur ve 40-45 yaşlarından sonra çoğu erkekte hormonlara bağlı olarak büyür ve idrar yoluna baskı yaparak işeme problemlerine neden olabilir.

Prostat kanseri nedir? Prostat büyümesi hastalığı ile prostat kanseri aynı hastalık mıdır?

Tamamen iki ayrı hastalıktır. Prostat kanseri, prostat bezindeki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğaldığı kanser türüdür. Prostat kanseri, genellikle yavaş büyüyen bir kanser türüdür, ancak bazı durumlarda agresif olabilir. Erken teşhis edildiğinde ve uygun tedavi ile yönetildiğinde, birçok prostat kanseri tedavi edilebilir. Prostat büyümesi ise prostat bezinin yaşlanma süreci nedeniyle erkeklik hormonuna bağlı olarak ve tamamen doğal bir süreç zemininde zamanla boyutunun artması sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Bu büyüme prostatın idrar kanalını sıkıştırmasına ve idrar akımının zorlaşmasına neden olabilir. Prostat büyümesi prostatın iyi huylu büyümesini ifade eder ve kanserle ilişkilendirilmez.

Özetle, prostat kanseri ve prostat büyümesi farklı iki tıbbi durumdur, nedenleri ve tedavi yöntemleri farklıdır. Prostat büyümesi olan bir erkekte prostat kanseri de olabilir. Biri diğerinin bir nedeni veya bir başlangıcı değildir.  Örnek vermek gerekirse büyümüş bir prostatı şekil olarak bir portakala benzetirsek prostat kanseri onun içinde portakalın çekirdeği büyüklüğünde başlayıp daha sonra ilerleyebilir.

Prostat kanseri ne kadar sıklıkla görülür, dünyanın her tarafında farklı ırklarda aynı oranda mı görülür?

Prostat kanseri, erkekler arasında en yaygın kanser türdür. Her yaşta görülür fakat 65 yaşından sonra, prostat kanserinin riski artar. Dünyada ortalama her 100 erkekten 10 ila 15 inde prostat kanseri görülür. Ülkemizde ise her 12 erkekten 1’inde prostat kanseri görülür. Prostat kanseri sıklığı, coğrafi bölgelere ve etnik gruplara göre de değişebilir. Örneğin, Kuzey Amerika ve Avrupa gibi bölgelerde daha sık görülürken, Asya'da ve uzak doğuda daha düşük oranlarda görülebilir. Ancak bu coğrafi farklılıkların tam olarak nedenleri bilinmemektedir. Genetik, çevresel ve yaşam tarzı faktörlerinin etkisi olabilir. Örneğin Çin’de yaşayan erkeklerde prostat kanseri riski azken birkaç nesil önce ABD’ye göç eden Çinli erkeklerde görülen prostat kanseri oranının hemen hemen ABD’de yaşayanlara eşitlendiğini görmekteyiz. Bu da prostat kanserine çevresel etkenlerin (yeme içme alışkanlıkları, durağan yaşam, güneşe maruziyet vb.) de önemli derecede etki ettiğini göstermektedir.

Prostat kanserinin oluşumunu arttıran riskler nelerdir?

Prostat kanserinin kesin nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, yaş, aile öyküsü, ırk/etnik grup, beslenme alışkanlıkları ve genetik faktörler gibi bir dizi etkenin rol oynadığı düşünülmektedir.

Yaş en önemli risk faktörüdür. Yaş ilerledikçe prostat kanseri riskini artırır.

Prostat kanserinde aile öyküsü çok önemlidir. Özellikle birinci derece akrabalarda (baba, kardeş gibi) prostat kanseri geçmişi olanlar daha yüksek risk altındadır. Prostat kanserine bağlı risk genleri babadan geçiş gösterir ve kişinin babasında, abisinde, amcasında, baba tarafından dedesinde prostat kanseri görülmesi kişide prostat kanseri görülme ihtimalini arttırır. Bir kişinin babasında prostat kanseri varsa yasamı boyunca prostat kanseri ortaya çıkma ihtimali babasında prostat kanseri olmayanlara göre 2.5 kat fazladır.

Irk ve etnik grup, prostat kanseri riskini etkileyebilir. Örneğin, siyahi erkeklerde prostat kanseri riski beyaz erkeklere göre daha yüksektir. Asyalı ve Amerika yerlisi erkeklerde ise risk daha düşüktür.

Bazı genetik faktörler de aynı zamanda prostat kanseri riskini artırabilir. Özellikle kadınlarda meme kanseri ile bağlantılı olduğu bilinen BRCA1 ve BRCA2 deki genetik mutasyonların erkeklerde prostat kanseri ile ilişkisi gösterildi ve riski daha da yükselttiği kanıtlandı.

Beslenme alışkanlıkları belki de riski etkileyen ve değiştirebileceğimiz en önemli etken. Daha yüksek protein ve yağ içeriğine sahip diyet, prostat kanseri riskini artırır. Ayrıca, yetersiz sebze ve meyve tüketimi de riski artırabilir. Bu nedenle proteinden ve tuzdan fakir, taze sebze ve meyveden zengin Akdeniz diyeti tipi beslenme alışkanlıkları prostat kanserinin görülme ihtimalini azaltır.

Prostat kanseri olan hastalarda hastalığın belirtileri nelerdir?

Prostat kanseri erken evrelerinde belirti vermeyebilir. Bir erkek sağlıklı görünebilir, iyi hissedebilir ve bir sorunu olabileceğini bilemeyebilir.

Bazen de, idrar yaparken zorlanma, sık sık idrara çıkma ihtiyacı, idrar akışının zayıflaması                                                                veya kesik kesik olması gibi idrar problemleri erken evre belirtileri arasında yer alabilir. İdrar yapma konusunda güçlükler yaşanabilir ve idrarın tam boşaltılamaması görülebilir.

Makat ile testisler arasındaki ağrı veya rahatsızlık hissi ve idrarda kanama prostat kanserinin ileri evrelerdeki belirtileri olabilir. Metastatik prostat kanseri (kemiklere yayıldığında) kemik ağrılarına neden olabilir.

Prostat kanseri çoğu zaman yavaş ilerler ve erken teşhis ve tedavi hastaların hastalıktan kurtulmasına ve hayatına hiçbir şey olmamış gibi devam etmesine yardımcı olur. Herhangi bir belirti olmadan erkeklerin yıllık rutin muayenelerini aksatmamaları  hayatlarını kurtarabilir.

Prostat kanserinin tanısı nasıl konulur, hastalar erken teşhis için nelere dikkat etmelidirler?

Prostat kanserinin tanısı, doktorlar tarafından bir dizi tıbbi test ve değerlendirme kullanılarak konulur. Erken teşhis, prostat kanserini daha iyi tedavi edilebilir hale getirebilir.

Fizik Muayene en önemli teşhis yöntemidir. Prostat kanseri taraması ve tanısı için ürolog tarafından yapılır. Muayenede prostatta aşırı büyüme ve sertlikler tespit etmeye yardımcı olur.

PSA testi, prostat kanserinin taraması için yaygın olarak kullanılan bir kan testidir. En az 10 yıllık yaşam beklentisi olan 50 yas üzeri erkeklerde yılda bir kez PSA testi yaptırmalıdır. Aile hikayesi varsa bu yaş sınırı 40’tır.

Yüksek PSA seviyelerinde veya anormal muayenede prostat biyopsisi önerilebilir. Bu işlem sırasında makattan yoluyla yapılan ultrason görüntülemesi yardımıyla ince bir iğne kullanılarak prostat dokusundan örnekler alınır ve patolojide incelenir.

Prostat kanserinin tedavisi var mıdır ve hastalar hangi yöntemlerle tedavi olabilirler?

Prostat kanseri tedavisi, kanserin evresine, türüne ve hastaların genel sağlık durumuna bağlı olarak farklı yöntemlerle yapılabilir. Aktif izlemden cerrahiye tedavi alternatifleri bulunmaktadır. Aynı zamanda erken evre hastalıkta radyoterapi de iyi bir alternatiftir. İlerleyen hastalıkta da yeni gelişen ilaçlar bir hayli umut vericidir.

Prostat kanseri tedavisi, hastanın spesifik durumuna göre kişiselleştirilir. Tedavi seçenekleri, kanserin evresine, hastanın yaşına, genel sağlık durumuna ve kişisel tercihlere bağlı olarak değişebilir. Hasta ve doktor, en uygun tedavi planını belirlemek için birlikte çalışır ve tedavinin riskleri ve faydaları hakkında ayrıntılı bir şekilde konuşurlar. Burada belirtebileceğimiz en önemli kısım bu hastalığın erken teşhisi hastalıktan kurtulmanın en önemli adımıdır.

Prostat kanserinden korunmak mümkün müdür ve beslenmede nelere dikkat etmek gerekir?

Prostat kanserinden tamamen korunmak mümkün değildir fakat riski azaltmak ve prostat sağlığını desteklemek için bazı önlemler alınabilir.

Sağlıklı bir diyet, prostat kanseri riskini azaltmaya yardımcı olabilir.

Daha fazla sebze ve meyve tüketilmesi gerekmektedir. Özellikle domates (pişmiş - zeytinyağlı), havuç, brokoli ve soya yağı tüketiminin koruyucu olduğu gösterilmiştir.

Kırmızı et tüketimini sınırlamak ve bitkisel protein kaynakları gibi daha sağlıklı proteinler tercih edilmelidir.

Omega-3 yağ asitleri içeren yiyecekleri tüketilmelidir (Somon, ton balığı ve cevizde bulunur)

İşlenmiş gıdalardan ve aşırı miktarda şeker içeren ürünlerden kaçınılmalı.

Kalsiyum alımına dikkat etmek gerekir. Önerilen miktarın çok üzerinde almak da iyi değildir. D Vitamini için güneş ışığından yeterince faydalanmak gereklidir.

Dengeli ve aktif bir yaşam tarzı sürdürmek, kiloyu kontrol etmek ve düzenli egzersiz yapmak prostat sağlığını destekleyebilir. Haftada en az 3 gün tempolu ve orta tempolu yürüyüşün yapılması önerilmektedir. Ve tabi ki sigara ve alkol kullanımı da mutlaka sınırlanmalı.

Özetle;

Her durum ve hastalık farklıdır. Bu nedenle kişiselleştirilmiş sağlık planı ve düzenli doktor kontrolü prostat hastalıklarında çok önemlidir. Fastfood tarzı yiyeceklerden uzak, hareketli bir yaşam tarzı hem prostat sağlığını hem de genel sağlığı önemli ölçüde korur.

Aynı zamanda 50 yaşın üzerindeki erkeklerin düzenli olarak doktor kontrolüne gitmesi ve prostat kanseri tarama testlerini (Kanda PSA testi ve rektal muayene) yaptırmaları gerekmektedir. Kişilerde aile geçmişi veya diğer risk faktörleri varsa, tarama daha erken yaşlarda başlamalıdır.