YAZAR: ENSAR GERÇEK

Bu ay Time Müzik köşem için Türkiye’nin en güçlü vokallerinden Can Gox ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdim. Söyleşimizi şehrimizin en şık mekânlarından olan Kasap’ın Mutfağı’nda yaptık. Davetimi kırmayan Can Gox’a ve bizleri çok güzel ağırlayan Kasap’ın Mutfağı ekibine teşekkür ediyorum.  Hal hatır sorma faslının ardından dergimize kısaca göz gezdiren Can Gox, dergide bulunmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi.

HOLDİNG Mİ, SAHNE Mİ?

Can Gox, 15-16 yaşlarından itibaren İstanbul’da birtakım gece mekânlarında müzik yaptığını söylüyor. Bu arada Bilgi Üniversitesi’den kazandığı burs ile caz müzik eğitimi alarak bu sayede birçok isimle beraber çalışma fırsatı buluyor. Bu çalışmalardan ve müzikal edinimlerden kazandığı tecrübelerini sahne performansı ve diğer çalışmalarına yansıtarak müzikteki hedeflerine yaklaştığını söylüyor. 

Can Gox, 2000 yılında oluşturdukları Blues-Mobil adlı grubu ile birlikte, şarkılarını ve enerjisini kitleler ile tanıştırmayı başardı. Bu arada 3.sınıfta üniversiteyi bıraktığı için çalışması da gerekiyordu. Eleman olarak girdiği özel bir şirkette tam 12 yıl çalışarak idari işler müdürlüğüne kadar gelse de mesleki kariyeri onun için hiçbir şey ifade etmeyecekti. Çünkü o beslendiği, mutlu olduğu kalbinin sesi müziğe, sahnelere koşacaktı ve “Müzik yapmalıyım” diyerek çalıştığı holdingden ayrılacaktı. Aldığı bu karar onu hayali olan sahnelerde alkışlatacaktı.

KAYBEDENLER KULÜBÜ ESİNTİSİ

2011 yılında piyasaya sürülen Kaybedenler Kulübü filminin müziklerini yapan Can Gox, bu durumun kendi açısından bir dönüm noktası olduğunu söylüyor. Film, vizyona girdiği tarihlerde oldukça büyük bir başarı elde etti. Kült bir filme göre 700 bin gişe elde ederek epey ses getirdi. Bu esinti birçok dizilere de müzik yapması için kapı araladı. Haydar Haydar (Kuzey Güney),Unutma Beni (Bodrum Masalı), Sorma (Yüksek Sosyete), Dal Goncayı Bir Sabah (Poyraz Karayel) gibi birçok popüler dizilerde bizlere kendisini bir kez daha hayran bırakmıştır.

BİR HAYYAM ESERİ DAHA

Can Gox’un en sevdiğim yorumları arasında bir Ömer Hayyam şiiri olan Dal Goncayı Bir Sabah geliyor. Can Gox hemen sürprizi patlatıyor “Bir Hayyam eseri daha geliyor” diye. Heyecanla bekliyoruz. 2013 yılında çıkardığı ilk stüdyo albümü Yalnızım Ben ile herkesin belleğinde olan Drama Köprüsü, Haydar Haydar gibi muhteşem eserleri kendi yorumunu ruhunu katan Kadıköy soundlu müzisyen milyonların sevgilisi oldu. Cover şarkılar yapmayı sevdiğini söyleyen Can Gox, “Bir şarkıyı evirip bükmeyi şarkı içerisinde başka bir yerde olmayı çok seviyorum. Müzik yapmak sahne almak sabır ve disiplin isteyen bir iştir. Müzisyenlik bana sabretmeyi ve yılmamayı öğretti. Rahmetli babamın bir sözü var. ‘En kötü gününde bile en güzel ceketini giyip işine git’ derdi” diyor.

ÖNCELİĞİM İNSAN OLMAK

Can Gox kimdir? Kendinizi nasıl tarif ediyorsunuz?

Bu hayatta doğru yaşayıp insan olmaya çalışan, haklının ve ezilenin yanında olan biriyim. Bana sanatçı kişiliğimle değil, insan olduğum için değer verilmesini bekliyorum. Şarkıcılık, sanat, sesim Allah tarafından bana verilen en büyük hediyedir. Önceliğim insan olmak.

AKUSTİK VERSİYONLAR GELEBİLİR

Ufukta yeni albüm var mı?

Albüm yapmayı düşünmüyorum. Single single ilerlemeyi düşünüyorum. 3 şarkı ile 3-4 ay ara, tekrar 3 şarkı. Bu arada hepsine klipler çekeceğiz. Sonrasında single toplamını belki bir albümde toplayabilir. Belki bunların akustik versiyonlarını düzenleyip bir albüm çıkarabiliriz.

ÇOCUKLUĞUMDA BENİ EN ÇOK ETKİLEYEN ŞARKI

Yeni single’ınız Unutama Beni’yi yayınladınız. Bu şarkının sizin hayatınızdaki önemi nedir?

Yıllar önce büyük ses Esmeray’ın yorumladığı söz ve müziği Şemi Diriker e ait olan Unutama Beni, çocukluğumda beni en çok etkileyen şarkılardan biriydi. Hatta rahmetli babamı (askerlik dönemini hatırlıyorum iş ve üniversite dolayısıyla gecikmiş bir askerlik yaşadı) askere uğurlarken bile Esmeray’ın Gel Tezkere şarkısı üst üste şarkısı çalınmıştı. 7-8 yaşlarında bir erkek çocuğunda nasıl bir iz bırakmıştır siz düşünün artık. Babamı askere Esmeray ile uğurladım. Şimdi Unutama Beni’yi söylüyorum. Bu durumla gururlanıyorum ama bir yandan da canım yanıyor.

ÜLKEMİZ HAZİNEYLE DOLU

Seni takip eden dinleyen müzik severler için neler yapmaktasın?

Dünya coğrafyalarının geleneksel müziklerini araştırıyorum. Merak ediyorum, dinliyorum. Bu hoşuma gidiyor. Fakat bizim ülkemiz hazineyle dolu. 100 kilometre uzaklaştığınızda müziğin değiştiğini, enstrümanın farklılıklar gösterdiğini hatta şan tekniklerinin değiştiğini görüyoruz. Dört mevsimin yaşandığı medeniyetler cenneti ülkemizde iklim ve coğrafya müziğe farklı tınılar katmıştır.
Ben müzikseverler için eski ve yeni Anadolu’yla batı arasında köprü olmaya çalışıyorum. Bu toprakların seslerine Ömer Hayyam, Neşet Ertaş, Barış Manço, Cem Karaca gibi birçok üstadın eserlerini kendime ait yorumumla bu toprağın hislerini, hafif Rock'n Roll biraz da Blues esintileriyle harmanlayarak yeni nesle aktarabilme mutluluğunu yaşıyorum. Yeni single’ımın ardından yurtiçi ve yurtdışı konserlerime tüm hızla devam ediyorum.

Sohbet keyifli ama konser saati yaklaşıyor. Birlikte Kocaeli Hayal Kahvesi kapısına kadar yürüyoruz. Konser alanı hınca hınç dolu. Ve sahne Can Gox’un. Şarkılarını söylemeden önce eser sahiplerini anarak ve selamlayarak başlıyor vefalı sanatçı. Konsere gelen herkesin eşlik ettiği, unutamadığım, çok keyif aldığım bir performans izledim.

Kocaeli Hayal Kahvesi bu işi çok iyi biliyor. Bence bu bölgede gidilecek huzur dolu mekânlar arasında tek. Sadece müzik, dans, etkinlikleri değil, zengin mutfağı ile bizlere verdikleri hizmetleri için teşekkürler.