TÜLAY YANIKOĞLU YAZICI

OKUMAK BİR SANATTIR

Ülkemizde kitap okuma alışkanlığının yaygınlaşması için yıllardır büyük bir özveri ile çalışan, Tülay Yanıkoğlu Yazıcı Time Kocaeli dergimizin okuyucuları için sorularımızı yanıtladı.

Hoş geldiniz. Öncelikle, bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Merhabalar. Eğitim kökenim tiyatrodur. Bu alanda hem yurt içi hem de yurt dışı turneleri yaptım. Aslında hayatımın dönüm noktalarından biri buydu. Farklı kültürler görmek bende büyük değişimlerin ilk adımı oldu. Daha sonrasında radyo programları sunmaya başladım. Ardından televizyon programları yaptım. Yaklaşık 7 yıl süren, gün ortasında yayınlanan bir programın sunuculuğunu ve yapımcılığını üstlendim. Evliyim ve iki çocuğum var. Çeşitli firmalara medya danışmanlığı yapıyorum. Kişisel gelişim alanında birtakım eğitimler aldım ve şu an bu konuda eğitim veriyorum. 2017 yılında kurduğum “Okuma Sanatı” isimli sosyal sorumluluk projeleri düzenlediğim bir kulüpte aktif olarak rol almaktayım.

Okuma sanatı kulübü kuruluş hikayesini bizimle paylaşır mısınız?

Kulübümüz 2017 yılında kuruldu. Kitap okumak ve okunan kitaplar hakkında bilgi paylaşımı yapmak isteyen bir grup insan ile yola çıkıldı. Ben o dönemlerde TV programı yaptığım için oldukça gündemdeydim. Sosyal medyada ise oldukça fazla takip ediliyorum. Sürekli okuduğum kitapları paylaşıyorum ve bu yüzden insanlar kitap kulübü oluşturmak hakkında beni yönlendiriyor, destekleyeceklerini dile getiriyorlardı. Bu tip yorumlar çok gelmeye başlayınca bir gece ansızın bu fikri hayata geçirmek konusunda harekete geçmeye karar verdim. İsmini, “Okuma Sanatı” olarak kararlaştırarak bir mekân ve kitap belirledim. Daha sonra etkinliği oluşturup bıraktım. Tabii aradan zaman geçti ve hiç kimseden ses çıkmıyordu. Seçtiğim yere gideceğim ama bir iki kişinin geleceğinden bile emin değildim. İnsanlar sosyal medyada bakıyorlar ve sadece “ay ne güzelmiş, tebrik ederiz” gibisinden yorumlar yazıyorlardı. Elbette, “gelirim” diyenler de vardı. Ancak bir aksiyon görülemiyordu. Ve sonunda o büyük gün geldi çattı. Kendi kendime diyordum ki; kimse gelmese bile alırım kitabımı elime, kahvemi içer kalkar giderim (gülüyor).

“Birileri gelirse muhabbet ederiz, gelmezse kahvemi içer evime dönerim...”

Bu şekilde düşünerek kafeye gittim. İki kişi beni karşıladı. Derin bir oh çektim içimden. Ardından birer ikişer gelmeye başladılar. Bir süre sonra 40’a yakın kişi bir masanın etrafına toplanmıştık. Bu kadar insan kitap etkinliği için bir araya toplandığına göre, “bu buluşmaları daha anlamlı bir şeye dönüştürebilir miyiz acaba ?” diye düşünmeye başladım. Bu düşüncenin sonunda kütüphane açma fikri oluşmaya başladı. Sonuç olarak daha önce mezun olduğun ilkokul olan Hereke Kışladüzü İlköğretim Okulu’na bir kütüphane açabilmek nasip oldu. Bir ay gibi kısa bir süre içinde tüm Kocaeli’nden 2 binin üzerinde kitap elimize ulaştı. Bir ay gibi kısa sürede, sadece sosyal medyanın etkisiyle bu kadar yetkinliğe ulaşabiliyorsak daha fazlasını da yapabileceğimize inancımız bu şekilde oluştu.

Türkiye’nin her iline kütüphane yapan bir oluşum haline geldik.

Derken..; Bugün Türkiye’nin her iline kütüphane yapan bir oluşum haline geldik. Bunu kitap kumbarası fikrini hayata geçirerek başardık diyebiliriz. Bu kitap kumbarasını başlangıç olarak 100 adet bastırdık. Bütün kamu kuruluşlarına bu kumbaraları bıraktık. Bugün Türkiye’de marka değeri olan bütün firmalarla iş birliği yaptık. Çok iyi firmalardan, çok fazla sayıda kitaplar topladık. Tamamen ikinci el kitaplar topluyoruz, çoğunlukla kuruluş ve firma aracılığıyla bireysel katılımlar ile sayısız insana dokunuyoruz. Kitap kumbarası sayesinde 500 bine yakın kitap toplandı. Kargolarla ve hatta yurt dışından gelen kitaplar için hava yolları şirketlerinden biriyle anlaşarak kitapların taşınma işlemlerini gerçekleştiriyoruz. Bizim en büyük etkimiz para ile işimizin olmamasından dolayı gerçekleşti. Çünkü firmalar ve kurumlardan tek talebimiz ikinci el kitapları öğrencilerle buluşturmaya aracılık etmekti.

“Yaşadığımız ülkeye bu projelerimizle borcumuzu ödemeye çalışıyoruz. Son 6-7 aydır içime su serpilmiş durumda. Şu an ölsem elimden geleni yapma gayreti gösterdiğimi düşünüyorum. Daha da yapmaya devam edeceğiz inşallah.”

Sosyal medyadan takip ettiğimiz kadarıyla hayırsever insanlar adına kütüphane açıyorsunuz bu süreç nasıl gerçekleşiyor?

Bu olay aslında hayırsever vatandaşlarımızın taleplerinin yoğunlaşmasının ardından hayata geçirildi. Özellikle yaşamını yitirmiş olan yakınlarının isimlerini yaşatmak isteyen vatandaşlarımız bize ulaşarak böyle bir projeye yoğun bir istek oluştu. Tabi ki bunun bir maliyeti vardı. Talep gelen bölgeden bir okul seçerek çok makul fiyatlara bir ustamız aracılığıyla öncelikle bir tabela yaptırıyoruz. Mülki amirlerden iznimizi çıkartıyoruz. Raflar için fiyatlar alınıyor. Kitaplar ayaklanıyor ve tüm süreci yönetiyor, anahtar teslim bir iş yapıyoruz. Açılış günü ve saati kararlaştırılarak, tüm protokol davet ediliyor. Hayırseverlerimiz sadece kurdele kesmek üzerine geliyorlar. Tüm bunları yaparken oldukça mutlu ve huzur doluyuz. Türkiye’de kitaplar çok pahalanmış durumda. Evde raflarda tozlanacağına, genç beyinlerde filizlenen bir tohum olmasını vaat ediyoruz.

“Dilovası’nda yaşayan kadınlarımızı sosyo-ekonomik hayatın içine sokmak için Anne Kütüphanesi projemizi hayata geçirdik. Kendini sosyal hayatın dışında hisseden kadınlarımız bu proje ile şimdi çok daha mutlu ve iyi hissediyor”

Ekibinizde kaç kişi var? Yaptığınız bu projelerden nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?

Aslında bize bu zamana kadar destek veren sayısız insan var. Kemik kadromuzda 9 kişi mevcut. Bu insanlar gecesini gündüzüne katarak ülkesine hizmet etmeyi amaçlamış muhteşem karakterleri olan koca yürekli insanlar. Allah hepsinden razı olsun. Başladığımız günden itibaren yardımcı olmaya çalışan binlerce kişiyi saymamız mümkün değil maalesef. Katılım sağlayan kişilerden biri de Sn. Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’dı. Tahir Bey dedi ki; “Hanımefendi siz ne yaptığınızın farkında mısınız? Bir çalışan olur, tüm gücünü ve emeğini buraya harcar siz bir çalışan gibi mesai harcamışsınız.” diyerek beni motive ederek makamına davet etti. Şu anda Kocaeli Büyükşehir Belediye’siyle birkaç güzel proje yapıyoruz. İlerleyen zamanlarda bu projeler hakkında detaylar paylaşılacak.

Kandıra, İstanbul yolu üzerinde 23 bin fidandan oluşan 21 dönüm arazi üzerine bir hatıra ormanı kurduk. Bir orman diye yola çıktık ancak 6 orman kurabilecek kadar destek geldi. Kitaplar basılsın diye ağaçlar kesiliyor, bizde ağaçlar dikerek durumu eşitlemeye çabaladık kendi çapımızda. “

Hangi tarz kitaplar okuyorsunuz? Aynı anda farklı kitaplar okuyor musunuz?

Evet, şu an aynı anda 5 kitap okuyorum. Çünkü zihnimde kutucuklar var. Bir kitabı açıp okumaya başladığımda, beynimin okuduğum kitabın içeriği ile ilgili bölümü açılarak o konunun derinlerine doğru yolculuğa çıkıyorum. Psikolojik kitaplar ve romanlar favori tarzlarımdır. Türk ve Dünya edebiyatında çok değerli isimler var. Bu insanların kitaplarını okurken oldukça mutlu oluyorum. Okuyacağım kitapları seçiyorum çünkü vakit benim için çok önemlidir. Boş bir kitap okuyacak vaktim yok.