Gül'le çok keyifli sohbetimiz de müzikten, sahneden ve kendine özel değerlerinden bahsettik.
Keyifli okumalar...

*** ***

Gül Özgüner Altın Kimdir? 
“Gül Özgüner Altın, 4 Temmuz 1987 İzmit doğumlu, müzik eğitimine Güzel Sanatlar Lisesinde keman ve piyano ile başlamış ardından Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Ses Eğitimi bölümünden mezun olmuş, 18 yaşında sahne hayatına başlamış, aynı zamanda müzik öğretmenliği de yapmış, evli, bir çocuk annesi, müziğe ve şarkı söylemeye âşık birisidir :)”

Konservatuardan bugüne nasıl geçti?
İlk konserler elbette okul konserleriydi. İlk sahne deneyimlerini müzik eğitimine başladığım yıllarda yaşadım. Klasik Batı Müziği eğitimi aldım, hâlâ da dinlemeyi çok severim. Ama kendimi keşfettikçe icra etmek istediğim müziğin bu olmadığına karar verdim ve sahne hayatım başladı. Şarkıcılık, sesini tanımak, doğru şarkı söylemeyi öğrenmek… Bitmeyen keyifli bir yolculuk. Her gün yeni bir şeyler öğrenmeye, kendime bir şeyler katmaya, ilgimi çeken, şarkıcılığıma katkı sağlayacağını düşündüğüm eğitimlere katılmaya devam ediyorum. 

İlk sahne deneyiminden bugüne geldiğin noktadan memnun musun?
Şarkıcılık ve teknik olarak konuşuyorsak evet :) İlk sahneye çıktığımda heyecandan sesini zor kontrol altına alan, dizleri titreyen, dinleyiciyle diyalog kurmaktan ödü kopan biriydim :) Sahne, muhteşem bir şarkıcı olsan da tecrübe isteyen bir yer. Zamanla orayı yönetmeyi, nasıl davranman gerektiğini, dinleyiciyi etkilemeyi, heyecanını kontrol altına almayı öğreniyorsun. Kariyer olarak konuşuyorsak da her zaman geldiğin noktanın daha iyisi var ve elbette daha iyisini, daha fazlasını istiyor, hedefliyorum.

Binlerce kişinin izlediği sahnede şarkı söylüyorsun. Heyecanını ve sahne hâkimiyetini nasıl kontrol altına alıyorsun?
Az önce bahsettiğim gibi tamamen tecrübe :) Sahnede yapılacak her şey prova edilmiş ve hazır hale getirilmişse hâkimiyet zaten sağlanmış oluyor. Geriye tatlı bir heyecan kalıyor, o da bu işin en güzel yanı.. 

İlk teklin “Kaçın Kurası” çıkalı ne kadar oldu? Yenisi ne zaman çıkıyor?
Kaçın Kurası, 2018 Nisan’da çıktı. Bu yıl bir tekli daha yayınladık. Makedon müzisyen arkadaşım IvanKukic’le, “ElenoKerko” isimli anonim bir şarkı yayınladık. Balkan müziğine olan aşkım mâlumun :) Aynı zamanda YouTube kanalımda coverlar yayınlamaya devam ettim. Sözü ve müziği Can Baydar’a ait, prodüktörlüğünü de Efe Bahadır’ın yaptığı yeni şarkımın kayıtları bitti. Klip aşamasındayız. Çıkış tarihini henüz belirlemedik. 

Bir şarkının gerçeğe dönüşümünde ve kalitesinin belirlenmesinde sence rol alan aktörler kimler? (besteci, yorumcu, dinleyici…?)
Gerçeğe dönüşmesinden kasıt çok dinlenmesiyse eğer kesinlikle dinleyicidir. Bir şarkının bestecisi kim, müzikal anlamda ne kadar kaliteli… Bunu sorgulayan dinleyici az. İnsanlar hoşuna gideni dinliyor, dinletiyor ve tabii ki reklam, dinleyici kadar önemli bir faktör. 

Dijital platform hakkında ne düşünüyorsun? Sence müzisyenlerin lehine mi aleyhine mi? 
Emin değilim. Eskiden müziğini insanlara ulaştırmanın tek yolu radyo ya da televizyondu. Eminim çok meşakkatli bir yoldu ama doğru insanlarla iş birliği yapıp bu mecralarda yer bulabiliyorsan, televizyona çıktığın gün herkes seni tanımış oluyordu. Hele tek kanallı yıllar düşünüldüğünde.. :) Ama dünya her gün değişiyor. Bugün gelinen noktada şarkını hiçbir plak şirketine ihtiyaç duymadan evinde bilgisayarını açıp yayınlayabiliyorsun. Bu muhteşem bir şey ama insanlara ulaştırmak sanki artık eskisinden daha zor geliyor. Çünkü artık büyük çoğunluğun televizyon izlemediği, radyo dinlemediği, gazete okumadığı, her şeyi telefondan ya da bilgisayardan takip ettiği bir dünyadayız. O zaman reklamımı dijital dünyada yapmalıyım diyorsun. Hızına yetişmenin çok zor olduğu, kuralların çabuk değiştiği bir dünya dijital. Her gün onlarca şarkı yayınlanıyor. “Fenomen” - “YouTuber” -TikToker” gibi meslekler girdi hayatlarımıza. Ve her sosyal medya platformunun kendine özel ünlüsü oluştu. Birinden bahsediliyor şu kadar milyon izlenmiş vs diye adını daha önce hiç duymamışsın ama bir mecranın ünlüsü  vs… Ve her platforma ayrı ayrı zaman ayırmak gerçekten yorucu. Dolayısıyla bu sorunun cevabından gerçekten emin değilim :) Avantajı da var, dezavantajı da.. 

Hayatta geçiştirmeyi sevmediğin 3 şey nedir? 
Birincisi kesinlikle sahne hazırlığı ve buna her şey dâhil. Şarkı seçimi, prova, kostüm, saç-makyaj, soundcheck… Bunlar asla geçiştirmediğim ve geçiştirilmeye çalışılmasından hiç hoşlanmadığım şeyler. İkincisi sevdiğim insanlarla sohbet ederken, önemli ya da önemsiz bir şeyler paylaşırken geçiştirmek veya geçiştirilmek.Üçüncü ve önemlisi ailem. Ailemle ilgili konu ne olursa olsun asla geçiştirmem. 

En çok kullandığın motive cümlen?
“Başarabileceğini biliyorsun, sakin kal, devam et!”  :)

İç sesinle aran nasıl?
Kendimle çok konuşurum. Aramız fazla iyi :) Çok dinlerim iç sesimi ve çok az yanılttığı olmuştur. 

Başardığın en zor şey nedir?
Başardığım demeyelim de en iyisini yapabilmek için her gün çabaladığım, zor ama mutluluğu tarif edilmez olan şey diyelim :) Annelik. Sanırım bu çocuk sahibi olan her kadın için böyle. 

En sevdiğin ses kim?
Beni tanıyan herkes bir Sezen Aksu hayranı olduğumu bilir :) Dinlemekten keyif aldığım çok ses var. Ama dinlemekten bıkmayacağım tek ses sanırım Sezen Aksu. 

Ulaşamadığın biri ile tanışıp sohbet etme olasılığın olsaydı bu kişi kim olurdu?
Belki çok klişe bir cevap olacak ama bu zaman zaman benim kendime sorduğum bir sorudur. Cevabım her seferinde aynı. Atatürk. Uzun uzun sohbet edip ona bir Rumeli türküsü söylemeyi çoook isterdim. 

Hangi filmin soundtrack şarkısını sen okumak isterdin?
Bunun cevabı bir tane değil ????
İlki kesinlikle ClaudeSautet’in 1970 yapımı LesChoses De La Vie filminde RomySchneider’in seslendirdiği “La Chansond’Helene” şarkısı. Şu an içimde çalmaya başladı bile. Çağan Irmak’ın Dedemin İnsanları’ından “Gülbahar”, TonyGatlif’in Djam’inden “Kayıkçı”, Emir Kusturica’nın Çingeneler Zamanın’dan “Ederlezi” ve “EderleziAvela”, PjerŽalica’nınGoriVatra’sından “IznadTešnja Zora Svice”
Ve tabii Sezen Aksu’suz olmaz Fatih Akın’ın Duvara Karşı’sından “Yine Mi Çiçek”.. Bu liste daha uzar gider :)

Canım Gül'üm çok başarılı bir hayat seninle olsun. ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM.