Timur bey merhabalar... Öncelikle sizi biraz yakından tanıyabilir miyiz?
1993 Artvin doğumluyum. Çocukluğum depreme kadar Gölcük’te bulunan aile evimizde geçti. Depremde babamın vefatından sonra annem ve kardeşim ile beraber Artvin’e yerleştik. İlkokulu orada okudum. Liseye başladığımda İzmit’e taşınmıştık. Lise bana tekdüze ve sıkıcı geldiği için okulu bıraktım. Murat Çar’ın sahibi olduğu internet kafede çalışmaya başladım. İnternet ile tam olarak burada tanıştım. Bu sınırsız bilgi ağını kendimi eğitmek için kullanmaya başlamama henüz vardı ama başlangıcı böyle oldu. 

Bundan 8 yıl önce kurduğumuz ilk şirkette üç kişi çalışıyorduk, yaptığımız işlerin çapı büyük olmasa da 10 kişilik bir ekip gibi çalışmamız gerektiğinin farkındaydık.  Ancak o zaman tatmin edici işler ortaya çıkarabiliyorduk. Öğrendiğimiz tüm bilgileri internet üzerinden edindik. Bir hoca yoktu, bize kameranın nasıl tutulacağını, çekimlerin nasıl yapılacağını, hangi programları kullanacağımızı kendimiz bulup öğrendik. İki ekran ile çalışıyordum; bir tanesinde eğitim videoları, diğerinde de onları anlık uyguladığım program vardı. Aylarca bu şekilde çalışmaya devam ettim. O zamanlar aldığım en büyük iş saygıdeğer iş adamı sanayi odası başkanı Ayhan Zeytinoğlu’nun Gölcük’te bulunan kurucusuda olduğu Kocaeli Sanayi Odası Dumlupınar Ortaokulu’na yaptırdığı otuz bilgisayarlık laboratuvardı. Herkes kendi alanında uzmanlaşmak için elinden geleni yaptı. Gelecekten şüphem yok , başaracağımızdan kendi benliğim kadar emindim. Birçok insanla çalıştım, ortak işler yaptım. Küçük şirketlerde büyük hayaller kurdum. Büyük şirketlerde ise işlerin nasıl yürüdüğünü gözlemledim.

Sonrasında?
Fakat gördüğüm şeyler hoşuma gitmedi. İnsanlara yapılan muamele ve konuşma şekilleri hep yukarıdandı. Korkuyla birlikte gelen saygı bir gün kendini yitirebilir, lakin insanın özsaygısına karşılık duyulan saygı, sonu olmayan beraberliği ve güveni birlikte getirir. Hiçbir zaman bu şekilde olmayacağıma dair kendime söz verdim. Her zaman birlikte yürüdüğüm ekip arkadaşlarıma hak ettikleri saygıyı gösteriyorum. Bunu bir strateji olarak yapmıyorum. İnsan ancak güvende hissettiği ve mutlu olduğu bir yerde yaratıcı fikirleri hayata geçirebilir. Bu yönetim şeklime bana yakın olan kişilerin eleştirileri oluyor. Bunu söylemelerinin nedeni, hak ettiğini sandığımız saygıyı duyduğumuz insanların olmasıdır. Her zaman iyi insanlarla karşılaşacağız diye bir beklenti içinde olmayı mantıklı bulmuyorum. Benim aradığım, işimiz için doğru insanı bulmak. Bugüne kadar binlerce insanla tanıştık ve görüştük ama sadece çok azı dostlarımız olabildi. 

Sizce bu işlerde en tehlikeli şey nedir?
Gerçek patronlar. İşte onlar en tehlikeli olanları. Acımasız ve empati yoksunu olduklarını söylemeden geçemeyeceğim. Çok büyük işler başaran ve dünya markası olmuş firmaların çalıştırdığı işçilerin şartlarını görseniz o insanların haline çok üzülürsünüz. Yıllarca o şirket için neredeyse her gün işe gidip çalışacaksın, sayısız mesaiye kalacaksın, senede 15 gün tatili güç bela yapacaksın. Bu çok ama çok insafsızca. Çalışan herkes bir hak ediş alır. 

İnsanlar maaşlarını söylerken şunu düşünmeli; ben 3000₺ maaş alıyorum fakat bunun ne kadarı direkt olarak borca kesiliyor? Çalışan, üreten insan çok değerlidir ve maalesef ülkemizde böyle bir değer olduğunu düşünmüyorum. Mutsuz insanlar görüyorum sadece, hayatta kalmak için çalışan insanlar. Belki hayali robot yapmak olan bir arkadaşımız evine ekmek götürmek için kuryelik yapıyor. Günde 12 saatten fazla çalıştırılıyorlar.

Türkiye’de kim istediği ve hayal ettiği işi yapabiliyor ki?
Youtube’da videolar görüyorum. Pazar arabasından, el arabasından elektrikli scooter yapan… Bu çocuklar daha 16-17 yaşındalar. Fakat artık çalışıp kendi hayatını da kazanması gerekiyor. Ben ne olursa olsun insanların mesleklerini ve yaşam tarzlarını seçmekte özgür olmalarını istiyorum. Bakıyorum, her yer deneyimli eleman arıyor. Aslında hiç bilgisi olmayan ama işi yapmak isteyen insanları görmezden geliyorlar. Ben her zaman insan eğitmekten yanayım. Yaptığınız işi anlaması ve uygulamaya koyması ne kadar uzun sürebilir ki? Benim için 3 ay büyük bir zaman değil. İnsanları bir ürün gibi görüyorlar. Maaşını ödedim, sigortasını yaptım, sen artık mesai saatini doldurmak zorunda olan bir ürünsün, denileni yap, şikayet etme soru sorma… 

Lütfen bırakın, insanlar deneyim kazansın. Ben lise mezunu bile değilim. Lise 1. sınıfta devamsızlıktan okuldan atıldım. Gitmek istemediğim bir yerdi okul, bana göre bizi sınadıkları, test ettikleri bir eğitim sistemi öğretime dayalı olmayan zaman kaybıydı. 

Ekip arkadaşlarınızın donanımı sizi tatmin ediyor mu?
10 yıl önce beni deneyimsiz görüp işe almayan firmaların bugün görsellerini üretip internet sitelerini yapıyoruz. 12 kişilik bir ekibiz ve en gencimiz 2000 doğumlu, en yaşlımız ise 1988 doğumlu. Bu işi yıllardır yapan ve her türlü bilgiye sahip insanların yanında yetişiyorlar. Tüm yazılım işlerimizi 3 kişilik bir ekip hallediyor. Onları ilk gördüğümde bu işi yapabileceklerini direkt olarak anladım. Daha yeni öğrendiklerini ve çok iyi projeler oluşturup geliştirdiklerini gördüm. Biz onlara ne yapmaları gerektiğini söylerken bazen onlar bize ne yapmamız gerektiğini söylüyor, bakın bu bir emir komuta zinciri değil, ekipte herkesin fikrine, düşüncesine ihtiyacımız var çünkü biz burayı birlikte kurduk. Parayı herkes verebilir, herkes iyi ekipmanlar satın alabilir fakat iyi bir ekibi asla bulamazsınız. Onu hak etmeniz gerekir. Ekibiniz sizi lider olarak kabul edene kadar sabır etmelisiniz.

Sürekli olarak “Böyle bir yatırım İstanbul’da olsaydı” hayalini kuran insanlara denk geliyoruz. Bizim için istanbul 1 saat kadar hızlı ulaşabildiğimiz bir şehir. Yüz yıllar boyunca dünya halkına ev sahipliği yapmış İzmit’in gerçek bir fırsatlar şehri olduğunu düşünüyorum. Aradığınız her şeyi burada bulabilirsiniz. Aynı zamanda İstanbul ve Bursa gibi ticaret trafiği yüksek olan iki şehir arasında bir köprüde olduğumuzu düşünüyorum. Pandemi ile birlikte gelen evde çalışma fikri bir çok insanın hayatını değiştirdi. Her gün çekmek zorunda olduğu 2 saatlik otobüs macerası son buldu. En rahat ettiği kıyafetlerle işini yaptı. Evinde özgürdü, kendi alanında çalıştı. Bu fikirden sonra amacım, ekibin performansını arttırmak için insanların evi kadar rahat ettiği bir çalışma ortamı yaratmak oldu.

Zaman içerisinde bazı girişimlerinizin olumsuz sonuçlanması sizi demotive etmedi mi?
Ben bugün burada hazırlamış olduğum çalışma sistemini 10 yıl boyunca düşünüp hayalini kurdum. İlk zamanlar herkes karşı çıktı. 2-3 girişimin başarısızlıkla sonuçlandığı an hemen sigortalı bir işe girmem gerektiğini anlatan ailem ve arkadaşlarım tarafından bir çöküntüye uğruyordum. Bir ara beni alay konusu bile yapmışlardı.  Fakat bugün şirketimde çalışmak için haftada en az 2 kere kendilerini hatırlatıyorlar. Yaptığım girişimlerin kötü sonuçlanması beni hiçbir zaman üzmedi. Fakat çevrenizdeki insanların sizi başarısız olarak görmesi ve inançlarını yitirmesi bambaşka bir üzüntüydü. Bir şekilde tekrar başladım. Her seferinde farklı insanlar ve farklı bir yer oluyordu, yapmak istediğim iş hep aynıydı. Ne olursa olsun inandığınız işi yapın ve unutmayın ki pes etmediğiniz zaman başarmış olacaksınız. Hayallerinizi anlattığınız insanlar sizinle dalga geçebilir “ bırak oğlum bu işleri bir bi işe çalış askere git gel elin ekmek tutsun” bıraksanız tutacak da elimizden tuttukları gibi bizi başka yerlere sürüklüyorlar. Girişimlerim başarısızlıkla sonuçlandıktan sonra hayatımın işi ile tanıştım. Programları öğrenirken anneme telefon açtım ben bu işi yapacağım ve bu işin geleceğini görüyorum “bana yatırım yapmak ister misin?”  Dedim.  Günlük yemeğimi ve giderlerimi karşılamasını istedim. Kabul etti ve sonrasında 3 ay evden çıkmadım. Sadece yaptığım işe odaklandım. Böylelikle annem benim ilk yatırımcım oldu.

Yaptığım işler ve girişimler başta çok güzel gitse de her zaman iyi sonuçlanmandı. Burada da eşim devreye girdi ve şartlar ne olursa olsun yanımda durdu. Her sabah yataktan aynı azimle kalkmayı kızıma ve eşime borçluyum diyebilirim.

Ürettiğiniz projeler nasıl ve ne hayatlara ne kadar dokunuyor ?
Ürettiğimiz her proje, hayatınızı kolaylaştırıyor. Nereden mi biliyorum? Kendimiz için yapıyoruz. Tüketimden çok üreten insanların bir araya geldiği bu ekip Infinity adı altında, kapsamlı büyük projeler üretme fikrine inanarak yola çıktı. 2014 yılından bu yana teknoloji ve finansal faaliyetleri yakından takip edip bugüne kadar üretimini ve danışmanlığını sürdürüyor. Sürekli yenilenen dünyada, iş ortaklarımızı hep güncel tutuyoruz. Var olan anlaşmamıza sadık kalıyor ve beklenmeyen sorunlar çıktığında anlık müdahaleler ile problemi çok kısa sürede çözüyoruz. 

Blockchain tabanlı oluşturduğumuz çalışma yapısı hata payımızı düşük seviyelerde tutuyor. Yaptığımız her hamle zincire bir halka daha ekliyor. Birbirine bağlı olan bu halkalar işleyişin raporunu tutarken aynı zamanda bize bir yol haritası oluyor. Kurduğumuz bu sistemin en etkili yanı projeleri ve yapılan eylemleri birbirine bağlıyor olması.

Sisteme dahil olduğunuzda elimizdeki tüm imkân ve iş kabiliyetini görebilecek aynı zamanda bu hizmetlerden yararlanabileceksiniz.

Peki ya üretim süreci?
İşletme veya kuruluşların beklentilerini ve isteklerini eksiksiz bir şekilde anladıktan sonra üretime geçiyoruz. Tam donanımlı teknoloji atölyemize geçmeden önce işi detaylarıyla planlıyoruz. Minimum 6 kişi ile gerçekleştirdiğimiz bu planlama evresinde ilk olarak müşterinin ihtiyaç ve eksiklerini başlıklar altında topluyoruz. Görev dağılımları yapılınca iş alanı ve pazar araştırması yapıyor, benzer firmaların yaptıkları işleri, oluşturdukları kampanyaları bir bir inceliyoruz. Tüm bu bilgileri ortak ağa aktardıktan sonra tekrar toplantı odasına dönen yaratıcı bir grup tek bir amaç için bir araya geliyor. Üretim, özgün fikirler, hikâyeler, tanımlar, iş geliştirme stratejileri... Paylaşılan her bilgi düşündüğümüz fikirleri de geliştiriyor. Belli bir zamandan sonra işin büyük bir bölümünü bitirdiğimizi hissediyorum ve ortak bir konuda mutabık kalıp onun üzerine yoğunlaşıyoruz. Herkes ne yapması gerektiğini biliyor ve yazılım ekibi kendi departmanında, ajans ekibi kendi departmanında çalışmaya başlıyor. Bazı işlerimiz günlük tempoda sürdürebildiğimiz bizi yormayacak türden oluyor. Bazıları var ki gece boyu çalıştığımız, 2 saat kestirip tekrar işin başına döndüğümüz türden oluyor ve bunlar benim en keyif aldığım zamanlar diyebilirim. Fakat hepimiz biliyoruz ki keyif aldığımız her şeyin bir bedeli oluyor. Uykusuzluktan kızaran gözlerimiz, mouse klavye tutmaktan tutulan bileklerimiz gibi… Yani bu işi gerçekten severek yapmalısınız. İşinizi ne kadar sever ve önemserseniz başarı oranınız bir o kadar yükselir.

En keyif aldığınız projeleriniz neydi?
Aslında her projeden ayrı keyif alıyorum. Bu işin tüm detaylarına hakim olduğum ve severek yaptığım için çok ayrım yapmamaya çalışıyorum. 

Fashion TV ile yaptığımız çekimler ve projeler, Hell enerji içeceği projelendirmeleri, Fujifilm yeni kamera serisi tanıtım filmleri projeleri çok iyiydi ve o büyük keyifle çalışmıştık. Pandemi sonrası süreç ile ilgili yapılabileceklere dair ön görüşmelerimiz devam ediyor.

Alışılmışın dışında sanal para ile hizmet veriyorsunuz. Bu nasıl oluyor anlatır mısınız?
İş akışını sağlamak için yapılacak finansal eylemlerde, kendi ödeme sistemimizi oluşturduk. Infcoin, Etherium tabanlı ürettiğimiz, Infinity’nin alternatif para birimidir. 

3000 Infcoin satın aldığınızda 1500 Infcoin karşılığında hizmet alabilir ve kalan bakiyenizi dilediğiniz başka bir zamanda kullanabilirsiniz. Infcoin ile yaptığınız satın alımlarda, her ay değişen indirim paketlerimizden yararlanabilir ve çoklu alımlarda ekstra Infcoin kazanabilirsiniz.

Kripto para konusunda farklı projeler üretecek misiniz?
Evet sonunda en keyif aldığım yere geldik. Blockchain teknolojileri ve Kripto paralar.

Türkiye’de ki en büyük madeni kurmak için birçok yatırımcıyı bir araya getirdim. Bulgaristan ve fransadaki üretici firmalarla yaptığım anlaşmalar ile ticari trafiği kurmuş oldum.

Yapımı 6 ay sürecek olan bu madeni inşaa ederken. Kendi coin’imizi oluşturuyoruz. Bunları okurken “çiftlik bank” diyenleri duyar gibiyim. Bu madenin halka açık olmadığını belirtmek istiyorum. Start up projeleri desteklemesi için oluşturacağımız bu para birimini büyük bir havuzda toplayacağız ve yeterli gördüğümüz projeleri kullanıcı oylamasına sunarak fonlayacağız. Fonladığımız tüm iş modelleri İnfinity coin ödeme alt yapısını içinde barındıracak bu sayede infinity coin’ e yatırım yapan tüm kişiler hayata geçen projelerin ortağı olmuş olacak. Girişimcilerin hazırladıkları projeleri detaylıca inceleyecek tecrübeli yatırımcı ve danışmanlardan oluşun bir kurul oluşturuyorum.

Kendi coin’imizi size anlatmadan önce bilmeniz gereken şey coin ve token arasındaki fark

Coin; Kendine ait olan blockchain teknolojisine sahiptir.

Token; Var olan blockchain teknolojisini kullanır.

Tabi ki, her iki karar için zengin bir teknik bilgi donanımına ve iyi bir kodlama yetisine sahip olmanız gerekiyor. Siz bilmeseniz de bilen biriyle çalışmanız şart. Ben bu işte, uzman kişilerle çalışmayı tercih ettim. Kendi paramızı oluşturma fikri aslında paranın kullanış amacı ile ortaya çıktı. Kendi parasını üreten fon sağlayıcı bir oluşum hayal edin.

Bitcoin olarak bilinen bu yeni teknoloji aslında çok uzun yıllardır hayatımızda bir dijital paradan daha fazlası. Bugün tüm bankaların güvenlik olarak blockchain teknolojisi ile korunduğunu hepimiz biliyoruz. 

Şimdi blockchain sistemiyle kafanızı karıştırmadan önce projemiz ile ilgili biraz detay vereyim. e-ticaret alt yapımız B2B ve B2C yani işletmeden işletmeye ve işletmeden tüketiciye olacak şekilde satışların gerçekleştiği bir dijital alan olacak. Düz renk tasarım tekstil ürünleri üzerine grafik tasarım işiyle uğraşan veya kendi tasarımlarını üretmek isteyen sanatçı ruhlu girişimciler kendi tasarımlarını siteye yükleyecek. Tasarımlar düz renk ürünlerin üzerinde satın alınmak üzere kendini sergileyecek. Hem ürün sahibi firma kazanacak hem tasarımı oluşturan kişi kazanacak. Tamamen otomasyon bir sistemden bahsediyorum. Tasarımcı olduğunuzu hayal edin. Evinizde oturup tasarımı yapıp sitemize yüklüyorsunuz, yazmış olduğumuz yardımcı program sayesinde yaptığınız tasarımlar ürünlerin üzerine otomatik olarak giydiriliyor. Beyaz olarak çektiğimiz her tekstil ürününü bu programa kolaylıkla tanıtabiliyoruz. Bilgisayar ortamında yaratılmış kumaşları da rahatlıkla kullabiliyoruz. Sadece ölçülerde tasarımınızı siteye yüklüyorsunuz. Tasarımınızı t-shirt, kırlent, duvar örtüsü, telefon kabı gibi farklı ürünlere giydiriyoruz ve bunların hepsini sistemimiz kendisi yapıyor. Siz uyurken sizden binlerce kilometre uzakta olan bir müşteri yapmış olduğunuz tasarımı beğendi ve ürünü satın aldı. Hak edişiniz o anda dijital cüzdanınıza yatıyor. Bu, her ürün ve alım için geçerli olacak olan bir hak ediş. Uyurken bile para kazanabileceğiniz bir oluşum. Pandemiyle birlikte işini kaybeden ve geliri düşen insan sayısı çok fazla ama pandeminin bize kattığı en önemli şey evden çalışma yapısı olmuştur. Salgının bitmesi ve normal hayata dönüş süreci çoğu insan ve şirket için bir dönüm noktası olacaktır. Evden çalışmaya devam edenler daha rahat bir çalışma ortamı oluşturdukları için üretken ve verimli olacaklar. 

Girişimcilere tavsiye

Yaşamım boyunca çalışmaktan ve öğrenmekten vazgeçmedim. Çevrenizdekilerin ne düşündüğünü boş verin ve kendiniz için çalışın, kendiniz için yaşayın. Maaşlı çalışmayıp kendi işinizi yapacaksanız şunu bilmelisiniz hiç kolay olmayacak. Karşılaştığınız her durumu değerlendirmeli ve ona göre hamleler yapmalısınız. Asla vazgeçmeyin! Şartlar ne olursa olsun sonuna kadar gidin. İşiniz için anlaşmalar yapın. İkili ilişkilerinizi çok iyi tutmaya özen gösterin. Bir gün başaracaksınız ve arkanızda bıraktığınız zorlu yıllar sayesinde bunu gerçekleştireceksiniz. 

Unutmayın  Coca Cola ilk yılında 20 şişe satmıştı.