Merhaba Dr. Erkan Bey, günümüzde uyguladığınız en güncel ve yaygın tedaviler neler? Okurlarımıza bilgi verebilir misiniz?

Akıllı mercekler günümüzde son derece önemli bir yere sahip. Eskiden multifokal mercekler vardı. Şimdiyse trifokal mercekler var, yani üç odağı (hem uzağı, hem orta mesafeyi ve hem de daha yakın mesafeyi) birden gösterebiliyor. Uygun hastalara uyguladığımızda başarı oranları son derece yüksek. Genellikle akıllı mercekleri 40-45 yaşındaki hastalarda artık çok sık uyguluyoruz. Akıllı mercekler  aynı zamanda kalıcı bir tedavi sağlıyor.

“Bilgisayar kullanımının artmasıyla birlikte toplumdaki miyop oranı da arttı.”

Akıllı mercek tedavilerinin yanı sıra, elbette günümüzde lazer teknolojisi de eskiye kıyasla inanılmaz gelişti. Lazer tedavilerini basitçe anlatacak olursak; gözümüzün önünde saat camı gibi şeffaf bir kornea tabakası var. Kornea tabakasının önünü lazerle tıraşlayarak gözlük camı yapıyoruz. Benim lazer tedavisi uyguladığım hastalarımda tekrar etme oranı yok denecek kadar az, 1000’de 1’in altında. Yani sonuçlar oldukça başarılı, elbette uygun hastalarda. Lazer tedavilerinin uygun olmadığı genç hastalarda ise göz içerisine ICL denilen mercekler uygulayabiliyoruz. Bu akıllı mercekten daha farklı bir yöntem. Hiçbir göz hastalığı, katarağı olmayan, sadece gözlük kullanan genç hastalara da uyguladığımız başarılı tedaviler ile gözlük bıraktırabiliyoruz.

Bilgisayar kullanımının artmasıyla birlikte toplumdaki miyop oranı da arttı. Yakına baktıkça miyop oranı artıyor. Teknolojinin ilerlemesi, uygulamaların kolaylaşması ve başarı oranlarının artmasıyla birlikte hafif derecede göz bozukluğu olan kişiler de artık tedavi olmayı tercih ediyor. İnsanlar tedavisi başarılı olduğunda çevresini de tedavi olmaya yönlendiriyor. Bazı hastaları ailece tedavi ediyoruz.

Elbette tedavinin başarı oranları uygun kişilere ve gözlere uygulanmasına bağlı. Teknolojinin gelişmesi ve kriterlerimizin gelişmesiyle birlikte birçok kişiye müdahale edebiliyoruz. Ama az da olsa göz yapısı uygun olmadığı için “sizin gözünüz bu tedaviye uygun değil” dediğimiz hastalar da olabiliyor. Uygun değilse hastayı biraz daha bekletebiliyoruz. Başarılı sonuçlar alabilmeniz için güvenebileceğiniz bir hekime gitmeniz de önem taşıyor.

“Gelişen teknolojinin getirdiği yüksek başarı oranlarıyla birlikte, son 5 yıldır uyguladığım tedavilerde, tedavi için gelip de gözlüğünü atamayan bir hastaya ben rastlamadım.”

Göz tedavileri kendini öylesine yenileyen bir alan ki, 20 yıl önce uyguladığımız tedavilerin hemen hiçbirini günümüzde uygulamıyoruz. Gelişen teknolojiyle birlikte, uyguladığımız yöntemlerin başarı oranları çok yükseldi. Lazer yöntemleri çok gelişti. Son teknoloji tedaviler ile astigmat, miyop, hatta hipermetropun da büyük bir kısmı artık bir sorun olmaktan çıktı.

“Er ya da geç hepimiz katarakt olacağız ve bu akıllı mercekleri kullanacağız.”

Katarakt ise belli bir yaştan sonra lensin şeffaflığını yitirmesidir. Bu durumu buzlu camın arkasından bakmaya benzetebiliriz. Uyguladığımız katarakt ameliyatlarında, şeffaflığını yitirmiş olan merceği alarak yerine başka bir mercek yerleştiriyoruz. Eskiden bu mercekleri yine koyuyorduk, ancak düz mercekler vardı. Eskiden uyguladığımız mercekler sadece uzağı gösteriyor, yakını göstermiyordu. Şimdi ise gelişen teknolojiyle birlikte hem uzağı, hem de yakını gösteren mercekler var. Bu akıllı merceklerle tedavi olan kişi, tüm işlerini gözlüksüz halledebiliyor. Tedaviler son derece başarılı. Ömür izin verir ve 80-90 yaşlarına kadar yaşarsak bizler de katarakt olacağız. Bu yaşlarda katarakt görme oranı neredeyse % 90’a yakın.

Peki Erkan hocam, bir anne olarak çocuklarımızın göz sağlığı konusunda da sizden bilgi almak isterim...

Çocuklarda ilk olarak 1 yaş civarında her çocuğa rutin olarak bir göz muayenesi öneriliyor. Eğer çocuk zamanında muayene edilmezse görme tembelliği gelişebiliyor. Eğer erken doğum veya oksijen tedavisi gibi durumlar var ise ilk göz muayenesi daha da erken yapılmalı.

İlk muayenemizde çocuğun göz hareketlerini inceliyoruz, göz kayması olup olmadığına bakıyoruz. Bir çocukta tabii ki okuma testi yapamıyoruz, ancak göz ölçümüyle görüp görmediğini anlayabiliyoruz. Yani mutlaka en geç 1 yaş civarında her çocuğun ilk muayenesinin yapılması gerekiyor. Eğer bir kayma varsa gözlük veya cerrahi tedaviyle müdahale ediyoruz. Bunlar tedavisinin erken yaşta yapılması gereken durumlardır. Şunu da belirtmek isterim ki, çocuklarda çok ender görülen fakat ciddi sonuçları olabilen bazı rahatsızlıkları da bir göz muayenesiyle tespit edebiliyoruz. Örneğin retinoblastomda erken dönemde yakalanmazsa çocuk iki gözünü de kaybedebiliyor. Çocukluk çağı kataraktlarında ise erken dönemde uygulanan tedavilerle çok iyi sonuçlar alınabiliyor. Ama tanıda gecikirsek tedavi başarısı da düşüyor.

Başka ne gibi uygulamalarınız var?

Diyabet hastaları gibi ciddi oranda görme kaybı olan veya retinasında yırtık oluşan hastalar var. Bu gibi durumlarda da hiç gecikmeden tedavi edilmeli. Bu durumlar erken dönemde lazer ile tedavi edilebilirken, eğer tedavide gecikilirse retina yerinden ayrılabiliyor ve ağır ameliyatlar uygulamak zorunda kalıyoruz. (Hem maddi hem manevi açıdan daha yorucu ameliyatlar)

Covid virüsünün mukoza kanalıyla ağız, burun ve göz ile temas ile bulaşabildiğini biliyoruz. Bu konuda siz neler söylemek istersiniz?

Öncelikle enfekte olmuş olan el ağza, burna ve en nihayetinde göze değdirilmesiyle virüs bulaşabilmektedir. Bu nedenle elimizi yüzümüzden uzak tutmamız gerekiyor. Bütün olay damlacık enfeksiyonunun engellenmesinden geçiyor. Bu da öksüren, hapşıran insanların düşünerek hareket etmesinden geçiyor. Bu noktada toplumun bilinçlenmesi çok önemli. Hasta olan veya hastalık belirtileri taşıyan birinin evden çıkmaması gerektiğini söylüyoruz.

Dünyagöz İzmit Hastanesi’nde pandemi döneminde hijyen kuralları çerçevesinde hareket ediyoruz. Biz de hekimler olarak, göz muayenesi yaparken gözü kulak kürdanıyla açarak kontrollerimizi yapıyoruz. Mümkün olduğunca göz yaşına değmemeye çalışıyoruz.

Pandemi döneminde, lens yerine gözlük kullanımını öneriyoruz. Bu hem el-göz temasını azaltmakta, hem de damlacık enfeksiyonlarına karşı bir bariyer görevi görmektedir. Gözlük kullanmakta zorlananlar ise bu dönemde kullan-at lensleri tercih etmeli ve lens kullanım süresini azaltmalıdır.

Biraz önce de bahsetmiş olduğum üzere, pandemi sürecinde acil tedavi gerektiren göz hastalıklarının tedavileri geciktirilmemelidir, yoksa daha ciddi sonuçlara yol açabilmektedir. Hastalık geliştiği anda erken müdahale için doğru hastane seçimi önemlidir.

Ayrıca, gözün en dış tabakası ve göz kapaklarının iç yüzeyini saran zarın iltihaplanması olarak tabir edilen konjonktivit denilen durum, koronavirüs enfeksiyonuyla da görülebilmektedir. Konjonktivit enfeksiyonunda göz kızarıklığı görülebilir. Ancak tek başına göz kızarıklığı, koronavirüs açısından anlamlı değildir. Eğer konjonktivit ile birlikte eşlik eden kuru öksürük, halsizlik ve yüksek ateş varsa hasta koronavirüs açısından değerlendirilmelidir.

Son olarak, göz sağlığımızı korumak için ne yapabiliriz? Önerebileceğiniz bir şey var mı?

UV koruyucu olan bir güneş gözlüğü kullanmak önemli. Doğumdan sonra rutin göz taraması önemli. Yoğun güneşe maruz kalan kişilerde ileride sarı nokta hastalığı, katarakt gelişimi daha sık görülmektedir. Diyabeti varsa dengeli gitmeli. Düzenli ve dengeli beslenmeyi öneriyoruz, ancak özellikle göz için rutin vitamin takviyesi alımını çok önermiyoruz. Aslında her insanın günde 8 saat boyunca uzaklara bakması lazım.


Kadıköy, Atatürk Blv. No:2, 41050 İzmit/Kocaeli

444 4 469

www.dunyagoz.com