Tanımadığın insanlara ‘günaydın’ demeden geçemeyeceğin yerdir Sığacık. Kapılarında dahi yaşanmışlık vardır, bir şeyler anlatır. Zira üzerlerinde sizi mutlu eden bir nesne görmeniz oldukça olasıdır. Kediler sahibidir tüm sokakların. Fotoğraf çektiğiniz karenin bir köşesine sıkışmış bulursunuz çoğunlukla onları.

Ne mutlu, ne huzur dolu bir kasabadır Sığacık... Yosun ve anason kokuları birbirine karışır. Buraya adım attığınız andan itibaren her şeyi unutursunuz. Sizi yoran işinizi, endişelerinizin hepsini Sığacık’ın kapısında bırakır ve içeri girersiniz. Hızla yaşadığınız hayatın burada yavaşladığını, sakinleştiğini farkedersiniz. Bu nedenle *cittaslow ünvanını haketmiştir ve bunun çok daha haklı sebepleri vardır. 

Evlerin dışarıdan küçük görünmesine aldanmayın, içleri büyük bir avluya açılır. Şimdilerde butik pansiyon ve kafe olarak kullanılmaya başlandılar fakat doğallıklarından hiçbir şey yitirmediler. Pazar günleri daha çok kadınlara destek amacıyla kurulan Sığacık Köylü Pazarı’nda sergilenen el emeği tüm yiyecekler, takılar, hediyelik eşyalar, çantalar vs. satışa sunulur. Sokak müzisyenleri yerlerini alır. Sakin sokaklar kalabalıklaşır ve günün sonunda bir kez daha aşık olursunuz Sığacık’a… Eğer bir gün yolunuz buraya düşer ve gün batımına şahit olursanız bana hak vereceksiniz. Her ‘gün’ böyle batmalı diye geçireceksiniz içinizden. 

Roma döneminin en önemli ticaret kentlerinden Teos Antik Kent de Sığacık’da bulunur. Mandalina ve yüzyıllık zeytin ağaçları arasında yükselen antik kalıntılar bin yıllardır var olma çabası içerisindedirler. Burada bulunan bin 800 yaşındaki Umay Nine ismi verilen zeytin ağacından üretilen yarım litrelik zeytinyağ Seferihisar Belediyesi tarafından düzenlenen müzayedede 30 bin liraya satılmıştır.

Aynı zamanda batısında bulunan Sığacık Kalesi 1500’lü yıllarda Rodos seferine hazırlık olması amacıyla Kanuni Sultan Süleyman’ın emri üzerine inşa ettirilmiştir. O dönemde meskun bir yer olan Sığla/Sığala (Sığacık) kalenin inşaatı ile birlikte hububat ve kuru meyve ticareti açısından önemli bir liman haline gelmiştir. 

Mis gibi kokan mandalinasıyla ününe ün katan Seferihisar, her yıl Mandalina Festivali'ne de ev sahipliği yapmaktadır. İşte bu tarihin de içinde bulunduğu küçük kasaba anlatılamaz inceliklerle doludur. Tadına varabilmeniz için size sunduğum önerileri not almayı unutmayın. 

1. Gün batımını izleyin.

2. Enginarın tatlısı dahil olmak üzere tadına bakmadan dönmeyin.

3. Sokak arasında bulunan bir restoranda rakınızı yudumlayın.

4. Evlerinin önünde oturan ihtiyar teyzelerle laflayın.

5. Girlen Mevkii'nde kamp kurun.

6. Ekmeksiz Plajı'nda denize girin.

7. Köylü pazarından bilmediğiniz otlar, reçeller satın alın.

8. Teos Antik Kent'i ziyaret edin.

9. Sığacık Kalesi'nin içindeki tiyatro etkinliğine katılın ve sokak müzisyenlerini dinleyin.

10. Sabah erkenden kalkıp kimsenin olmadığı sokaklarda yürüyüş yapın ve fotoğraf çekin.

Şimdi gülümseyin. İşte böyle…

Yazılarımı ve tariflerimi takip etmek için telefonunuzun kamerasını açıp, QR koda yaklaştırınız. 

Ekrana gelen bağlantıya tıklayınız.

*Cittaslow Nedir?

İtalyanca Citta (şehir) ve İngilizce slow (yavaş) kelimelerinden oluşan Cittaslow, “yavaş şehir” anlamına geliyor. 1986 yılında Amerikan tarzı hızlı yiyecek (fast food) zincirine karşı çıkılarak, İtalya’nın Barolo kentinde “Yavaş Yiyecek Birliği” oluşturuldu. 1989’da Paris’de uluslararası boyut alan birliğin, bugün 100’den fazla ülke temsilcisinden oluşan 80 bin üyesi bulunuyor.
Yavaş Şehir olabilmek için çevre politikaları, altyapı, kentin dokusunun kalitesi, yerel üretim ve ürünlerin desteklenmesi, konukseverlik gibi kriterler gerekiyor. Bu şehirlerin logosu olan salyangozu kullanabilmeye hak kazanan merkezler, düzenli olarak denetimden geçiriliyor.

Mandalina Reçeli Tarifi

1 kilo Seferihisar mandalinası (ince kabuklu ve kokulu)

4 su bardağı şeker

1 su bardağı su

Yarım limonun suyu

1 çay kaşığı tereyağ

Hazırlanışı

1. Mandalinaların üzerine 1 gün önceden üzerlerine çıkacak kadar soğuk su koyup bekletin. Birkaç defa suyu değiştirin.

2. Mandalinaları büyük bir tencereye dizip, üzerine çıkacak kadar kaynar su ekleyin ve 10 dakika kaynatın. Sonrasında süzüp kenara alın.

3. Şekeri bir tencereye alın. Üzerine 1 su bardağı su ilave edip ocağın orta kısmında kısık ateşte 10 dakika kaynatın.

4. Kısık ateşte kaynayan şerbetin içine teker teker mandalinaları ekleyip hafif karıştırın. Limon suyunu ilave edin. 10 dakika daha arada karıştırarak kaynatın.

5. Ardından tereyağını ilave edin yaklaşık 10 dakika kadar daha kısık ateşte kaynatmaya devam edin.

6. Toplam 30 dakika kaynattığınız reçeli ocaktan alın ve aynı tencerenin içinde sabaha kadar dinlendirin.

Afiyet olsun…

 


Elif ÇAKMUR