Dünya Sağlık Örgütü (World Health Organisation-WHO) ve Amerikan Pediatrik Diş Hekimleri Birliği ilk diş hekimi muayenesinin ilk diş çıktıktan sonra yapılmasını (genellikle 6 ay – 1 yaş arasında) önermektedir. Bu kadar küçük bir yaşta diş hekimi kontrolünün gerekliliğini sorgulayabilirsiniz ama çocuk diş hekimlerinin öncelikli görevi; çocuklarınızı diş çürüklerinden korumaktır. Erken yaşta yapılan bu ilk muayenede amaç; sizlere bebeğinizin dişlerinin çürümesini önlemek için neler yapmanız gerektiğini göstermek ve düzenli aralıklarla sizi kontrollere çağırarak diş sağlığını kontrol etmektir. İlk diş muayenesinde amacımız ayna ve ışık ile çocukların tüm dişlerine bakıp var olan sorunları ve tedavi alternatifleri ebeveyn ile paylaşmaktır. En önemli konulardan biri olan beslenme ve koruyucu uygulamalar hakkında anne ve baba bilgilendirilir. Çocuklarımızın herhangi bir ağrı durumu ile klinik ortamına girmesinin önüne geçerek tanışma seansı adı verdiğimiz bu  seanslarla klinik ve kullanılan malzemeleri tanıtıp herhangi bir fobi oluşmasının önüne geçmekteyiz.

Çocuğunuza diş tedavisinin korkulacak bir yanı olmadığını anlatırsanız, kolaylıkla diş hekimine götürebilirsiniz. Ancak genelde ebeveynler dişçiye gitmeyi bir korku unsuruna dönüştürür. Bu nedenle: çocuğun diş hekimine götürülmesi bir ceza anlamı taşımamalıdır. Tam aksine severek gideceği bir ortam yaratılmalıdır. Dikkat edilmesi gereken başka bir konu da, diş hekimine gitme ile çocuğun maruz kalacağı ağrı olayı arasında bir çağrışım uyandırmamaktır. Çocuğa “Dişin hiç ağrımayacak”, “Doktor iğne yapmayacak” diyerek onu yanıltmak ilerideki tedavileri güçleştirir. Diş hekimi ile çocuğun iyi bir diyalog kurması, çocuğun korkusunu yenmesine yardımcı bir faktördür. Bunun için diş hekiminin sorduğu sorulara çocuğun kendisinin yanıt vermesine izin verilmelidir.

“Çocuk Diş hekimliğinde öncelikli hedefimiz ebeveynlerin rolünü belirlemek ve süt dişlerinin öneminin kavrandığından emin olmak.”

 

Süt dişlerinin görevi öncelikle, bebeğinizin düzgün beslenmesine olanak sağlamaktır. Süt dişler, bebeğinizin ilk yıllarında katı besinleri rahatça çiğneyebilmesini sağlar.

Bir diğer önemli görevi ise konuşmanın düzgün bir şekilde gelişebilmesine olanak sağlamalarıdır. Bir çocuğun konuşmasının düzgün olması, süt dişlerinin varlığına bağlı olarak meydana gelmektedir.

Süt dişlerinin fonksiyonları arasında sayılan bir diğer önemli görev ise gelecek kalıcı dişler için yer tutmak, diş etini yerine gelecek kalıcı diş için korumak ve kalıcı dişin sürdüğü zaman aralığında bu güçlü dişe rehberlik yapmaktır. Eğer süt dişi çekilirse ne yazık ki kalıcı diş için koruyuculuk yapma fonksiyonu ortadan kalkmış olacaktır.

Bebeklerde beslenmenin, çürük oluşumundaki rolünü unutmamalıyız. Bebeğinizin gece ağzında biberonla uyuma alışkanlığını önleyin. Beslendikten sonra uyutmaya çalışın. Biberondaki süte şeker, bal pekmez gibi tatlandırıcılar ilave etmeyin. Bebek beslendikten sonra mutlaka su içirin. İlk dişlerin sürmeye başlamasıyla gece ve sabah beslenmeleri sonrası temiz, ıslak bir tülbent ile dişlerini silerek temizleyin.

Çocuklarımızın diş sağlığı için ilk adım sizlerin onlar için bir ayna olması. Birçok psikolog ve pedagoga göre, çocuklar ebeveynlerini taklit etmeyi seviyorlar. Bu nedenle ağız ve diş sağlığı bakımını bir aile rutini yapmak harika bir yöntem olacaktır. Çocuğunuza kendi yumuşak kıllı diş fırçasını seçmesine izin verin. Kendi fırçasını seçmesi kendini kontrolde hissetmesini sağlar ve kullanmak için heves etmesine yardımcı olabilir. Diş fırçasını 45 derece ile tutarak ve ardından diş eti çizgisi boyunca küçük dairesel vuruşlar yaparak onlara diş fırçalamasını öğretin. Çocuklar yemeklerden sonra günde en az iki kez olacak şekilde iki dakika şeklinde dişlerini fırçalamalılar. Bu fırçalama daha küçük yaşlarda önce çocuğun fırçalamasına izin verip sonra sizin desteğiniz ile tamamlanabilir.

Süt dişlerinin yapısı ve şekli kalıcı dişlerden çok farklıdır. Süt dişlerinde iç kısımda damar ve sinirlerin bulunduğu pulpa dokusu yüzeye çok yakındır. Süt dişlerinde çürükler çok hızlı bir şekilde ilerler. Bu nedenle kalıcı dişlerde olduğu gibi süt dişlerinde de koruyucu tedavilerin yapılması çok önemlidir. Dişleri, çürümeden önce korumak her zaman daha kolay ve daha sağlıklıdır. Koruyucu tedaviler flor ve fissür örtücü olarak ikiye ayrılır.

Flor, dişlerde çürük oluşumunu önleyici etkisi bilimsel olarak kanıtlanmış bir mineraldir. Diş macunlarında, ağız gargaralarında, diş sağlığı ürünlerinde çürük önleyici olarak kullanılır. Birçok yiyecek ve içecekte belirli oranlarda bulunur. Diş hekimliği koruyucu uygulamalarında uzun yıllardır çürük önleyici olarak kullanılır. Florlu diş macunları ve ağız gargaraları günlük ağız ve diş bakımında önemli bir yer tutar. Diş hekimliği kliniğinde ise profesyonel flor uygulamaları jel, köpük ya da cila şeklinde uygulanır. Flor, diş minesinin yapısına katılarak daha dirençli bir yapı oluşturur ve çürük yapıcı bakterilerin zararlarına karşı koruma sağlar. Ayrıca flor, başlangıç çürüklerinin durdurulmasında da etkilidir. Türk Pedodonti Derneği (TPD) ve Türk Diş Hekimleri Birliği (TDB)’ nin 2016 yılında yayınladığı “Flor Durum Raporu’nda diş hekimliğinde çürük önlemek için kullanılan oral flor kaynaklarının toksik dozda flor içermediği ve güven verici olduğu bildirilmiştir.
Diş hekimlerinin uyguladığı uygun dozlardaki florun insan sağlığı üzerine zararı yoktur ve güvenlidir.

Fissür örtücü ise dişleri çürük oluşumundan koruyucu diğer bir uygulamadır. Dişlerin üzerinde, özellikle azı dişlerinin çiğneme yüzeylerinde girintili çukurcuklu alanlar vardır. Fissür örtücü uygulaması ile dişlerin besin ve bakteri tutunmasına elverişli çukurcuklu ve girintili bölgeleri dolgu benzeri bir materyal ile örtülür. Böylece diş yüzeylerinin temizlenmesi kolaylaşır ve bu bölgelerde çürük oluşumu engellenmiş olur. Fissür örtücü uygulamasının amacı, dişlerin çürüğe yatkın girinti ve çukurcuklarında besin birikimini engellemek, bu bölgeleri daha kolay temizlenebilir hale getirmek ve böylece çürük oluşumunu engellemektir.

Çocuklarınızı tedaviye getirirken nelere mi dikkat etmelisiniz?

Tedavi randevularına özellikle anne-baba olarak sizlerin getirmesini tercih ediyoruz.
Çocuğunuzu tedavi randevusuna aksi söylenmediği sürece mutlaka tok getiriniz.
Diş tedavilerini çok uyumlu olarak yaptıran çocuklar, yoruldukları ve sıkıldıkları zaman bir anda çok uyumsuz olabilirler. Bu durum, sonraki randevularını da olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle çocuklarınıza ve hekiminize daha çok işlem yapılması yönünde ısrar etmeyin.
Çocuğunuz tedavi olurken ona “acıyor mu? yoruldun mu?” gibi motivasyonlarını bozabilecek sorular yöneltmeyin.