Merhaba, öncelikle bize hikâyenizi anlatır mısınız?
Engin Benli: Kocaeli Şehir Tiyatroları ilk olarak 1997 yılında Sefa Sirmen döneminde Işıl Kasapoğlu tarafından kuruldu. Türkiye’nin birçok yerinden birçok kişi burada sınava girdi, sadece 23 kişi alındı. Hamlet oyunu ile başladık ve daha sonra Üç Kişilik Opera, Don Juan, Bahar Noktası, Azizname ve Türkiye prömiyeri yapılan birçok oyun oynadık. 1997 yılından bu yana burada tiyatro yapıyoruz. Birkaç kişi haricinde aynı kadro hala devam ediyor. Daha sonra bize katılan, ikinci nesil olarak nitelendirilen arkadaşlarımız var. İlk geldiğimizde Kocaeli’de sokak sokak dolaşıp broşürler dağıtıyorduk, İzmit’e tiyatro geldi diye bütün kapıları aralayıp tüm mahalleleri dolaşıyorduk. Şu anda inanılmaz güzel bir izleyici potansiyeli var. Hemen hemen bütün oyunlarımız dolu geçiyor. Bizler de burada çok keyifli vakit geçiriyoruz, artık İzmitli olduk diyebiliriz. 
Erdem Irmak: Birbirimizle ekip arkadaşlığının yanı sıra güzel de bir dostluğumuz var. Herhangi bir aksaklık olduğu zaman onun gözünden anlayıp seyirciye hissettirmeden birbirimizi anlamak ve onu dönüştürmek, bu anları yaşamak bizim için çok keyifli. Biz yıllardır beraber sahnedeyiz. 

Biraz da yeni oyununuz günün Günün Çorbası’ndan bahsedelim… Kongre Merkezi’ndeki ilk tiyatro oyunuydu. Nasıl hissettiniz?
Eylem Tanrıver:  Aslında “Günün Çorbası” bu yıllar içerisinde yapılmış ilk müzikal değil. 1997 yılından beri çok ciddi bir efor sarf ediliyor burada. Çok oyun yapıldı, çok büyük prodüksiyonlar, dünya prömiyeri olan oyunlar da burada yapıldı. Türkiye’deki kurum tiyatroları arasında, özerkliğini yeniliğini ve kendi içindeki yapısını hali hazırda korumaya çalışan nadir tiyatrolardan biri. Günün Çorbası’nın özelliği; tam bir Off Broadway oyunu, romantik komedi. Dekoru, dansları, şarkıları ve görseliyle büyüleyici bir atmosferde seyirciyi alıp sürükleyen, büyüleyen bir oyun. Bu bizim çok hoşumuza gidiyor. Bizi izleyip etkilenen ve bu işin eğitimini alıp şu anda meslektaşımız olan bir sürü oyuncu arkadaşlarımız da var. Günün Çorbası Kongre Merkezi’nin ilk tiyatro oyunu. Yeni bir bina olmasının bazı dezavantajları oldu. Ancak biz oyuncular, yani bu mesleğin işçisi olan tiyatro emekçileri olarak çocuksu ve duygusal insanlar olduğumuz için,  mesleğimizi koşullar ne olursa olsun büyük bir aşk ve sevgiyle yapıyoruz. Geri bildirimler de o anlamda inanılmaz oluyor. Bizi hem çok mutlu ediyor, hem de tatmin ediyor. 
Bizim işimiz aslında suya yazı yazmak. İnanılmaz projelerde dehşet roller oynuyoruz, seyirci alkışlıyor, beğeniyor, fotoğraflar çekiliyor fakat 3 – 5 sezon kapalı gişe oynadıktan sonra oyun kalkıyor ve anılarımızda bir yerde kalıyor. Televizyon ve tiyatroyu ayıran en önemli özellik bu diye düşünüyorum. Ekip olarak büyük bir özveriyle çalıştığınız zaman bu aşamalara geliyorsunuz. Günün Çorbası bunun en son ve en net örneklerinden. Hali hazırda da bir sürü devam eden oyunda bunu görebiliyoruz. 23 yıldır ekip ruhu, uyum, özverili çalışmak, dayanışma halinde olmak… Biz burada akraba gibiyiz. Düğünler, doğumlar… Birbirimizin her anda yanında olmak, her zaman birbirimize karşı sevgi ve iyi niyet içerisinde olmamız bunu hissettiriyor. İyi arkadaş olmak da ekstra bir enerji katıyor, o ayrı tabii.
Engin Benli: Aynı zamanda çok güzel bir ekiple çalışıyoruz. Yeni nesil oyuncularımız da var, kıymetli müzisyenlerimiz var. Çeşitli konservatuvarlardan müzisyen arkadaşlarımızla birlikte çalışma imkânımız oldu. Gerçekten çok özverili davranarak bize zaman ayırdılar ve o duyguyu yakalayabildik.

“TİYATRONUN EN BÜYÜK ÖZELLİĞİ KOLEKTİF BİR SANAT DALI OLMASI VE BİZ DE BUNU KOCAELİ ŞEHİR TİYATROLARI’NDA ÇOK İYİ BAŞARIYORUZ” 

Erdem Irmak: Sadece oyuncu arkadaşlarımız da değil. Biz güzel bir ekibiz. Kongre Merkezi’nin yeni yapılması ve soğuk olmasından dolayı yeri geldi hasta olduk, ama provalarımıza devam ettik. Bizim kadar teknik ekipteki arkadaşlarımız da bu işi sahiplendiler. Dekorun kurulmasında, bütün aksesuarların yerli yerine konulmasında onların çok büyük emeği var. Tiyatronun en büyük özelliği kolektif bir sanat dalı olması ve biz de bunu Kocaeli Şehir Tiyatroları’nda çok iyi başarıyoruz. Bu yıl müzikalle başladık, önümüzdeki sezon Günün Çorbası Süleyman Demirel’e gelecek fakat kongre merkezindeki müzikal oyunlar devam edecek. 

Oyunun prömiyerinde Haldun Dormen de izleyiciler arasındaydı. Bu size nasıl hissettirdi?
Engin Benli: Biz yıllar önce Haldun hocanın yönetmenliğinde başka bir oyunda kendisiyle tanışma fırsatı bulmuştuk. Zaten sahnemizin dekorunda da yönetmen Taner Tunçay onun resmini kullanmıştı. Çok duygulandığını ve oyunu da çok beğendiğini söyledi. 
Erdem Irmak: Haldun Dormen, gençlere çok önem veren, onların başarıları için destek olan bir karaktere sahip. Düşünün, 90 küsür yaşında bir tiyatro duayeni gecenin bir yarısı kalkıp geliyor, burada bizimle beraber oyun izliyor, oyundan sonrada bizleri yalnız bırakmıyor, bizlerle görüşüyor ve sonrasında tekrar İstanbul’a dönüyor. Bu bizim için gerçekten çok gurur verici bir olay. Bize çok büyük bir destek verdi, varlığıyla bizi çok mutlu etti. Umarım biz de oyunumuzda onu onore edebilmişizdir.

Günün Çorbası yabancı dilden çevrilmiş bir oyun olmasına rağmen hem senaryosuyla hem müzikleriyle harika bir çeviri olmuş. Günün Çorbası’nın hem çevirmeni, hem yönetmeni Taner Tunçay aynı oyunu İstanbul Devlet Tiyatroları’nda da yönetmiş. Kendisinin bu oyunu daha önce de yönetmiş olması sizin için bir avantaj oldu mu?
Engin Benli: Zaten tiyatro taklitlerden yola çıkıyor, mutlaka olmuştur. Ama tabi ki, oyuncular ve oyunlar farklıydı.. Bazı oyunların ikinci tekrarları olabiliyor fakat malzeme farklı, her oyuncunun malzemesi, mimiği, oynayışı farklı… Her oyuncunun gözlemlemesi, algılamaları, tepki vermeleri farklı olduğu için ne kadar ana yapısı aynı olsa dahi mutlaka işleyiş olarak farklılaşıyor.

Günün Çorbası’na ne kadar sürede hazırlandınız? 
Eylem Tanrıver:
2 ay sürdü, 15 Ekim’de çalışmaya başladık oyunumuza, 17 Aralık’ta prömiyer yaptık. 2 ay boyunca maksimum 7-8 kere tatil günü verdik, genel olarak haftanın 5 ya da 6 günü sabah saat 11’de başlamak üzere; önce dans provası, sonra sahne, sonra müzik ve hepsinin bir arada olduğu provalar yaptık. Müzikal çalışmanın matematik olarak en zor kısmı bu. Burada birçok farklı disiplin bir arada olduğu için şarkı, dans, orkestra, oyun ve bir de reji matematiği var. Hepsi ayrı ayrı çalışılıp bir potada eritiliyor. Evet, yorucuydu ama çok zevkliydi çünkü biz birbirini çok seven bir ekibiz. Birbirimize pozitif enerji vererek fiziksel olarak da yorucu olan 2 ay süreyle çok disiplinli bir çalışma süreci geçirdik. 

Bu kadar kapsamlı ve iyi sahnelenmiş bir müzikal için 2 ay gibi bir süre gerçekten çok kısa geliyor kulağa… 
Eylem Tanrıver:  Aslında daha bile kısa olması planlanıyordu, ancak salonun yeni olması ve hazırlıklarının tamamlanması ancak mümkün oldu.
Bizim şöyle bir deneyimimiz var aslında; biz geçmişte buraya geldiğimizde şu anda Büyükşehir Belediyesi binası olan yer tiyatroydu. Biz orada karkas kumların içinde Hamlet provası yapmaya başladık. Sonra o bina satıldı ve Seka Sineması tiyatroya dönüştürüldü ve 1997 Kasım’da Hamlet ile tiyatronun açılışını yaptık. Bu sırada da Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nin inşaatı devam ettik. Biz yine geldik burada karkas inşaat içerisinde, su ve alt yapısız hazırlandık. Yani hep sıfırdan yapıldı ve biz her aşamada var olduk. Kongre Merkezi’ndeki durum ise geçmişteki deneyimlerimize kıyasla çok daha iyiydi. Karkas inşaat değildi, yalnızca soğuktu.

“GÜNÜN ÇORBASI MÜZİKALİMİZ MART ve NİSAN AYLARINDA DA DEVAM EDECEK”

Günün Çorbası’nın bu sezonda daha kaç defa sahne alması planlanıyor? Günün Çorbası’nı merak edenler için tarih verebilir misiniz?
Eylem Tanrıver: Günün Çorbası 11 ve 18 Şubat’ta oynayacağız, Mart ve Nisan ayında da devam edeceğiz. Mayıs ortası gibi de sezon bitiyor. (elbette bizde çalışma bitmiyor, yeni oyun provalarımız devam edecek)

Peki, Günün Çorbası’nın farklı şehirlerde de sahnelenmesi planı olacak mı?
Bu tamamen kurum yöneticilerinin ve genel sanat yönetmenimizin elinde olan bir şey. Turne olmasını elbette biz de isteriz. Bununla birlikte çok kalabalık bir oyun bu, İstanbul Devlet Tiyatroları daha önce çok turne yaptı. Onların gitmediği yerlere yapılacak protokollerle gitmeyi çok arzu ediyoruz. Önümüzdeki aylar için henüz böyle bir plan yok, zaten daha çiçeği burnunda bir oyunun içerisindeyiz. Biz de heyecanla bekliyoruz.

Bizler sizleri seyirci olarak farklı oyunlarda, farklı rollerde seyretme imkânı buluyoruz. Bir oyundan tanıdığımız bir oyuncuyu farklı bir oyunda farklı bir rolde görmek bizlerde büyük bir heyecan yaratıyor. Bir oyuncu aynı anda kaç farklı rollerde başka oyunlarda yer alıyor?
Eylem Tanrıver: Tiyatronun kurulduğu ilk 10-12 yılda, 4 – 5 farklı oyunda yer aldık, çocuk oyunları da dâhil. Erdem aynı zamanda çok başarılı bir besteci ve bizim çocuk oyunlarımıza şarkı sözü yazmış ve beste yapmışlığı da var. Artık 23 yıllık eforun sonucunda emektar grubuna girdik diyebilirim. Eskiden örneğin 4 farklı oyunda oynuyorum her hafta ayrı bir oyunu oynuyorduk. O dönemler şu anda yok. İkinci ve üçüncü nesil dediğimiz arkadaşlarımız var bu şekilde ayrı ayrı oyunlar şeklinde disiplin oluşturduk. Ne kadar farklı sahneler ve rollerde yer alırsan o kadar gelişmiş oluyorsun. 
Erdem Irmak: Ben de ilk mezun olduğumda gelmiştim buraya, benim de ilk dönemler en az 5 oyunum oluyordu. Şimdi nispeten azaldı ama yine de 3 oyunda oynuyorum. Bir tanesi Fareler ve İnsanlar, 5. sezonundayız. İlerleme adlı oyunum var, 3. sezonu ve Günün Çorbası var.

Kocaeli Şehir Tiyatroları’nın birçok yeni oyunu var. Özellikle Dünya Klasikleri’ne yer veriliyor ve bizler de seyirci olarak keyifle izliyoruz.
Erdem Irmak: Dünya klasikleri bizim ve kurumumuz için çok önemli. Zaten bizler için William Shakespeare denilince akan sular duruyor. Hepimiz hasretiz. Daha önce Kral Lear, Hamlet oynamıştık. Macbeth oynanıyor, 80 Günde Devr-i Alem oyunumuz 15 Şubat’ta prömiyer yapıyor, Vişne Bahçesi çalışılıyor. Steinbeck Fareler ve İnsanlar’ı oynuyoruz, 5. sezonda ve kapalı gişe oynanıyor. Çocuk oyunlarımız, Masal Odası projelerimiz var. Son derece yoğun çalıştığımız, hiçbir oyuncumuzun boş kalmadığı bir sezonumuz var. Sağ olsun bu konuda seyircilerimiz de bizi yalnız bırakmıyor, onlara da buradan teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Basından takip ettiğimiz kadarıyla Kocaeli Şehir Tiyatroları’nın sosyal sorumluluk projeleri var, huzur evlerine tiyatro oynanması gibi bu konu hakkında neler söylersiniz?
Eylem Tanrıver: Onkoloji bölümünde kanser tedavisi görmekte olan çocuklara gidip masal anlatmak gibi, deprem döneminde oluşturulmuş Gökkuşağı Projesi diye bir proje başladı. 
Erdem Irmak: Bizim tiyatromuzda sosyal sorumluluk projelerimiz hep oldu, bu yeni bir şey değil aslında. Hayatın İçindeyim Projesi var.
Engin Benli: Tır Tiyatrosu projemiz var… Tır Tiyatrosu Projesi’nde; şehrin çeşitli köylerine gidip tiyatroya gelemeyenler için biz geldik diyoruz. Çok zor durumda olan köyler, kasabalar oluyor. İlk defa orada tiyatroyla tanışan çocuklar olabiliyor. Bizim için de bambaşka bir deneyim oluyor. Oradaki çocukların hayatına dokunmuş oluyorsunuz. Köyün meydanındaki oyun ve oyunculardan çok etkilenip, yolunu çizen, şimdilerde ise yetişkin olan birçok çocuk var. 
Erdem Irmak: Yakın zamanda bana gelen bir mesajda şöyle yazıyordu; “Kızımın hayatında bir pencere açtınız.” Bizler için bundan daha güzel bir mesaj olamaz.
Engin Benli: Mesela benim eşim beni tiyatro sahnesinde görüp âşık olmuş ve tiyatro okuluna başlayıp mezun olduktan sonra bizimle beraber aynı sahneyi paylaştı. Hem eşim, hem oğlumun annesi, hem de oyuncu arkadaşım oldu. 

“KOCAELİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROLARI 23 YILDIR ADIYLA, ŞANIYLA, EKİBİYLE; TERZİSİNDEN MAKYÖZÜNE, TEKNİK EKİBİNDEN OYUNCUSUNA, SEKRETERYASI VE GİŞEDEKİ ELEMANIYLA ÖZEL VE ÖZERK BİR KURUMDUR. BU ÖZERKLİĞİNİ DEVAM ETTİRMESİ ADINA ELİMİZDEN GELEN HER ŞEYİ YAPIYORUZ” 

Şehir Tiyatroları’nın bilet fiyatları oldukça makul. Sizce bilet fiyatları yükselse sizler için sorun olur mu?
Engin Benli:
Burası bir kurum tiyatrosu, halka hizmet eden bir kurum. 1997’de tiyatromuz kurulmadan önce İzmit’e hep özel tiyatrolar geliyordu ve bilet fiyatları çok yüksekti. 
Erdem Irmak: Tiyatronun ucuz olması gerekiyor, öğrencisi gelsin, herkes gelsin. Diğer türlü özel tiyatrolardan bir farkımız olmaz. Şehir Tiyatroları’nın varlığının şehre çok olumlu etkisi oldu. İnsanlar aylık programları takip edip biletlerini alıyorlar. Sosyal ilişkilerimiz olan kişileri seyirciler arasında görmek bize büyük mutluluk veriyor.
Eylem Tanrıver: Tam bilet 9 TL, öğrenci bileti 7 TL ve herkes bu paraya bir Broadway Müzikali izliyoruz diyorlar… Bu anlamda belediyemiz de bizi çok destekliyor. Tahir Büyükakın başkanımız ile de uzun zamandır tanışıp çalışıyoruz. Oyunumuzu izledikten sonra eleştiriler yapıyor, oyun hakkında konuşuyoruz, sohbetlerimiz oluyor. Belediyeyle iletişimimiz gerçekten çok iyi. Kendilerine de buradan çok teşekkür ediyoruz.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları 23 yıldır adıyla, şanıyla, ekibiyle; terzisinden makyözüne, teknik ekibinden oyuncusuna, sekreteryası ve gişedeki elemanıyla özel ve özerk bir kurumdur. Bu özerkliğini devam ettirmesi adına elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. 
Engin Benli: Büyükşehir belediye başkanımız da, Daire Başkanı da, kurum müdürümüz de bizi destekliyor. Genel Sanat Yönetmenimiz de 23 yıllık arkadaşımız ve o da çok heyecanlı işler yapıyor. Birbirimize kenetlenmiş bir şekilde ilerlemeye devam ediyoruz.
Eylem Tanrıver: Kurum tiyatrosu zaten tamamen halka hizmet amaçlı yapılıyor. İzmit’in burada yapılan işin kalitesini sürekli takip eden bir seyirci kitlesi var. Bu da zaman içerisinde kulaktan kulağa aktarılarak katlanarak arttı. Gelen seyircinin buradaki potansiyeli arttırması, bence 23 yılda Türkiye’deki kurum tiyatroları içerisinde elde edilmiş en büyük başarıdır diye düşünüyorum.



Nasıl vakit geçirmeyi seviyorsunuz?
Erdem Irmak:
Müzikle ilgileniyorum, birlikte müzik yaptığımız arkadaşlarımızla hafta sonları buluşuyoruz. Eskiden bana burada yaşayacağımı söyleseler şaşırırdım. Ama İzmit gerçekten çok güzel bir yapıya sahip. Buradan 40 dakikalık mesafede su sporları yapabilir, Kartepe’ye çıkıp kayak yapılabilir ki fırsat buldukça yapıyoruz. Müthiş trekking parkurları var, amatör balıkçılıkla ilgileniyorum. (Amacımız balığın hayatına kast etmek değil, zevk almak olduğu için onu yakaladıktan sonra geri salıyoruz.) İstediğiniz her alanla ilgili burada yapacak çok şey var. Wakeboard alanları var. Kentin bir yelken kulübü var. Yelken ve kürekle ilgilenebilirsiniz. Siz kendinize bir alan yarattığınızda yelpaze o kadar geniş. İzmit bu konuda çok şanslı bir yer. İstanbul’a da yakın olması büyük bir artı. 
Eylem Tanrıver: Artık buralı olduk diyebilirim. Gitar çalmayı, şarkı söylemeyi çok seviyoruz. Çok güzel bir projede yer almıştık. Cem İdiz’in Tiyatro Müzikleri Konseri oldu. Operet ve tiyatro müziklerini koskoca senfoni orkestrası eşliğinde söyleme imkânımız oldu.
Engin Benli: Sabahları Erdem ile birlikte köpeklerimizi dolaştırıyoruz. İzmit’te neredeyse araba kullanmıyorum, her yere bisikletle gidebiliyorum. Bisiklet turları yapıyoruz. Bu gerçekten çok keyifli.