Merhaba, öncelikle Yücel Öztürk ve Ufuk Aydın kimdir? Okurlarımıza biraz kendinizden bahseder misiniz?

Yücel Öztürk:

Merhaba, ben Trabzonluyum. Marmara Üniversitesi Spor Akademisi mezunuyum. Benim hayatım spor. Geçmişte amatör olarak futbol oynadım. Yıllar içerisinde birçok farklı branşla ilgilendim. Sporu seven bir aileden de geldiğim için spor hayatımın bir parçası olmuş durumda. Ben egzersizimi düzenli yapıyorum. Bizler için yemek yemek ve uyumak kadar doğal bir şey egzersiz yapmak. Bütün görüşmelerimizi ona göre planlıyoruz. Mutlaka önceliklendiriyoruz. İçeri girip dumbell’ı elime aldığımda kendimi inanılmaz şanslı hissediyorum. Eşim de aynı sektörden, pilates eğitmeni. O nedenle evde de aynı şeyler konuşuluyor. Kızımızı da öyle yetiştiriyoruz. Kendisi modern dans ve baleyle ilgileniyor. Benim çocuğum evden her gün spor çantamla çıkmamı yadırgamıyor. Bir ebeveyn olarak da sağlıklı beslenme ve spor adına örnek teşkil edebilmek çok önemli diye düşünüyorum.

Ufuk Aydın:

Ben de Marmara Üniversitesi Spor Akademisi mezunuyum. Giresunluyum. Evliyim, iki kızım var. Büyük kızım jimnastik ve müzikle ilgileniyor. Diğer kızım ise henüz çok küçük. Benim eşim de benim gibi BESYO bölümü mezunu. Yani, ailece sporcuyuz biz de. Bu arada bahsetmeden geçmek istemem; Yücel de ben de ikimiz de memur çocuklarıyız. Benim annem ve babam öğretmen, Yücel’inkiler ise polis. Biz bundan onur ve gurur duyuyoruz. Biz bulunduğumuz noktaya hiçbir sermaye kuruluşuyla değil, tırmalayarak gerçekten sıkıntı ve zorluklar yaşayarak geldik, çok şükür. Yücel ve ben farklı özelliklerimizle birbirimizi tamamlıyoruz. Birbirimizi iyi tanıyoruz, niyetimiz iyi. O yüzden de birbirimize gözü kapalı güveniyoruz. İyi bir birlikteliğimiz var, inşallah böyle de devam edecek.

Peki Life Express markası nasıl doğdu? Bu günlere nasıl geldi?

Biraz önce de bahsettiğimiz gibi, ikimiz de Marmara Üniversitesi Spor Akademisi mezunlarıyız. Bizden önceki mezunlar direk devlet memuru oldular, ancak bizim okuduğumuz döneme KPSS denk geldi. Üniversite okuduğumuz yıllarda, hem harçlığa ihtiyaç duyduğumuz, hem de artık gelecek kaygısı duymaya başladığımız için iş aramaya başladık. O günkü şartlarda bizim çok çok önemsediğimiz bir marka olan Sports International markasında çalışmaya başladık. Ataköy Marina’nın içerisindeydi. O zamanlar yarı zamanlı çalışıyorduk fakat sabahtan akşama kadar oradaydık. Orada aynı zamanda hem mesai arkadaşlığımız, hem kader arkadaşlığımız oldu. 1999-2000 arasındaydı. O yapının içerisinde biz hem işi öğrendik.

Çok etkilenmiştik. İnanın içimizden o zamanlar acaba ilerleyen zamanlarda bizim de bir spor kulübümüz olur mu, diye geçirmiştik. Çok hayaller kurmuş ve istemiştik. Bu amaçla çok zahmetli ve uzun bir süreçten geçtik. Her bir sürece geçiş arkasında ciddi hikâyeler barındırıyor... Sektörde 3-5 ay bir deneyim kazanan kişi artık ben bu işi öğrendim diyebiliyor. Ancak maalesef bizler 25 yıldır bu işin içinde olduğumuz halde hâlâ “biz artık olduk” diyemiyoruz. Çünkü yeni jenerasyonla birlikte çok şey değişiyor, algı değişiyor, insanların beklentileri değişiyor... İlk başlarda yatırımcı ile bu işe girdiğimizde çok çok iyi bildiğimizi düşündüğümüz birçok konuyu aslında bilmiyormuşuz, onu gördük zamanla. Kişi sana güvenip büyük bir yatırımı emanet ettiğinde başka hikâyeler giriyor. O yüzden biz çok büyük emek verdik.

Aslında hep bu günler için sermayemizi oluşturduk. Hani düşe kalka derler ya, işte aynen öyle... İşletme nasıl yönetiliyor, maliyetler nasıl oluşturuluyor, yatırım nasıl yapmamız gerekiyor... bunun içinde çok fazla bulunduk. Hem sektörden, hem sektör dışından birçok kişi bu işi yapmak isteyerek bu işe giriyorlar. Dışarıdan enerjisi ve motivasyonu çok yüksek, çok keyifli bir iş olarak nitelendirilen bir iş. Ama aslında öyle değil, çok başka faktörler var. Bizler işin mutfağından geldiğimiz için her zaman avantajlıyız. Biz bu işin satışında çalıştık, hizmet bölümünde çalıştık. Zaten ikimizin de mesleği spor antrenörlüğü. Sports International’dan ayrılmadan önce, bu işi nasıl değiştirebiliriz ve geliştirebiliriz diye düşünürken, açıkçası ilk işletmemizi bir finansör aracılığıyla açtık. Yatırımı başkası yaptı ve biz işletmenin başına geçtik. Yaklaşık 2-3 yıl süreyle burayı işlettik. Sonrasındaysa irili ufaklı birkaç mekân daha işlettik. Tüm sorumluluk tamamıyla bize aitti. Son olarak 2007 yılında artık tamamıyla bize ait olan kendi kulübümüzü kurma kararı aldık. 2007 yılında ilk şirketimizi kurduk. İstanbul Ataşehir’de Life Club adında bir spor merkezi açtık. Çok ciddi maliyeti olan bir işti. Asıl işin işletmecilik yönünü orada öğrendik. Çok şey tecrübe ettik. İşletmenin her anlamda bütçesi, gelirleri ... vs. gibi. Sonrasında ise danışmanlığa başladık. Sonrasında bizim gibi açılan kulüplerle, sorunu olan kişilerle iletişime geçerek ekip kurarak onlara danışmanlık hizmeti verdik. 

Danışmanlık konusundan biraz bahseder misiniz? Sizin için nasıl bir deneyimdi?

Sana ait olmayan bir malı yönetmek çok başka bir sorumluluk. İnsan yeri geldiğinde kendi malını yönetirken risk alabiliyor, ama başkasının malını yönetmek bu anlamda bambaşka deneyim kattı bize. İnsanlara şu ciroları yapabiliriz diye vaatler vererek ekipler kurduk. Allaha şükür, başarılı olduk.Ancak her ne kadar sözleşmeler yapılsa da, Türkiye şartlarında bir süre sonra insanlar sözleşme koşullarına bakmıyorlar. Daha ziyade sen şöyle kazandın, ben daha az kazandım gibi konular gündeme gelmeye başlıyor. O nedenle bu tür şeyler yaşadığımız için danışmanlığı bitirme kararı aldık. Bir süre sonra dedik ki, biz neden bu enerjimizi bir markayı yönetmeye harcamıyoruz? Ve ilk Life Express spor kulübümüzü Kartal Teknik Yapı’nın içinde açtık. Life Club markası bize aitti. Express’in çıkış amacı ise büyük ve çok yönlü bir kulüp değil de, sporu yapıp çıkmalık express bir merkez olmasıydı. Sonra müthiş bir geri dönüş alınca Teknik Yapı başka bir projesini ısrarla bize verdi ve oraya da açtık. Daha sonradan İstanbul’un arka bahçesi olarak nitelendirebileceğimiz İzmit’i görmeye geldik. Henüz çok da derin araştırma yapmamışken, Outlet AVM Müdürü Osman Bey ile oturup çok güzel bir sohbet ettik. Biz mekânı gördüğümüzde daha masadayken ona projeyi çizdik. Ve kendisi bize o gün inanılmaz inandı. Açık konuşmak gerekirse burayı görmeden önce bu kadar büyük bir yer beklemiyorduk. Burayı görünce gözümüzde proje tüm detaylarıyla canlandı. Burada koşu pisti olacak, squash kortu, basketbol alanı, çocuk üniteleri... Osman Bey de çok motive oldu ve ben de böyle bir şey istiyorum, dedi.

Peki sonra...

İnsanlar biz buraya çivi çakmaya başladığımız gün bizim için “Bu kişiler dolandırıcı mı?” dediler! Çünkü böylesi büyük bir yatırım İzmit’e fazla değil mi, diye bir algı vardı. “Acaba açılış öncesi satışlardan parayı toplayıp kaçacaklar mı?” diye bir korku vardı. Biz de dedik ki; “Göreceksiniz, sabredin.” Hani derler ya, reklamın iyisi kötüsü olmaz diye. Gerçekten de o dönemde bu dedikodunun da müthiş etkisi oldu. 2014 yılında, burayı açtığımız ilk üç ay ilgiden nefes alamadık. Ondan sonraki süreçte insanların ilgisi ve geri bildirimleri bize diğer şubelerimizi açma cesaretini verdi.

İzmit’te Outlet Center şubemizde işlerimizin iyi gitmesiyle Tekirdağ Çorlu’da bir şube açtık. O şube hâlâ aktif olarak devam ediyor ve orayı da biz işletiyoruz. Outlet Center şubemizdeki aktiviteler birebir orada da var. Basketbol kortundan ıslak hacimlere, saunadan fitnessa ve stüdyolara kadar... Sonra baktık ki biz açıyoruz ve bu işi de iyi yapıyoruz, karşılığını da alıyoruz. Biz bu işi Marmara bölgesinde büyütmeye niyetlendik ve diğer merkezimizi Voleybol Federasyonu’ndan yer kiralayarak Bursa Nilüfer ilçesinde açtık. Orası da aktif olarak hizmet vermeye devam ediyor. Bu şekilde Life Express markası bir zincir hâline geldi. Türkiye’de markamızı görmek isteyen çok potansiyel yerler var. Zamanı gelince inşallah birçok yere gideceğiz.

Merak ediyoruz, acaba spor kulüplerinizin yanı sıra başka işleriniz de var mı?

İnsanlar hep soruyor, başka neler yapıyorsunuz diye. Başka hiçbir işimiz yok. Sadece bu iş var. Ne gıda, ne inşaat... Enerjimizin yüzde yüzünü bu işe veriyoruz. Sektörü nasıl değiştirebileceğimizi ve geliştirebileceğimizi düşünüyoruz. İzmit’te bizim için bize faydası dokunmadı diyecek insan yoktur. Neden biliyor musunuz? Çünkü rekabet bazen çok iyidir. Herkes kendini güncellemek zorunda kalır. Biz tek olduğumuz dönemde bazen tek olduğumuz için eleştiri alıyorduk. Ama sonra rakiplerimiz geldi. Tekken de, çokken de bir şey fark etmedi. Çünkü biz onlarla aynı tavadaki balıklarız ve aynı amaca hizmet ediyoruz. Amacımız da üyelere iyi ve kaliteli hizmet sunabilmek. Farklı ve istikrarlı olan ise müşteriyi alıyor.

 

Geçmiş röportajlarınızı okuduğumuzda, “Life Express ile Kocaeli’de spor anlayışı değişecek” başlığı atılmış. Bizce de gerçekten öyle olmuş. Peki siz bu değişimi nasıl tanımlıyorsunuz?

2014 yılında Outlet Center içerisindeki ilk şubemizi açtık. Gerçekten de bu bizim iddiamızdı. İzmit’e yeni bir anlayış getirmek, farklı bir şey getirmekti. İnsanlar da sağ olsunlar güzel bir ilgiyle karşıladılar bizleri. Life Express’in ciddi anlamda bir marka değeri oluştu burada. Devam eden süreçte de Yahya Kaptan ve Symbol AVM’de yeni şubelerimizi açtık. Yani demek istediğim; algıyı değiştirdik.

Peki algıyı değiştirdik derken ne kast ediyorsunuz?

Aslında açılışımızdan günümüze kadar bizim en büyük enerjimiz şuydu; sadece bir fitness merkezi değil, sosyal bir kulüp olabilmemizdi. Birçok düzenlediğimiz etkinlik, yılbaşı partileri, egzersiz partileri, İstanbul’dan getirttiğimiz özel eğitmenler ve sanatçılarla düzenlediğimiz etkinlikler... Varlığımızın en büyük farklılıklarından biri buydu. Bu gibi aktivitelerle enerjiyi çok daha yukarılarda tutuyorduk. Tabii pandemi sonrası bunların hiçbirini yapmamız mümkün olmadığı için bu açıdan içimiz biraz buruk. Şu anda çok kısıtlı şartlarda üyelerimize tamamen sadece sağlık amaçlı egzersiz yapmalarını sağlıyoruz. Şu an için sosyalleşme aktivitelerimizi askıya aldık. Bunun yanı sıra, bizler personel anlamında da hiçbir şeyden kaçınmıyoruz. Karşılayan resepsiyonistinden tutun da çocuk ünitesine, içerideki fitness eğitmenlerinden tutun da diğer departmanlara kadar... Biz kişilere birebir anlamda hizmet veriyoruz. Ölçümlerini yapıyoruz. Sağlık problemlerini alıyoruz. Kişiye özel program sunuyoruz. Arzu ederlerse kişisel antrenörden birebir eğitimler de alabiliyorlar. Maalesef birçok kulüpte maliyetleri minimumda tutmak için üyelikler online veriliyor. Sadece kişilerin gelip egzersiz yaparak oradan ayrılacağı bir ortam sunuluyor.

Üyeleriniz tüm kulüplerinizden faydalanabiliyor mu?

Normal üyelik ve Plus üyelik modellerimiz var. Normal üyeliği olan üyelerimiz normalde kendi üye olduğu kulübü kullanabiliyorlar. Plus üyeliği olan üyelerimiz İzmit’teki üç kulüpten de yararlanabilir. Örneğin; bugün Outlet Center şubemizde fitness yapıp, bir sonraki gün Yahya Kaptan şubemizde yüzmeye gelebilir. Ayrıca tüm şubelerimizdeki normal üyelerimiz de istediği zaman temsilcilerimizle görüşüp üyeliğini Plus’a yükseltebilirler. Şu an için İzmit’te üç şubemiz bulunuyor. Yakın zamanda açılan Symbol AVM içerisindeki şubemizi ise çok farklı bir konseptte hazırladık.

Yakın zamanda açılan Symbol AVM içerisinde yer alan kulübünüzden biraz bahseder misiniz?

İnsanlar birçok fitness merkezinde birbirine çok yakın şeyler görmekten sıkıldılar. O nedenle, AVM yönetimiyle yaptığımız görüşmede bu şubede diğer merkezlerimizden daha farklı bir konsept yaratma konusunda anlaştık. Buranın daha elit bir merkez olmasını hedefledik. Ne gibi farklar var derseniz; ışık, ses, dekorasyon... İçeriye girdiğinde misafirlerimiz zaten hemen bunu söylüyorlar. Dekorasyon için gerçekten çok özendik. Arkadaşımız ve İç Mimarımız Merve Nakipoğlu harika ve niş bir proje yaptı. İçeriye girdiğinizde goril, aslan, timsah figürleri görüyorsunuz. Bu farklı detaylar, enerji, ışık, kalite... Personelimizi seçerken bile çok özen gösterdik. Şu anda Symbol şubemizde çok güzel bir fitness ekibimiz var. Hem çok deneyimli hem çok bilgili bir ekip. İstanbul’dan fitness sorumlusu olarak gelen vizyoner bir yöneticimiz var. Şunu net bir şekilde söyleyebilirim ki, geri dönüşler çok olumlu ve içeri girdiğinizde bunu siz de anlayacaksınız. Her şeyiyle muazzam bir merkez oldu. A plus, üst segment bir kitleyi hedefledik. Ve biz de yaparken inanılmaz heyecan duyduk. Kasım ayında açıldı. 2000 m² üzerinde ferah ve geniş bir yer. Kardiyo kısmından istasyon kısmına çok çeşitli cihazlar var. Reformer pilates stüdyomuz, yoga, pilates, zumba gibi derslerimizin olduğu grup stüdyolarımız, spinning stüdyomuz, şık bir spa merkezimiz bulunuyor. Kişilerin tamamlayıcı yiyeceklerini alabileceklerini geniş bir cafe alanımız var. Yine 7’den 23’e kadar kadar açık olacak. Hafta sonları ise AVM’de olmamıza rağmen 8’den 22’ye kadar açık olacak. Konum olarak da birçok insanı trafik derdinden kurtarmayı amaçladık. Bakış açımız ve hizmet anlayışımız aynı. Üyelerimiz kulüplerimizden herhangi birini rahatlıkla tercih edebilirler.

Pandemi süreci sizler için nasıl geçti?

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; koronavirüsten korunmada evet maske önemli, hijyen önemli, mesafe önemli. Ama unutmamak gerekir ki bu dönemde şunlar da çok önemli; sağlıklı beslenme, kaliteli uyku ve düzenli egzersiz. Bunlar normalde pandemi öncesi de hayatımızda olması gereken sağlıklı yaşam kriterleri değil mi? Ne yazık ki virüs kaygısından dolayı bunlardan uzaklaştık. Biliyorsunuz, bu hastalık direk olarak bağışıklık sistemiyle alakalı. Bu da demek oluyor ki bağışıklık sistemi güçlü olan olmayana kıyasla daha rahat atlatıyor. Spor merkezleri şu anda tukaka değildir. Belki de en temiz yerlerden biridir. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki pandeminin sektöre kattığı birçok olumlu şey oldu. Artık toplumun her kesimi hijyene daha çok dikkat ediyor. Örneğin insanlar havlu kullanmaktan hoşlanmıyordu. Şimdiyse hijyen açısından zorunlu hâle geldi. Daha yakın mesafelerle egzersizler yapılıyordu. Şimdi araya daha fazla mesafe kondu. 16 Mart tarihinde spor salonlarının devlet tarafından kapatılma kararı alınmasıyla birlikte sosyal medyamızı yöneten arkadaşımız bilgisayarını evine götürdü ve kendisiyle sürekli iletişim hâlindeydik. İnsanların kaygısını azaltmak adına bu dönemde online spor dersleri yaptık. En azından insanların bu zor süreçten geçmelerine yardımcı olabilmek adına böyle bir hizmet verdik. Bazı uzmanlarla internet üzerinden canlı yayınlar yaptık. (Örneğin psikolojik destek adına Psikolog ile ...) , Genel Müdürümüz süreç ile ilgili bilgilendirmeler yaptı. O süreçte hiçbir üyemizi mağdur etmedik. Bu süreçte ticari yaklaşmadık. Hiçbir üyemiz haklarında hiçbir kayıp yaşamadı, bu süreleri üyelik sürelerinin sonuna ekledik.

Sonrasındaysa bomba gibi döneceğimizi vaat ettik ve gerçekten de öyle oldu. O dönem kilolar alındı, birçok kişi gelir kaybı yaşadı. O döneme özel kampanyalar yaptık. Ve sonucunda beklediğimizin çok çok üstünde bir kullanım oldu.

Spor merkezlerinin yeniden açılmasıyla birlikte pandemi ile mücadele ilkeleri kapsamında, metrekareye göre kişi alımı limiti getirildi. Biz de bunu saatlere böldük. Günde üç seans temizlik seansımız var. Örneğin 1,5-2 saat spor yapılıyorsa bir sonraki gelecek üyelerden önce A’dan Z’ye tüm tesis yarım saat süreyle dezenfekte ediliyor. Bu dezenfektanlar kuruduktan sonra bir sonraki seansımız başlıyor. Biliyorsunuz ki bu dezenfektanların belli bir süre daha virüsü yüzeyde tutmama etkisi var. Havalandırma ise zaten tüm yatırımlarımızda en önemli kriterdi. Çünkü biz üyelerimizin konforunu düşünüyoruz. Life Express’ler hiçbir zaman merdiven altı, köhne, rutubetli ortamlarda kurulmamıştır. Hepsi aurası yüksek ve güneş almış mekânlardır. Biz çok yüksek bütçelerle insanlara konforlu hizmet sunmaya gayret ediyoruz. Bunun sonucunda da insanlardan şunu duyuyoruz; “Ben burada aldığım keyfi başka hiçbir yerde spor yaparken almıyorum.” Pandemi döneminde elbette sadece bu önlemlerle sınırlı kalmadık. Merkezlerimizde dezenfektan parkurları oluşturduk. Havlu kullanımı zorunlu hâle getirildi. Mekân sosyal mesafelere göre ayarlandı. Grup derslerimiz ise tamamen mesafe kuralı esas alınarak yapılıyor. Eskiden belki 25-30 üyenin aynı anda spor yaptığı alanda şu anda en fazla 10 kişi alınıyor. Onları da birbirinden çok uzak tutuyoruz. Çünkü hepimiz için hayat devam ediyor. Her şey minimum riskle ama tadında devam ediyor. Şunu da belirtmek gerekir ki, koronavirüs artık gündemimizde var olan bir gerçek. Şu da bir gerçek ki; spor yapan kişilerin vücudu sürekli olarak dirence maruz kalıyor. Vücut hep tetikte. Spor yapanlarla yapmayan kişilerin bağışıklık sistemi çok farklı. Spor yapmayan kişiler çok daha fazla etkileniyor. Düzenli spor yapanların çok daha dirençli olduğunu görüyoruz. Life Express olarak teknolojiden de yararlanıyoruz. Üyelerimiz uygulama üzerinden o anda kulüpte kaç kişinin anlık olarak egzersiz yaptığını görebiliyorlar. Sonraki seanslar için randevu alabilir. Personal Training için randevu alabilirler. En son ne zaman geldiklerini, üyeliklerinin ne kadar süresi kaldığını görebilirler. Hatta tesis girişinde barkod okuyucuyla hiçbir yere temas etmeden giriş yapılabiliyor.

Böyle bir spor merkezine üye olmak çok maliyetli mi?

Life Express olarak, insanların pandemi sürecinde bütçelerini de düşünerek her bütçeye göre alternatif üyelik modelleri oluşturduk. O yüzden sadece yapmaları gereken bizi arayıp detayları öğrenmeleri. Biz onlara bir yol haritası çizeceğiz. Önce sizi spora bir başlatalım, sonra bir bütçe oluşturalım.

Aynı zamanda kulübünüzün bir üyesi olarak sizleri sosyal medya hesabınızdan da takip ediyorum. Burada gördüğüm bir konsept var. Ladies konsepti... Bu nedir?

Ladies konsepti yeni oluşturduğumuz bir konsept. Sadece bayanlara özel. Burada amacımız cinsiyet ayırmak kesinlikle değil, ama kadınlar egzersiz yaparken kadınlar biz erkeklere kıyasla daha özenliler ve hijyenikler ve bazı hanımlar ise daha muhafazakârlar. Bazı kadınlar ise kendileri kadınlara özel tesislerde hizmet almaktan hoşlanabiliyorlar. Biz her şeyin içinde olduğu ama şu anki tesislerimizin küçültülmüşü olan bir tesisi sadece kadınlara sunmak istiyoruz. Burada özel dersler, grup dersleri, reformer pilates dersleri, yoga, zumba gibi tüm grup dersleri, fitness... yine hepsi olacak. Ayrıca hanımlar sohbetten hoşlandığı için bir de sohbet alanı olacak. Ve bu konsepti yine İzmit’te yapmayı hedefliyoruz. Bizler aslında İstanbul’da yaşıyoruz ama artık burada da ciddi bir sosyal çevremiz oluştuğu için artık İzmitli gibiyiz. Burada amacımız Life Express Ladies olarak, öncelikle 3-4 şubeyi kendimiz açıp sunumunu yaptıktan sonra tüm Türkiye genelinde bir franchise sistemiyle büyütmek.

Zaman bulamıyoruz diyenlere ne öneriyorsunuz?

Bu konunun tamamen insanların önceliğiyle alakalı olduğunu düşünüyorum. Öncelikle, 20-25 sene öncelere baktığımızda spor merkezleri body building salonu olarak geçiyordu. Saat 10-11’de açılırdı. Akşam 8’de kapatırdı. Cumartesi öğleden sonra ve Pazar kapalı olurdu. Biz ise üyelerimize sabah 7 ile akşam 11 arası. Hafta sonu ise sabah 8 ise akşam 10 arası sınırsız sunuyoruz. Bunu kullanmama mazeretiniz yok. Mekân size açık. Herkesin hayatında kendi öncelikleri var. Kimi insan gezmeyi, kimisi farklı aktiviteler, tv seyretme... birçok şey yapıyor. Olmazsa olmaz önceliklerinizden biri haline getirdiğinizde, size sunulmuş bu esnek saatler içerisinde siz kendinize muhakkak bir zaman bulursunuz. Çoğu iş adamı ve patronun telefon görüşmelerine şahit oluyorum. Şu an spordayım diyerek toplantı planlamasını 2 saat sonrasına yapıyorlar. Sedenter insanlar için ideali haftada 3 gün egzersiz yapmak. Haftada 168 saat var. Biz bunun sadece 4,5 saatlerini istiyoruz. Neye 4,5 saat ayırmıyoruz? Telefona bile günde toplama baktığımızda ne kadar süre ayırıyoruz.

Burada spor yaparken kendimi rahat hissediyorum. Gerçekten de kaliteli bir üye profiliniz var. Bunu nasıl başarıyorsunuz?

Online satış yapmıyoruz. Üye adayını görüyoruz. Hatta sözleşmelerimizde ağır bir maddemiz vardır; üye herhangi bir rahatsızlık verdiği anda üyeliğini anında iptal ediyoruz. Burada uygun olmayan davranışları olan birini gördüğümüzde üyeliğini rahatlıkla iptal edebiliyoruz.

Son olarak neler söylemek istersiniz?

Yeni yıla aşı umuduyla giriyoruz. İnşallah insanlar geçmişte yapamadıklarını, hep rafa koyduklarını da yaparlar. Sloganımızda da söylediğimiz gibi “SPORA BAHANE YOK”.


Telefon:

Symbol AVM : 0 (262) 502 74 16

Outlet Center 0 (262) 335 03 34

Yahya Kaptan 0 (262) 311 63 64

Instagram: lifeexpressfitness