İnsanlarda hastalık yapma yeteneği olan mikropların hastalık yapma özelliklerinden arındırılarak ya da salgıladıkları zehirlerin kötü etkileri ortadan kaldırılarak geliştirilen ürünlere aşı denir. Aşı, insanları hastalıklardan ve hastalıkların neden olduğu kötü sonuçlardan koruyabilmek için sağlıklı oldukları dönemde uygulanır. Bu yolla insan vücudu mikrop ya da salgıları ile hasta olmaksızın tanışır ve onlara karşı savunma geliştirir. Daha sonra mikrop da karşılaştığında bağışıklık sistemi aşı nedeniyle önceden mikrop da tanıştığı için kolaylıkla başa çıkar ve kişi hastalığa yakalanmaz. Aşılanarak bağışık hale gelmiş bireylerin oluşturduğu toplumlarda bulaşıcı mikroplar insanlarla hastalık yapamadığı için diğer insanlara bulaşma olmaz ve salgınlar görülmez.

Türkiye’de 13 hastalığa karşı rutin aşı uygulaması yapılmaktadır.

Bunlar; hepatit A, hepatit B, difteri, boğmaca, tetanoz, çocuk felci, H. influenzae tip b, pnömokok, tüberküloz, kızamık, kabakulak, kızamıkçık ve su çiçeğidir. Bunların dışında grip, menenjit, rotavirüs, kuduz, serviks kanserine ve covid 19 ‘a karşı da aşılar mevcuttur.

Aşı ile; difteri, boğmaca, tetanoz, kızamık, çocuk felci önlenmiştir. Bunun yanı sıra menenjit, beyin zarı iltihabı, karaciğer yetmezliği, siroz, zatürre, eklem iltahabı ve anne karnında bebeğin sakat doğmasınında önüne geçilmiştir.

Bir aşının daha önceki dozlarında gelişen ciddi bir alerjik reaksiyon olan anafilaksi durumunda, o aşının sonraki dozları yapılmamalıdır. Hekim tarafından belirlenmiş ağır bağışıklık eksikliklerinde canlı aşılar (BCG, KKK, ağızdan çocuk felci aşısı, su çiçeği aşısı) yapılmamalıdır.

Aşı sonrası vücut savunma hücrelerinin tepkisini azalttığı ön görülerek ateş düşürücü, ateş yokken kullanımı önerilmemektedir.

Erken doğan bebekler kronolojik aya göre term bebek gibi aşılanır. Ancak hepatit B aşısı, 2 kg altında yapıldı ise yapılmadı sayılıp 1 aylıkken tekrar aşılanır.

Sonuç olarak aşılar; salgınların önlenmesi için belli devlet politikası ile olgunlaşır. Bu devlet politikaları ile hastalık sonucu oluşan maddi külfet azalır ve koruyucu sağlık hizmeti olgunlaşmış olur.