Obezitede Yaşam Tarzı Değişikliği

Obezite çağımızın hastalığı. Türkiye obezitede Avrupa’da birinci, dünyada dördüncü sırada yer alıyor. Pek çok kronik hastalığın ilerlemesi ve oluşmasında en önemli etken. Obezite ile mücadele konusunda pek çok yöntem var. Kalori kısıtlaması diyetleri, egzersiz, bazı besin desteklerinin diyetlere alınması, bariatrik cerrahi girişimleri gibi. Ama kaçırdığımız bir nokta var. Bütün bunların başarılı olması ve tekrar obeziteye yakalanmamak için en önemli yaklaşım yaşam tarzı değişikliğinde gizli. Modern yaşam tarzı, iş ortamındaki yoğunluk ve koşuşturmalar ve yemek yapmaya ayrılan zamanın azalması, ayaküstü atıştırmalar, hazır gıdalar ile beslenme ve en önemlisi anın farkında olmadan yaşamak, kendimize ayırdığımız zamanın azalması, obezite ile mücadelede bizi sokan en önemli etkenler. Ülkemizin kültürel yapısı, yemeklerinin çeşitliliği, lezzet faktörü, pişirme teknikleri ve özellikle karbonhidrata dayalı bir yeme kültürü, obez bireyler olmamızda etkili olan başka bir faktör.

 

Ayrıca mutsuzluk, depresyon, stres de yeme isteğimizi artıran bir diğer etken.

 

Son yıllarda mindfulness (bilinçli farkındalık) üzerine çokça konuşulduğunu görüyoruz. Hayatı farkındalıkla yaşamak, yaşam tarzı değişikliği bu noktada çok daha önemli oluyor. Hayatımızın akışı içinde getirdiğimiz düzen, kendimize ayırdığımız zaman, bu zamanı etkili ve verimli kullanmak bize çok şey katar. Güne erken uyanmak, yatakta yapacağımız bazı esneme ve germe hareketleri, arkasından içtiğimiz birkaç bardak su, güne başlangıçta bize canlılık katar. Evde hazırlayacağımız sağlıklı bir kahvaltı; burada yediğimizin farkında olarak, yavaş çiğneyerek, her bir lezzetli hissederek yemek yeme süremizi uzatır ve daha çabuk doymamızı sağlar. Porsiyon kontrolü, gün içinde bol su tüketmek, çay ve kahveyi azaltmak, sağlıklı besinler tüketmek, soframızda bunlara daha çok yer vermek, vitamin değerini azaltmadan doğru pişirme tekniklerini öğrenmek, gün içinde 45 dk-1 saat kendimize egzersiz için vakit ayırmak, belirli zamanlarda meditasyon-yoga gibi tekniklerle zihnimizi arındırarak, sakin ve huzurlu kalacak vakitler yaratmak çok önemli. Düzenli bir uyku, sağlıklı bir REM dönemi geçirmek psikolojik olarak sıkıntılı olduğumuz, kendimizi mutsuz hissettiğimiz dönemlerde bununla başa çıkma yöntemlerine başvurarak uzman desteği almak; motivasyonel aktivitelere katılmak, sevdiklerimizle birlikte olmak, şükür duygusunu geliştirerek içsel huzurumuzu sağlamak gibi bu tip davranışların alışkanlık haline dönüşmesi bizi uzun dönemde başarıya götürür. Hayatımızı ve kendimizi sevelim, değerli olduğumuzun farkına varalım. Hepinize sağlıklı günler dilerim.